16. Bölüm

164 11 0
                                    


- Ne o Medine Dilencisi , süt dökmüş kediye döndün birden ? En son gördüğümde kafama çiçeklerle vuruyordun !

Kaşlarım şaşkınlıkla kalktı .

- Bana kızgın değil misin ?

Sorduğum soruya tebessüm etti.  Fakat bu tebessümü her zaman yüzünde alışkın olduğum alay şeklinde ortaya çıkan dudak kıvrılması değildi . Dünya'ya resmen alay etmek için gelmiş olan adam karşımda yıkılmış halde öylece dikiliyordu . Fark ettiğim gerçekle kaşlarım iyice havalandı . Bizim alaycı Bay Keş'imiz acı çekiyordu....

☆☆☆☆☆

- Haklısın sana kızmam gerekiyordu sonuçta beni sapık , katil , psikopat , yalancı ve her şeyden önemlisi umut hırsızlığı yapmakla suçlamıştın değil mi ?

Gözlerimi kaçırdım . Şuan ne dese haklıydı . Anıl'ın beni eve bıraktığı o gün resmen ayak üstü çocuğun ırzına geçmiştim .

1 Hafta önce...

Anıl 'ın tozu dumana katan arabasının arkasından derince bir nefes alıp elimdeki çiçekleri hırsla sokağın köşesinde duran çöpe atmak için adımladım . Hata bendeydi aslında . Ne diye oturupta hiç tanımadığım birine tüm özel hayatımı anlatmıştım ki !

Çiçeği çöpe atmış arkamı dönmüştüm ki karşımda Tuna belirdi .

- Sana da incelik yaramıyor ! Sanırım çiçek yerine para göndermeliydim !

- Senin ne işin var burada ?

Sesimin soğukluğu karşısında kaşlarını çattı .

- Tamam seni Anıl ve bir ordu dolusu adamla o bankta beklettim ama inan bana sana çok önemli haberler getirdim .

Kollarımı göğsümde birleştirerek muhtemelen yalan olan o çok önemli haberi dinlemeye başladım .

- Aslım sence de çok tuhaf değil mi ?

- Ney ?

- Sen tam ailenden uzağa gittiğin an bir bakıyorsun ki şerefsizin biri seni kaçırıyor ? O da yetmezmiş gibi bu şerefsiz ile baban arasında eskiden gelme bir husumet var .

Bu benim de aklımı karıştıran noktaydı fakat o kadar kafa patlatmama rağmen bir şey bulamamıştım . En sonunda da kötü bir tesadüf olduğunu düşünüp geçmiştim .

- Eee !

- Aslım bu şerefsiz neden yıllarca sana yada Arda'ya bir zarar veremedi ?

- Bilmem !

- Ben söyleyeyim ! Çünkü baban ikinizi de tam o ana kadar koruyordu . Elimde kamera kayıtları var . Siz nereye gitseniz babanızın peşine taktığı iki adamda her an sizin ensenizdeydi .
Hatta o iki adam sizinle Mersin'e kadar da geldi . Ama  ne hikmetse siz uçaktan indikten sonra aynı uçakta gelmenize rağmen adamlar sanki yer yarıldı da içine girmiş gibi ortadan yok oluyorlar .

- Ne demeye çalışıyorsun ?

- Ve o iki adam siz daha havalimanından çıkmadan hesaplarına baya bir hatrı sayılır para yatırılıyor hemde babanın onlar için ödediği paranın kat ve kat fazlası şeklinde.  Daha sonra o iki adam nasıl karşına çıkıyor biliyor musun ?

Artık meraktan çatlayacaktım .

- Tuna artık mala anlatır gibi anlatmaktan vazgeçsen de sonuna gelsen !

MAVİ DÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin