Üzerimi şöyle bir süzüp göz kırptı .
- Güvenebilirsin zevkim iyidir . Kutunun içinde gelinliğin ve bir elbise olacak . Bu gece seni o kıyafetlerle her şeyin başladığı yerde görmek istiyorum .
- İyi de ben evden şu durumda çıkamam ki !
- Merak etme o işi de Arda halledicek .
- Ama...
- Aslım sen hiçbir şey düşünme tamam mı ? Senin tek görevin o elbiseyle yanıma gelmen o kadar ! Ha bir de umarım rakı seversin çünkü seninle bir iki rakılık meselemiz var !
Göz kırpıp yanağıma ufak bir buse kondurup gitmişti . Ben ise küçücük kabine yayılmış kokusuyla baş başa kalmıştım . Sahi bizim bir kadeh dahi tokuşturacak meselemiz var mıydı ?
☆☆☆☆☆☆☆☆
Ellerime fırın eldivenlerini geçirerek fırında son anda yanmaktan kurtulan kekimi çıkardım .
- İşte kimin kızı be !
Mutfağa neşeyle giren babama zoraki bir tebessüm yolladım . Keşke bu mide bulandırıcı sahiplik sözcükleri dilde kalmakla kalmasaydı .
- Hayırdır Aslım ne bu mutluluk ?
Babamın arkasından mutfağa giren Melek Hanım ' a baktım . Babamın yancısı , saman altından sinsice su yürüten kadın... Bütün bu olanları bildiğine adım kadar emindim . Onların bize olan sevgisi sadece çıkarlar üzerine kuruluyken birbirlerine duydukları sevgi Aslı ile Kerem , Ferhat ile Şirin , Leyla ile Mecnun 'un yanına eklenecek cinsten bir sevgiydi . Gerçi hata bendeydi . Kendi öz annesinin bile sahiplenmediği , bir kenara atıp gittiği çocukları bir başkası niye koşulsuz sevsin ki ! Her annesi olmayan çocuklar gibi bizde ağzımıza sürülen bir damla bal ile yirmi yedi yıl yaşamıştık .
- Aslım sana diyoruz niçin cevap vermiyorsun evladım ?
Yutkundum . Sahiden bu soruyu mu sormuşlardı ?
- Köprüden önce son çıkışta birazcık mutlu olmuşum o mu gözünüze battı ?
- Annecim biliyorsun bu senin iyiliğin için !
Melek Hanım 'ın şefkatli sesi biraz olsun içimde ona karşı ördüğüm buzları eritmek istedi fakat her şeyi bilip böyle bir tavır takınmasını unutamıyordum . Kaçırıldığım zaman hastanedeki kadın ile şimdiki kadın arasında dağlar kadar fark vardı .
Daha bir kaç saat önce mağzadan eve geldiğimizde akşam için duşa girmiştim . Kafamdaki morluk makyaj akınca gün yüzüne çıkmıştı . Önce olması gerektiği gibi , her normal anne gibi kafamdaki morluğun sebebini sormuştu . Umut fakirin ekmeğidir , bu soruşta bir umut bulmuş ona her şeyi anlatmıştım fakat o ise buna karşılık beynimden hiç çıkmayan her ata erkil kadın gibi cevap vermişti .
" Çocuğu kesin sinirlendirmişsindir ! Yoksa Bora bile isteye yapmaz öyle şey ! "
Elimdeki bıçak ile keki dilimlemeye başladım .
- Aslım annen sana bir soru sordu !
Babamın sertleşen sesine inat her hareketimden ukalalık fışkıran bir edayla Melek Hanım ' a döndüm .
- Biliyorum bunların hepsi benim iyiliğim için hatta bunu son bir haftadır milyonlarca kez söylediniz fakat benim aklıma takılan nokta şu :
Sizin iyilik anlayışınız tam olarak nasıl ?İkisi de birbirlerine baktılar. Gıcık bir şekilde gülerek bakışlarımı bıçakla delik deşik ettiğim kekimden ayırıp onlara çevirdim .
- Ya da durun ben cevaplayayım .
Bir kadın erkekten şiddet görür ama bu kadının kusurundan kaynaklanıyordur değil mi ? Hayır ağacı kendisinde bitmiş doğruluğun temsilcisi erkek ise ufak (!) bir düzeltmeyle kadının ayarlarını yerine getirir değil mi ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ DÜŞ
ChickLit- Üzerindeki gelinliğin çirkinliğini mankenden çıkarmamalısın ! Duyduğum alaycı sesle hızla arkama doğru döndüm . Gözleri yorgun ve uykusuzdu . Gömleğinin düğmelerinden iki tanesi açıktı . Yakasında ise baya dolgun dudaklara sahip birinin ruj izi...