Yazardan
Birbiri yanında yürüyen iki kalp...
Biri her ne kadar çalışmasada diğeri için beslediği duygular ile tamamı ile ölmüyordu, diğeri ise hala içinde olan şüpheyi yenmeye ve ona tamamı ile inanmaya çalışıyor, onun diğerleri gibi onu bırakıp gitmeyecrğine inanıyordu.
Ama çalışmayanın içindeki korku ve belirsizlik hissi artıyordu. Ne yapması gerektiğini düşünüyor ama işin içinden çıkamıyordu.
Eve yürüdükleri bu kısa zamanda minik olan çok mutluydu ama. Vamip ile ruh eşi olduğunu öğrenmiş ve gerçekten onu bırakmayacak biri olduğunu düşinerek içindeki şüpheleri tamamı ile temizlemeye başlamıştı.
Evin önüne vardıklarında vampir miniğine baktı, onun saçlarını okşadı ve alnına ve suratının çevresine bir sürü minik öpücük bıraktı. Ardından minik minik öptüğü dudaklarına baktı. Hafifçe sırıtarak gözlerine baktı.
Ona hafifçe sarılıp kulağına eğildi "Üzgünüm...bana çok kızma olur mu?...seni seviyorum..."
Minik ne olduğunu anlayamadan ellerinin arasından bir anda yok olan beden ile şaşırarak etrafına baktı.
Ne olmuştu şimdi?
Neden ona kızmamasını söylemişti?
Neden üzgündü?
Aklındaki sorular kafasını karıştırırken arkasını döndü ve kapıyı açmak için anahtarını çıkardı.
_____________________
Bir çift kırmızı göz sabahın ilk ışıkları ile aralanırken zorlanarak etrafa baktı.
Kaç ay olmuştu? Ya da sene...
O bile sayamadan geçen günler birbirini kovalamış ve yakalayamadığı hayatının ucunu bu sefer cidden kaçırmıştı.
Hayatında tek bildiği şey artık onun geri dönmediğiydi.
Son söylediği sözler kulaklarında yankılanırken acıyla inledi. Madem onu bırakacaktı neden umutlandırmıştı onu?
İçinde duyduğu sevgi artık gitmeye ve nefret kök vermeye başlamıştı. Nefret duygusunu sevmezdi ama yapamıyordu artık.
Yaşamaya, sevmeye çalışmıştı. Şimdi ne yapmalıydı? Belki eskiden sevdiği veya yaptığı şeyleri değiştirmeliydi?
Karışan kafası iyice ağrımaya başlayınca çalan kapı ile gözlerini devirdi. Artık her kapıya 'o mu?' Diye koşmayı bırakmış, asla gelmeyeceğine inanmıştı.
Yavaşça ayaklarını sürüyerek indiği merdivenlerden sonra açtı kapıyı. Karşısında duran adamın suratını görmek için hafifçe kaldırdı kafasını.
Kırmızı saçlı genç onu görünce bir an afalladı ve ardından kocaman gülümsedi. Ne olduğunu anlayamayan sarı kafasını hafifçe yana yatırıp tek kaşını kaldırdı.
Yavaşça elini uzattı adam,
"Ben Gaara, yeni taşındım buraya. Yani sizin komşunuzum, tanıştığıma memnun oldum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sharp theets [✓]
Vampire-sasunaru- ölmek, her zaman acı verici olmaz. bazen ruhunuz uçar gider, anlayamazsınız.