???
Neden olduğunu bilmediğim bir şekilde şuan onun odasında ve onu izliyordum. O, izlediğim en saf ve sakin melezlerdendi.
Yaptığı ihanet yüzünden canını almak zorunda olduğumuz anne ve babasının yanı sıra o çok saftı. Sadece hastalığı ve psikolojik travmaları çok olduğu için bazen ölüm onu sarıp sarmalıyordu.
Ama ben ölmesine izin vermeyecektim.
O gece intihar etmeye çalıştığında ölemeyeceğini bilmiyordu tabii. Depresif krizlerinde kendini gösteren vampir tarafından bir haber çıkmıştı oraya.
Aslında Bipolar Bozukluğu olması benim işime geliyordu. Çünkü aynada gördüğü yanıp sönen kırmızı gözlerini 'halisülasyon' sanıyor ve sadece korkmakla yetiniyordu.
Mani krizlerinde her ne kadar korksamda 2 senedir hiçbir şey fark etmemişti. Dediğim gibi: o izlemesi kolay bir melez.
Gözlerimi onun suratına dikmiş ay ışığının vurduğu yüzünü izliyordum, okadar minikti ki bana göre.
Gecenin ilerleyen saatlerinde kıpırdanmaları arttı. Alt dudağını üstün altına gömmüş ve dişlerken vücudu durmadan kıpırdanıyordu. Gözünden düşen yaş ile kâbus gördüğü apaçık gözler önüne serildi.
Nedenini bilmediğim bir şekilde içim onu kurtama arzusu ile doldu.
Ona yaklaştım ve uyandırmak için sarsacaktım ki acıyla inledi.
"Ölme...Lütfen..."
Nefesim kesilirken, kalbim atsaydı kesin acıdan yeniden duracağına emindim. Elimi yavaşça ona yaklaştırdım ve yanağına koydum. Belki onunla uykusunda konuşursam kâbuslarını değiştirebilirdim.
Elim yavaşça yanağını okşarken bende onunla konuşmaya başladım. Gözlerinden akan yaşlar ile söylediği sözlere cevap veriyor onu uykusunda sakinleştirmeye çalışıyordum.
"Ölme anne...Lütfen..."
"Ölmeyecek, bana güven."
Sıktığı yatak örtüsünü sakin sakin bıraktı ve yüz hatları düzeldi. Bıraktığı dudağı yara içinde kalmıştı dişlemekten.
Sonra kâbus gerçekleşti, dudağından kan sızımaya başladı.
Başımın döndüğünü hissederek geri çekildim, onun kanı içmem gereken son kan bile değildi. Kendimi toplamaya çalıştım. "O bir melez, eğer kanını içersem hayatına son vermiş olurum bunu yapmamalıyım."
Kan kokusu gittikçe ağırlaşırken burdan çıkmam gerektiğini düşündüm ve cama doğru ilerledim. Pis düşüncelerimle kendimi kontrol etmeyi bırakıp duygularımı ön plana geçirmeye çalıştım.
Camı hızla açarak aşşağı atladım ve yarasa formuma dönüşerek evi gittikçe arkamda bıraktım. Azalan kan kokusu ile rahatlamaya çalışarak düz bir çatıya indim.
Bir meleze göre kanı çok baskındı...Annesi gibi. Koku duyusu çok iyi olan bir vampiri ağır bir krize sokacak derecede baskındı kanı.
Ellerimin titremesini durdurmaya çalışarak durdum bir kaç saniye. Benim gibi eğitimli bir vampiri bile baştan çıkaran kan diğerlerine ne yapmazdı?
Uzun süre önce -yaklaşık 200 sene- gözetmen seçilmiştim. Bu yüzden ağır bir eğitim almış ve insan kanına direncim %100 oranında artış göstermişti.
Ozamandan bu yana hiç böylesine baskın bir kan görmemiştim. Bu kötüydü, çok kötü.
Naruto
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sharp theets [✓]
Vampire-sasunaru- ölmek, her zaman acı verici olmaz. bazen ruhunuz uçar gider, anlayamazsınız.