İçinde yanan vicdan azabı sonuna kadar enerjisini tüketmeye başlamıştı vampirin.
Onun düşüncelerini önemsemeden nasıl böyle düşünenilmişti?
Peki ya şimdi ne yapmalıydı?
Ona her baktığında kalbi acıyordu artık. Artık atmayan kalbinde kalan ruh kırıntıları tam kalbinin ortasına batıyor ve canını deli gibi yakıyordu artık.
O onu sorgusuz severken vampir neden böyle yapıyordu ki sanki?
O da sorgusuz sevse olmaz mıydı?
O gün onun babasını gördüğünde önünü alamadığı duygular yaşasada artık bunun bir sonunun olmasını istiyordu.
Ona artık tamamı ile açılacak ve sonra onu yanına alarak asla kötü düşüncelere kapılmayacaktı artık.
Onun babası ile yüzleşmeye çalışacak ve aralarındaki sorunları bir nebze azaltmaya çalışacaktı sonra ise.
İlk önce soluğu babasının yanında aldı. Her ne kadar ondan haz etmesede konuştu onunla ve ondan bu zamana kadar neden haz etmediğini açık açık söyledi.
Adam ise ozaman anne ve babasının en iyisinin bu olduğuna karar verdiğini ve bu yüzdende ölümleri ile kimsenin sesinin çıkmadığını söyleyerek ona bir takım kanıtlar sunmuştu.
Önce inanmak istemesede ailesinin kendi kendine intihar gibi bir girişimde bulunduklarına inanmıştı bir süre sonra.
Canı yanıyordu bu zamana kadar, ama onlar onu bir başına abisiyle bırakıp gitmeyi seçmişlerdi.
Vampirin yanından ayrılarak bir süre yalnız kalmak için evine gidip odasına sığındı. Düşünceleri toplaması saatlerini alırken güneş çoktan batmış, ay kendini güzellik uykusundan uyanmışcasına salına salına ışıklarını yaymaya başlamıştı.
Artık içinden çıkılmaz bir durumun tam ortasında kaldığını anlayınca miniğinin yanına gitmeye karar verdi. Her zaman ona sığınarak sakinleştiğini ozaman fark etmişti vampir.
Ayrıca uzun zamandır kan içmek zorunda kalmamıştı, çünkü kokusu onu doyurmuştu bir nevi.
İnsan üzeri bir hızla evinin kapısına vardığında her zamanki gibi çatıda oturduğunu görerek gülümsedi.
Orasını fark ettiğinden beri her akşamını yatana kadar orada geçirmeye başlamıştı ve ay yüzüne vurdukça parlayan mavi gözleri aydan daha güzel bir şekilde parlıyor ve hafif esen rüzgar saçlarını yalayıp geçiyordu.
Hızla yanına çıktığında korkudan ciyaklamıştı sarı ilk başta, ardından bütün içtenliği ile gülümseyip yanına oturan vampirin omzuna boynunu yaslayarak beraber orman mamzarasını izlemeye başlamışlardı.
Artık bütün acı uçup gitmişti hayatlarından.
Sarı bütün acılarından arınmış ve psikolojik sorunları artık yüzünü göstermeye çekinir olmuş, gördüğü halisülasyonlar iyice azalmıştı.
Vampir ise eşini bulmuş ve ona sorgusuz aşkı öğreten miniğine deli gibi aşık olmuştu.
Artık ikiside mutluluğun bedavaya kazanılmayacak bir şey olduğunu öğrenmişlerdi.
Bu sürede sarı yeni bir arkadaş bile edinmişti.
Hayat onların emeklerinin karşılığını vermiş, onları ölüm kapılarını çalana kadar mutluluk vermişti.
Mutluluk kalplerinde konaklamak üzere uzun bir tatile çıkmıştı.
Hiç bitmeyecek bir tatil.
~Toma
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sharp theets [✓]
Vampire-sasunaru- ölmek, her zaman acı verici olmaz. bazen ruhunuz uçar gider, anlayamazsınız.