"Bana bunu yapma!"
Hızla bana gelen vücuda bakıyorum, suratı yok ama vücudu ezbere biliyorum. Önce elindeki bıçağı bana doğrultuyor ardından kahkaha atarak duruyor. Sonra görüş açıma bir kadın giriyor ama kadını tanımıyorum.
Siyah dar elbisesi belini ve kalçalarını ortaya çıkarmış ama ağlıyor, deli gibi ağlayarak bana geliyor ve önümde eğiliyor. Elleri omzuma giderken suratına bakıyorum.
Annem...
Deli gibi ağlıyor ve sadece gözlerime bakıyor, ardından elleri suratıma çıkıyor ve dudaklarımı hafifçe okşuyor. Neler olduğunu anlamayarak sadece ona bakıyorum.
"Bunu yapmak zorundayım Naruto..."
Asla unutamadığım sesi kulaklarımda yankılanırken gözlerimi kapatıp kafamı öne eğiyorum. Ardından derin ve tiz bir çığlık dolduruyor kulaklarımı. Ellerim kulaklarıma giderken kafamı kaldırıyorum.
Bir köydeyim...
Karşımda duran çocuğun elinde yırtık pırtık bir ayı var ve minik siyah gözleriyle tam arkamdaki şeyi izliyor. Gözlerimi hızla arkama çeviriyor ve çığlıklar artarken ellerimi kulaklarımdan çekiyorum.
Karşımda gördüğüm manzara ise ölümü görmekten farksız. Çarmağa gerilmiş iki insan var ve cayır cayır yanıyorlar. Gördüğüm manzara ile gözlerimi kocamam açıyor ve ağlamaya başlıyorum. Karşımdaki çocuğa elimi uzatıyorum ama çocuk orada değil artık. Kalkarak etrafıma bakıyorum, insanlar deli gibi bağırıyor.
Birini durdurarak nerede olduğumu sormaj geliyor ama birden dengemi kaybederek düşüyorum. Canımın acısıyla inlediğimde biri beni tutarak kaldırıyor. Kim olduğunu görmek için arkamı dönmek istiyorum ama beni o kadar sert tutuyorki yapamıyorum.
Ardından kulağımda hissettiğim nefes ile irkiliyor ve bağırmaya çırpınmaya çalışıyorum ama nafile.
Giderek hızlanan nefesi ile kulağıma fısıldıyor "Doğmamalıydın Uzumaki, şimdi o bizi yerle bir edecek..."
Duyduğum ses ile irkiliyor ve gözlerimi kapatıyorum.
_____________________
"...uyan artık!..."
Gözlerimi açarak nerede olduğumu anlamaya çalıştım, karşımda duran Sasukeyi görünce boşalan elim ayağım ile ağlamaya başladım. Omzumu saran ince parmakları suratımı sararken ona baktım.
"Sen...sen oydun..."
Anlamayan gözlerle bana bakarak kaşlarını çattı "Kim?"
Oturur pozisyona geçerek yumruk yaptığım ellerimi gözlerime götürerek sildim. Ne diyeceğimi bilmiyordum ama anlatmalıydım.
"Rüyamda gördüm, elinde minik bir ayı vardı ve çok küçüktün. Bir köydeydik ve çarmak..."
Ağlamam şiddetlenince durdum bir kaç saniye. "Çarmakta 2 kişi yanıyordu."
Aniden değişen surat ifadesi beni korkuturken omuzlarımı tuttu "Daha...daha ne gördün?"
Afallayarak ona baktım "Birden düştüm be biri beni tuttu, sonra ise bir kadın kulağıma 'Doğmamalıydın Uzumaki, şimdi o bizi yerle bir edecek.' Dedi. Sonra uyandım."
Nefesleri sıklaşırken ellerini omzumdan çekti. "Ayine gitmeliyiz..."
"Ne ayini?"
Bana bakmayarak ayaklandı "Toplanma ayinine..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sharp theets [✓]
Vampire-sasunaru- ölmek, her zaman acı verici olmaz. bazen ruhunuz uçar gider, anlayamazsınız.