-22-

382 31 16
                                    

Karanlık odaya karşı aralanan mavi gözler karanlığa alışmak için biraz çaba sarf etmişti önce.

Neredeydi?

"Sanırım fahişe oluyorum ha? Her zaman başka yatakta uyanıyorum.."

Cidden öyle hissediyordu sanki, şakasına demiş olsada bir yanını acıtmıştı bu düşündüğü.

Her zaman neden böyle şeyler düşünüp kendini üzmeyi başarıyordu? Neden sadece acı vardı ki hayatında?

Çelişkili duygular bedenini sararken bu günün duygusu çoktan belirlenmişti. Bir süredir kendini kontrol etmeye çalılarak kaçtığı hastalığı onu sonunda pençesine almayı başarmış, nasıl oynayacağına karar vermişti bile.

Yataktan doğrularak kalktığında beline saplanan ağrı ile olduğu yere çöktü. Elleri ağzını kapatırken anılar birden akın etmişti beynine.

"Hassiktirr!"

Eliyle kapattığı ağzından hafif bir ciyaklama çıkarken arkasını döndü. Bütün acısını unutmuş gibi karşısında duran yapılı vücuda dikti gözlerini. Dudaklarını ısırarak gülümsedi.

Onun olmuştu.

Sonunda istediği olmuştu ama neden tam mutlu değildi?

Düşünmemeye çalışarak süründü ve yatağa tutnarak kendini üzerine atmayı başardı. Yan dönerek suratını ona çevirdi ve minik ellerini sert çizgilerin süslediği suratında gezdirdi.

İçini heyecan kaplamış, kalp atışı hızlanmıştı. Yavaşça göğsüne sokuldu ve kafasını yan çeviretek göğüs kafesine yasladı.

Nasıl kalbi atmadan nefes alabiliyordı? Tek tık bile duymamıştı inip kalkan göğsü ve ağzından çıkan nefes sesinden başka.

Saçlarının arasına giren uzun soğuk parmaklar saç derisini ürpertirken kafasını kaldırdı.

Gözleri buluştuğunda sarı kızarmıştı, ama vampirde kana sahip olsa kızaracağından emindi.

Göğsünde duran ellerini doğuk derisinde gezdirdi biraz. İkiside konuşmuyor sadece temas ediyorlardı birbirlerine.

Sarı utanıyor, vampir ne diyeceğini bilemiyordu. Derin bir nefed alan sarı kafasını yeniden kaldırarak gözlerine baktı.

Söylemek istediği şeyi biliyor ama ağzı söylemesine izin vermiyordu işte. "Ben.."

Ağzından çıkanlar sanki bir hazineymiş gibi onu dinleyen vampir de heyecanlanmıştı.

"Pişman...değilim."

Duyduğu şey ile ciddiyeti yerle bir olmuş ve gülmemek için kafasını yukarı kaldırıp alt dudağını üstün altına gömmüştü.

Söylediği şeyin utancıyla yüzü kızaran sarı arkasını dönerek suratını ellerinin arasına almış ve yok olmayı dilemeye başlamıştı.

Boynuna ve ince beline hafifçe sarılan eller onu çevirmek için hamle yaptığında izin vermedi ve anlamsız mırıltılar çıkardı.

"Dön hadi güzelim...söz gülmeyeceğim."

Kafasıyla reddedince vampir ona yaklaşarak boynuna eğildi ve oraya minik öpücükler kondurmaya başladı. Kendini ne kadar tutmaya çalışsada bir süre sonra öpücükleri masumluğunu kaybetmiş ve elleri çenesine giderek ona daha çok yer açmak amacı ile çenesini yukarı kaldırmıştı hafifçe.

Durduğunda ellerini çenesinden indirerek onu kendine çevirdi ve suratına baktı. Hâlâ utancından kırmızı olan burnu ve yanakları ve kapalı gözleriyle yenilmeyi bekleyen bir pastayı andırıyordu onun gözünde.

Alnına hafifçe bir öpücük kondurarak onu göğsüne gömdü. "Bende pişman değilim."

Kendini tutamayıp güldüğünde sarı onun saçlarını çekmiş ve üzerine çıkarak çekiştirmeye devam etmişti.

"Komik mi ya?! Zaten canım acıyor yürüyemiyorum! Kimin yüzünden acaba?!"

Canı acımayan vampir daha çok gülerken kıpırdandı. Bu hareket onun geri kaymasını ve tam kasıklarına oturmasını sağlamıştı. Sarı ise anlamamış ve kollarını bağlayarak ona sinirli sinirli bakmaya devam etmişti.

Seslice yutkunarak dayanmaya çalıştı ve onu biraz öne çekerek riski yok etti.

"Biliyorum, ama bu olması gereken bir şey yani. Hem sen insan sayılmazsın, bu yüzden çoktan geçmiştir."

Sarı karnından kalkarak kapıya ilerledi. Hâlâ biraz canının yandığı yürüyüşünden belli oluyordu ama bozuntuya vermiyor gibiydi.

Sarı koridora çıkarak salona ilerledi ve diğerlerinin yanına oturdu. Sohbetlerini dinlerken Kakashi ve Obito da yanlarına gelmiş ve Kakashi onun yanına oturarak onu soru yağmuruna tutmaya başlamıştı.

Daha lise başlarındayken tanımıştı onu Naruto. O 9 iken Kakashi 12'ydi ve şuan mezun olmuş ve öğretmenliğe atanmıştı anlaşılan.

Onunla kısa sürede yakın olmuş ve sürekli takılmaya başlamışlardı.

Ama kakashi babasına ilgi duymaya başladığında araları açılmış ve ardından okulu bırakmasıyla daha da uzaklaşmışlardı.

"Baban...nasıl?"

Duyduğu soruyla sinirle iç çeken sarı ona döndü "İyi."

Eli yarım yumruk şeklini alıp ağzını kapattı ve başını öne eğdi Kakashi. Sarı oflarken Sasuke de gelmiş ve ikisinin arasına oturmuştu.

"Evet hiç sevmediğim vampirler ve Naruto, vampir ırkının temsilcileri, ki bunlar benim çok(!) yakın arkadaşlarım oluyor, bizi ziyarete geleceklermiş. Bu yüzden çok mutluyum ve kendimi boğazlamak istiyorum."

Herkes Madaraya dönerken sarı gülmüştü. Onun aksanı hep onu güldürmüş ama ondan korktuğu için gülememişti bunca zaman.

"Ne kadar güzel...O pembe saçlı hippi de gelecek mi?"

"Sakura." Dedi Sasuke. "Onun adı Sakura."

Obito kuşkuyla onu süzerken sarı sinirlenmişti.

"Yaa, kim bu Sakura?" Sarının alev almış gözleri Sasukeyi delerken Madara araya girdi.

"Uzun zamandan beri tanıyoruz onu, önemli gelişmelere imza atmış bir vampir. Sasuke onuda elden geçirdiği için yadırgıyor 'exinin' adını yanlış duymayı."

İki vampir kahkaha atarken, sarı hâlâ Sasukeyi delecek bakışlarını üzerinden çekmemiş ve daha da sinirlenmişti.

Vampir ise tek kelime etmiyor sadece diğerlerinin göremediği bir yere gözlerini kilitlemiş öylece bakıyordu.

"Böyle söylemeniz uygun mu? Sonuçta onlar çıkıyor ve bu biraz kabaca."

Onu anlayan biri olduğu için şükreden sarı, gözlerini vampirden çekerek teşekkür içeren gözlerini onunkilere kilitledi.

"Ah benim akıllı bebeğim, gel buraya."

Kalkarak Kakashinin yanına oturan Obito onu kolları arasına almış ve sıkıca sarmıştı.

Gözlerini devirerek onlardan çeken sarı Madara ile göz göze gelmişti.

En garibi ise;

Madaranın o an içten gülümsemesiydi.

~Toma

Serum iyi gelince yazayım dedim:)

Sizi seviyorum aşkımsular 🖤

sharp theets [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin