-9-

576 58 90
                                    

Size hayatımdaki her şeyi anlatamam belki ama size benim için aşkı anlatabilirim.

Ben hiç bir kadına aşık olmadım. Genelde tatlı olduğumu söyleyen onlardı evet ama ben kendimi bildim bileli erkeklere ilgi duyardım, bununla ne demek istediğimi anladığınızı umuyorum.

Ben hiç 'aşık' olmadım ama, benim için gelip geçiciydi sanki. Açıklamam gerekirse birine kapılmam 2 gün sürüyordu. Nedeni ise hep acı çeken tarafın ben olmam. Bu yüzden salak saçma insanlara kapılıyor ve hayatımı sikiyordum.

Böyleydim ben, acıyı hayatımım en orta noktasına yerleşmiş bir tümör gibi görüyor ve kabullenemiyordum.

Oturduğum kadife siyah koltuğa iyice yayılarak kafamı geriye yasladım. Verdiğim yavaş nefesler ciğerime yetmemeye başlayınca ayaklandım ve arkama bakmadan lavaboya ilerledim.

Buraya geldiğimden beri kucağından ve yanından eksik olmayan kadınlar midemi bulandırıyordu. Hızlıca tuvalete girerek kapıyı arkamdan kapattım. Hızla bir kabine girerek kapattığım tuvalet kapağının üzerine oturdum. Sakinleşmeye çalışarak derin nefesler aldım, kusacağımı anlayarak hızla ayaklandım ve aklımdaki görüntüyü silmek ister gibi kustum.

Sifonu çekerek dışarı çıktığımda karşımda duran adam aynadan bana baktı "İyi misin sen?"

Adama kafa sallayarak cevabımı verdim ve elimi yüzümü yıkayıp çıktım. Gözlerim yerde ilerlerken aklıma Obitonun yanına gitmek geldi. Yönümü değiştirerek bar tezgahına ilerledim. İç tarafındaki koltukta elinde içki bardağıyla oturan adamın yanına giderek dış kısımdaki bar sandalyelerinden birine oturdum.

Kafamı öne eğerek saçlarımın yüzüme düşmesine izin verdim.

"Ne o minik? Yüzünden düşen bin parça?"

Yüzüme anlık yerleşen gülümsemeyle kafamı kaldırdım.

"Bipolarım ben, o yüzden."

Yalan söylediğim için sıktığım elim beni kendimden biraz daha iğrendirmişti, ben yalan söylemezdim. Neden söylemiştim?

Nazikçe gülerek ince parmakları ile çenemi tuttu.

"Çok güzelsin, neden kendine zengin birini bulmuyorsun? Bu senin için iyi bir fırsat."

Bi an ciddiye alarak afalladım. Durumumu anlayınca ince baş parmağı dudağıma çıktı. Dudağıma bıraktığı soğuklukla hafifçe titredi dudaklarım. Şuan aramızda olan atmosfer beni hiç rahatsız etmemişti.

"Şaka yapıyorum, senin için en iyi fırsat karşında duruyor bebeğim."

Dediği şeyle gülerek kafamı çektim "Yaa, ne demezsin."

Gözlerin kıstı "Neden? Benden iyisi mi var?"

Kafamı iki yana sallayarak önüme döndüm. Üzülmek istemiyordum, biraz, sadece biraz mutlu olmak istiyordum.

"Reşit olmadığın için sana bir şey veremeyeceğim o yüzden bunu al."

Kafamı kaldırarak bana uzattığı şeye baktım, lolipop.

Gözlerimi devirerek elinden aldığım lolipopu açtım. Kırmızı lolipopu ağzıma atarak yeniden ona baktığımda alaycı bir şekilde gülüyordu. Sinirlenerek kalktım.

"Gidiyorum ya ben, çocuk muyum ben bana lolipop veriyorsun?"

Elindeki bardağı tezgaha bırakarak hafifçe bana eğildi "Lolipop istemiyorsan söylemen yeter, sana başka bir şey verebilirim."

Yaptığı bel altı espri ile dilimi öğürür gibi çıkardım "Aman kalsın."

Sırıtarak geriye çekildi "Akıllı çocuksun, eğer bir daddy'ye ihtiyacın olursa buradayım."

sharp theets [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin