-23-

348 32 16
                                    

Zaman atlayışı vardır.

Önce diğerlerine ardından üzerindeki kısa saçlarıyla uyumlu toz pembe elbisesine baktı.

Bu kadını sevmemişti çünkü önceden onunla çıkıyordu. Şimdi ise konuşmalarından, hareketlerinden ve nezaketinden dolayı ona karşı bir sempati oluşmuştu içinde ve önceki düşündüklerinden utanıyordu.

Kadın ona çok cana yakın davranmıştı ama sinirini bozmaya devam ediyordu çünkü arada Sasukeye arzu dolu bakışlarını yöneltiyor ve dili dudaklarına giderek yutkunuyordu.

Artık bunları görmek istemediği için oturduğu tekli koltukta yan dönerek ayaklarını yukarı aldı ve kol kısmına kafasını koyarak rahatça sığdığı koltukta uyuma amacıyla gözlerini kapattı.

Zerre uykusu olmayan bir bedeni ne kadar çabalasan uyku trenine bindirebilirdin ki?

Gözleri sinirle açılarak konuşmalara kulak vermeye karar verdi.

Hiçbir şey anlamıyor ama yinede dinliyordu işte boş boş.

"Bu sıralar onunda çok işi var, laneti kaldırmak için çırpınıp duruyor zaten."

"Pfft, götünü satsa yine kurtulamaz. Gerçi alan olur mu bilmem."

Kakashi Obitonun dizini cimcikleyerek ona döndü "Terbiyesiz terbiyesiz konuşma. Çocuk musun sen?"

Obito onu türlü şirinlikler yapmaya başladığında Madaraya döndü. Bir kaç saniye sonra buluşan gözler birbirine selam verirken vampir sarıya gülümsedi ve kadehini hafifçe yukarı kaldırarak gülümsemesini yüzüne yaydı.

"Ha bu arada, senin adın ne küçük insan?"

"Küçük annendir."

Gözleri kocaman açılan sarı ağzını hızla kapatıp kafasını öne eğdi. Ağzından kaçırdığı iç sesi ortamda sessizlik oluşmasını sağlamış ve herkes ona dönmüştü.

İlk kahkahayı patlatan Madara sonucu ortam yumuşamış ve sarı kadına geri dönerek üzgün rolüne bürüdüğü gözleri ile özür dilemişti ondan.

"Naruto ben, Uzumaki Naruto."

Kadının suratı biranda değişmiş ve cana yakın gözleri aşşağılayıcı bir ifadeye bürünmüştü "Uzumaki mi? Minatonun ağlu musun sen?"

Sinir katsayım artarken o, ona aynen omun yaptığı gibi aşşağılayıcı bakarak saçlarının önüne düşmesine izin vermişti.

"Evet, problem?"

Kadın gözlerini kısarak ellerini dizlerine koydu "Babanın nasıl bir 'vampir' olduğunu biliyorsun değil mi?"

İyice zıvanadan çıkan sarı histerik bir kahakaha atmış ve ayaklarını aşşağı sarkıtarak onunla aynı pozisyonu almıştı.

"Biliyorum."

Kadın tek kaşını kaldırarak çenesini ellerine yasladı "Umarım baban gibi değilsindir, ki bir Uzumaki her zaman bir Uzumakidir."

"Evet, bir sürtüğün her zaman sürtük olduğu gibi."

"Kendinden utanmıyor musun?" Kadın sinirlenmişti, gerilen çenesi ve yumruk yaptığı elleri ile yerinde zor duruyordu.

"Sen kendinden utanmıyorsan, benim utanmam ayıp olmaz mı?"

Ortam gittikçe gerginleşirken kadın sakin kalmaya çalışıyor sarı ise onu sinirlendirmenin keyfini yaşıyordu.

Kimseden ses çıkmıyor sadece ikisi konuşuyordu.

"Bir melez bana kendinden utan mı diyor?"

Sarı saçlarını karıştırarak eski pozisyonuna geri döndü "Bir safkan bana baban gibi değilsindir mi diyor? Aslında baksana, babamı çok seviyorum biliyor musun? Belki bir kez daha bir şey denerse senden başlamasını söyleyebilirim. Bir safkan bir safkandır."

"Yeter!."

İkiside vampire dönünce vampir kalkarak sarının yanına gitti ve onu omuzuna attı.

"Bana niye sinirleniyorsun şimdi aptal kan emici! O başlattı!"

"Çünkü sadece seni önemsiyorum aptal minik insan, bu yüzden seni götürmek en akıllıca çözüm."

"Aptal."

"Bana hakaret etmeyi kes tamam mı? Yoksa bir daha edemeyeceğinden emin olacağım. Ya da yürüyemeyecenden mi demeliyim?"

Hafifçe doğrularak elleri ile yüzünü kapattı sarı. Utandığını anlayan vampir arkasını dönüp aşşağı inen merdivenlere gitmek için koridora girdi.

Hâlâ utancının etkisinde olan sarı ise suratını açmıyor çünkü domatese döndüğünü çok iyi biliyordu.

"Nereye gideceğiz?"

Zor bela konuştuktan sonra garip çıkan sesi üzerine daha da utanmış ve kafasını serbest bırakarak utancının dinmesini beköemeye başlamıştı.

Doğa üstü bir hız ile geldikleri yerin sadece kaldırımını görebiliyordu şuanlık. Vampir onu yavaşça indirerek üzerini düzeltti ve arkasını döndürerek kapıyı işaret etti.

"Baba!" Sarı ciyaklarken kapıda oturan adam kafasını kaldırmış ve sarının ona koşmasını izlemişti.

"Burada ne yapıyorsun!" Ona sarılan kollara karşılık vererek saçlarını okşadı.

"Seni görmeye geldim..."

Gülerek kafasını onun göğsüne gömdü sarı. En azından bir ebeveyni yaşıyor ve o da bunun mutluluğunu hissediyordu.

Sarı vampirin gözleri oğlunun saçlarından çekilerek siyah gözlerle buluştu. Biribirine nefret kusan gözler savaş verirken Sasuke resmen gözleri ile onu tehtid ediyor ve bu da Minatonun hoşuna gidiyormuş gibi görünüyordu.

Bir süre daha baktılar birbirini sevmediğini her zerresine kadar belli eden gözlere. Bu gergin gös teması kesildiğinde adam ayaklandı ve oğlunuda kaldırarak suratına baktı.

Biraz annesini biraz kendini anımsatıyordu yüzü, ama ikisine kıyasla çok güzel ve bakanın bir daha bakmak isteyeceği bir yüze sahipti.

Belki de bu bir lanetti?

Korunmaya muhtaç olan bir lanet..

~Toma

Yeni hikaye fikri geldi aklıma onu yazıcam simdi cussss

Seviyorum sizi baabaayy

Cyaa~

sharp theets [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin