12

163 26 34
                                    

Kasım ayı Kazutora için her zamankinden daha kederli geçti. Baji'nin ölüm yıldönümü, yine Baji'nin doğum günü ve Shoji'nin tahliye kararının eline ulaşmasıyla içten içe çökmeye başladı ama diğer herkes gibi, tatlı bir gülücüğü maske yapmıştı kendine.

Aralık ise onun için daha sakindi. Ayın başında yerler karla kaplandı. Böylece avluda hayat bir nevi daha eğlenceli bir hal aldı. Tabii herkes donuyordu, orası ayrı. Yine de kar topu savaşına katılmak paha biçilemezdi.

"Artık hayatsız bir asosyal gibi porno dergilerine bakıp, tuvalette mastürbasyon yapmak yerine normal insanlarla çıkmaya başlarsın, diye düşünüyorum." diye takıldı Kazutora, Shoji'nin eşyalarını toplanmasına yardım ederken.

"Aaa! Hiç olur mu?" dedi Shoji gülerek "Eski alışkanlıklarımdan öyle bir anda vazgeçecek değilim. Günde üç posta atmak yerine bir posta atarım mesela. Annem de şüphelenmez hem."

Kazutora bu kez sahiden de içten sırıtarak ona bakarken arkadaşının neşeli gözlerini yakaladı. "Seninle bunu sanırım hiç konuşmamıştık ama ee söyle bakalım, bu akvaryumdan çıkıp, okyanusa dönünce ne yapacaksın, özgür Willy?"

"Önce zorlu bir adaptasyon süreci var tabii. Kim bilir üç senede dışarıda neler değişmiştir! Tokyo kalabalığı hariç tabii. Dünyanın sonu gelir de Tokyo'nun kalabalığı bitmez... Dışarıya biraz alıştıktan sonra da iş bakmaya başlayacağım. Artık yok geliri düşükmüş, mesai saatleri uzunmuş, patron deliymiş demeden kendimi bir yerlere atmaya çalışacağım."

"Eh," dedi Kazutora. "İlk iş deneyimleri olarak kusurlu işler kabul edilebilir ama yine de iş hayatının seni sömürmesine izin verme. Daha on dokuz yaşındasın. Önüne bir sürü fırsat çıkacaktır... Ama ne yaparsan yap tekrar suç işleme."

"Haklısın." diyerek hemfikir olduğunu belli etti Shoji. "bir sürü fırsatım olacak... Her şeyden önce, güzel bir tatile çıkmak istiyorum. Güneş, okyanus, kum ve bikinili kızlar. Kışın ortasında böyle bir tatil zor ama sığ düşünmemek gerek. Yarım küre değişikliği yapacağım. Sonra Shibuya'ya dönüp hayatıma başlayacağım."

"Ana bacı sövmeye mi?" Bugün Kazutora tam da Shoji ile uğraşma ruh halindeydi ama günün kalanında arkadaşı yanında olmayacaktı. O yüzden giderayak kombo şakalar yapıyor ve arkadaşının sinirleriyle oynuyordu.

"Yaşamaya." dedi Shoji yüksek sesle ve kahkaha attı. "Sövme kısmı daha sonra hatta belki hiç. Baktım, yaşama kısmı pek sarmıyor, sövmeye başlarım." İç çekti. "Elimden geldiğince tüm sorunları, sıkıntıları tolere etmeye çalışacağım. Hayatıma ikinci bir şans vereceğim."

Shoji bavulunun fermuarını kapattıktan sonra Kazutora'ya baktı. Onun için artık gitme, arkadaşlar için ayrılık vaktiydi. Kazutora gidebileceği son noktaya kadar yürüyerek ona eşlik ettikten sonra birbirlerine sarıldılar.

"Sana sık sık mektup yazacağım." dedi Shoji. "Ve fırsat buldukça ziyaretine geleceğim. Tahliyene az bir zaman kala sana bir mektupla telefon numaramı vereceğim ki çıktığında bana ulaşabilesin. Oldu da kaldığın cezaevini bulamazsam ve telefon numaramı sana vermezsem mektuplardaki adresi ararsın. Çıktığında da görüşelim."

Kazutora başıyla onayladı. "O halde mektuplarını saklayacağım ki seni çıktığımda da kaybetmeyeyim." Arkadaşına gülümsedi. "Hayatının ikinci şansının hakkını ver, Shoji. Seninle cezaevinde de karşılaşırsak seni tokatlarım. Mutluluklar!"

Ayrılıktan sonra Kazutora biçare hücresine döndü. İçeride artık tek başınaydı. Shoji tahliye olmuştu ve Ryuu ile Hachiro bağımlılıkları sebebiyle kliniğe gönderilmişlerdi. Gözünün önünde anıları canlandı.

Days Are Numbered 卍 Kazutora HanemiyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin