Sabaha kadar yine uyuyamadım. Kral Lu Han' ın söylediklerini düşünüp duruyordum. Ona karşı bir şeyler hissettiğim doğruydu ama bu hisler mantığımın önüne geçecek kadar güçlü değillerdi. Bu konuda çok mutluydum, aşık falan değildim. Hala doğruyu görebiliyordum. Reddedince ne olacağını bilmediğim için cevapsız bırakarak kaçmayı seçmiştim. Tabii, bunu nereye kadar sürdürebilirdim onu da bilmiyordum. Sonuçta adamın sarayında yaşıyordum, er ya da geç bir cevap almak için beni çağıracaktı. Ama bu iki gündür çağırmadığı için öğle yemeklerini atölyede amcalarla beraber yiyordum. Sanırım meşguldü çünkü Hadım Lin de görünürde yoktu. Hadım Lin, kralın yanından ayrılmazdı hiç. Ne ile meşgul olabilirdi ki? Sorduğum da soruydu ha, adam kraldı. Tabii milyon tane işi vardı. Başımı iki yana sallayıp eciş bücüş gösteren metal aynadan koyu göz altlarıma baktım ve kuşağımı kenardan aldım. Koyu mavi cübbemin üzerine deri kuşağımı bağladım ve her zaman yarım topuz yaptığım saçlarımı bugün yarım atkuyruğu yaptım. Hadım Lin' den muhafızlar aracılığıyla izin almıştım ve saray dışına çıkıyordum. Gerçi Komutan Wang Yibo' yu da yanıma alma şartı ile izin vermişti ama neyse. Konumuz bu değil, benim pazara gidecek olmam! Xiao Zhan ile buluşacaktım. Yaklaşık iki haftadır görmüyordum arkadaşımı ama bir türlü fırsat olmuyordu ki! Giyinmem bitince yelpazemi de alıp çıktım odamdan. Kapının önündeki ayakkabılarımı giyip müştemilatın kapısını açınca Komutan Yibo girdi görüş açıma. Şu duvar suratlı hali ne kadar da bana benziyordu. Kayıp oğlum gibiydi. Halktan bir soylu gibi giyinmişti ve oldukça düzgün görünüyordu. Ama belindeki ince kılıç hemen göze çarpıyordu ve bu sebeple kimse ona bulaşmak istemezdi.
"Terzi Wu."
Başını hafifçe eğip beni selamladı. Ben de aynı şekilde karşılık verdim.
"Komutan Wang."
"Bugün size eşlik edeceğim."
Etmeseydin iyiydi aslında. Sonuçta arkadaşım Zhan, Yibo' dan hoşlanmıyordu. Arkadaşımla güzel vakit geçirmek istiyordum, onun somurtmasını değil.
"Gidelim o zaman."
"Mn."
Birlikte yürüyüp sarayın yan tarafından ön bahçeye çıktık. Kaçamak bakışlarım yine terastaydı ama kimsecikler yoktu. Derin bir iç çekişle önüme döndüğümde Komutan Yibo' nun yan yan bana baktığını fark etmiştim.
"Bir şey mi var yüzümde?"
Omuz silkti.
"Majesteleri bu ara çok meşgul. Terasta oturmaya zamanı yok."
"Neden bana söylüyorsunuz ki?"
"Bilginiz olsun istedim."
Sanırım Hadım Lin ve Komutan Yibo, Luhan ve benim aramda olan şeyleri biliyorlardı. Bilmemeleri tuhaf olurdu zaten, bu iki insan da krala çok yakınlardı.
"Aslında merak ettiğimden değil ama kral ne ile bu kadar meşgul?"
O anda Yibo' nun yüzünden hafif alaylı bir gülümseme geçince kızarmamı durduramadım. Madem merak etmiyorsun ne bok yemeye soruyorsun salak! Hemen ellerimi iki yana salladım.
"Sormadım say."
"Zevce Gu hamile. Bununla ilgili bazı hazırlıklar içindeler."
Duyduğum şey yerimde donup kalmama sebep oldu. Çarşının ortasındaydık, etrafımda hayat akıp geçiyordu ama benim için her şey durmuş gibiydi. Daha iki gün önce benden hoşlandığını ima eden kral baba olacaktı. Eh, böylesi daha iyi değil miydi? Ben değil miydim, sırf erkek olduğum için onunla olamayacağımı düşünen? Kraldan kaçan, ona bir cevap vermemek için hızla yanından uzaklaşan? Şimdi bu boğazımdaki acı his de neydi? Kendisini de beni de ateşe atmadığı için minnettar olmalıydım oysa. Ama kalbim acıyor gibiydi. Krala aşık değildim ama sonuçta bana güzel davranmış, güzel gözlerle bakmış ve aklımı bulandırmıştı. O öğle yemekleri, her görüşmemizde yakaladığım ufak iltifatları benim duygularımı karmakarışık yapmıştı. Şimdi de bir kadını hamile bıraktığını öğreniyordum. Ben hariç, bu erkeklerin hepsi aynıydı işte! Siklerinin derdine düşünce beyinleri sistem dışı kalıveriyordu. Zaten başlarına ne gelirse de hep sikleri yüzünden geliyordu. Horoz ölmüş, gözü çöplükte kalmış! Hıh! Heeepsi aynı bunların. Yine söylüyorum: Ben hariç! Ben duygusal bir adamdım ve hep öyle kalacaktım. Bu yüzden de muhtemelen kaybedecektim her zaman.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Long Live the King
Fanfiction"...Ama şunu bilmelisin ki Wu ShiXun, yakalamak bizim en iyi yaptığımız şeydir..." Ana Çift: HunHan/HanHun Yan Çift: YiZhan Tür: Tarihi/Dram/Komedi *Geri dönüşümün şerefine... *Smut içerik vardır. *Üç-beş entrika, bir-iki idam falan var.