1. BÖLÜM

669 43 29
                                    

Evet arkadaşlar yeni bir kurgu ile karşınızdayım . Aslında buraya heyecanım , mutluluğumu veya beklentilerimi yazmak isterdim ama yazamam . İlgisiz bir yazar olarak gözükmek istemiyorum ama sizler buraya benim kitabımı okumaya geliyorsunuz . Buraya her bölümde bir şeyler yazıp güya bölümü uzun göstermekte bana göre biraz absürt kaçıyor. Neyse laf ebeliği yapmayayım . Zaten bu bir bölüm içerisinde görebileceğiniz ilk ve son en uzun yazımdır . Vaktinizi çaldığım için hepinizden özür diliyorum . Lütfen kusuruma bakmayın . Eğer beni olurda merak ederseniz falan panomdan ulaşabilirsiniz . 😊😊😊

Ve sizden küçük bir ricam olacak . Lütfen başlama tarihinizi yazabilir misiniz ?

- Aslım.... ismin o kadar güzel ki....
İnsanın söyledikçe söyleyesi geliyor .

Gözlerimi ondan kaçırarak güldüm . Utanmıştım . Sahte bir kızgınlıkla ;

- Yaaa... olur olmadık zamanlar da deme şu tarz şeyleri.... Nasıl cevap vereceğimi bilmiyorum !!

Alaydan uzak bir şekilde tebessüm edip alnını alnıma yasladı . Kollarını belime dolayıp konuştu .

- İstersen bunu sana günün her saatinde , her dakikasında , her saniyesinde içine işleye işleye öğretebilirim .

Muzip bir şekilde sırıttım .

- Yaa... o nasıl olacakmış ? İlişkimizi herkesten saklarken biraz zor . Hatta baya zor.

Kollarını belimden çözüp önümde diz çöktü . Nereden , nasıl aldığını bilmediğim yüzük kutusunu açarak ;

- Aslım sana ömrümüzün sonuna kadar birlikte birbirimizin eksikliklerini tamamlama fırsatı sunuyorum . Sen Aslım Koral benimle evlenir misin ? Birlikte birbirimizin eksikliklerini tamamlamaya var mısın ?

Yerimden sıçrayarak uyandım . Kan ter içinde kalmıştım . Baş ucumda duran telefonumu elime aldım . Saat gecenin ikisiydi . Uyuyamayacağımı bildiğim için yatağımdan kalktım .

Gece lambasının aydınlattığı loş oda her zaman ki gibiydi . Her şey aynıydı . Herkes hayatına bir şekilde  devam ederken ben günden güne eriyordum .

Artık hayatımın bir parçası olmuş mavi kutumu aldım . Çalışma masamın yanına gelip oturdum . Elime bir kağıt bir de kalem aldım . Yazmaya başladım .

Sen gideli bugün tam 4 yıl 12 gün oldu . Ben hâlâ senin bende bıraktığın anılarla mücadele ediyorum ve bunda başarılı olduğum da söylenemez . Ne zaman seni içimden atmak için çabalasam kendimi sana daha da yaklaşmış buluyorum . Keşke hiç tanışmasaydık . Keşke hiç hayatıma girmemiş olsaydın . Sana karşı olan tüm bu nefretime karşın içimde hâlâ sana deliler gibi aşık gurursuz bir kadın yaşıyor.... Beni bunlara mahkum bıraktığın için senden nefret ediyorum lakin öyle bir şeysin ki senden nefret ederken bile seni yeniden seviyormuşum gibi sanki sana aşık olduğumu anladığım o ilk andaki heyacanımı yeniden yaşıyormuşum gibi zıt duygular uyandırıyorsun bende . Resmen duygularımın esiri oldum desem yeridir....

Yazdığım kağıdı her zaman ki gibi mavi kutuma attım . O mavi kutuyla bir bağ kurmuştum artık . Beni bırakıp gittiği günden bugüne kadar ne zaman rüyalarıma girse o an ne hissediyorsam yazardım . Ne zaman bana onu hatırlatan bir nesne , bir müzik veyahut birini görsem yazardım . Yani anlayacağınız bana onu hatırlatacak bir şeyle karşılaştığım zaman yazar atardım .

İlk zamanlar üstesinden gelememiştim . Ama artık alışmıştım . Tek başıma zor olsada yokluğuna alışabilmiştim . Kimse bilmiyordu . Ne çift yumurta ikizim Arda ne de en yakın arkadaşım Sude... Hiç kimseye bir çift kelime söyleyememiştim . Belki hâlâ geleceğini umut ediyordum belki de ortada hiçbir sebep yok iken beni terk etmesini gururuma yediremediğimdendi . Bunların cevabını bende bilmiyordum . Sanırım bilmek de istemiyordum . Çünkü cevabını bilirsem hayatımın dönüm noktası olacağına emindim .

MAVİ DÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin