-24-

312 35 3
                                    

Ay, bir inci tanesi gibi göğe yükselip bütün ışıklarını kendi marifetiymiş gibi yayarken aydınlanan gece, onu öldürecek sabaha inat bütün güzelliği ile mest ediyordu onu izleyenleri.

Dizlerini göğsüne çekerek çenesini dizine yasladı çocuk. Bu sıralar çok düşünüyordu hayatındaki ani gelişmeleri ve içinden çıkamıyordu nedense.

Hayatında çok kapatılması gereken eksik, cevaplanması gereken soru vardı. Hiç birini kendisi cevaplayamıyor ama yardım içinde kimseye anlatamıyordu.

Sadece çıktığı çatıdan izlediği gökyüzüne döküyordu bütün çelişkilerini gözleriyle. Gökyüzü ise onu anlamış gibi daha da aydınlanıyor ve yıldızlar kendini belli ediyordu.

Çocuğun gözleri baktığı gökyüzünün çok derinini görüyor, beyni kurduğu hayaller ile sevişiyordu belki de.

Acı silinmiş miydi artık hayatından? Bir zamanlar cidden eksik olmayan hissin şuan hayatını terk etmesini garipsemişti.

Şapkasını kafasına çekerek gözlerini bir anlığına çektiği gökyüzüne yeniden baktı. Ellerini dizlerinden çekerek arkasına yasladı ve kafasını iyice gökyüzüne kaldırdı. Göz göze geldiği ay bütün güzelliği ile onu selamlarken oda ona gülümsedi.

Hayalleri gökkuşağı üzerinde at yarışı yapıyordu artık. Ardından denize açılmış ve büyük deniz canavarları ile savaşmışlardı. İçini dolduran karmaşa ağzından verdiği nefesi ile havaya karışmıştı. Beynine giren sancı gözlerini kapatmasını sağlarken kafasını dizlerine gömdü yeniden.

Sürekli başka duyguya geçiş yapmaktan yorulmuş beyni artık dinlenmesi gerektiğinin sinyalini veriyordu bedene ama onu dinleyen olmamıştı daha.

Artık son noktasına kadar gelince çığlıkları kafasının içini 'ağrı,sancı' adı altında doldurmuş ve onu uyumaya mahkum etmekten başka çaresi kalmamıştı.

Sendeleyerek ilerleyen çocuk çatının camına geldiğinde durdu, ve arkasını dönerek birdaha zor görebileceği manzarayı bir kez daha selamladı.

Camı yavaşça açarak sakatlanmama gayretinde bulunmadan atladı merdiven boşluğuna. Hâlâ dinmeyen baş ağrısı düşünmesini güçlendirdiği için kopmuştu hayallerinden ve şimdi sadece uyumak istiyordu.

Son kalan bir kaç merdivenide çıkarak odasının kapısını açtı ve önce tuvalete girdi. Aynada bakıştığı bedende gezdi biraz gözleri, önceden kendine bakmak istemez iğrenç göründüğünü ve onu gören diğer insanlarında ondan iğreneceğini düşünürdü.

Şimdi ise rahatça bakabiliyordu kendine, onun sayesinde kendi ile barışmış güzel olduğunu bile düşünmüştü bir kaç kez.

Aklına gelen suratla gülerken banyodan çıktı ve yatağına ilerledi. Yere attığı hırkası ile yatağa atlayarak üstünü örtmeyi umursamadan.

Yatağa iyice yayılıp gözlerini kapattığında rahata ulaşan beyin ruhu ile birlikte rüya alemine çoktan geçmiş, kurduğu hayalleri rüyalarına güzelce dokumuştu.

Bu aralar kötü düşünceleri olmadığı ve ailesi de bir nevi ona geri döndüğü için kötü rüya görmüyordu artık çocuk ve bu yüzden gecenin bir yarısı sarsıntıyla uyanmıyor ve gecenin diğer saatlerini uykusuz geçirmiyordu.

Bu yüzden oda eskisinden daha dinç ve iyi düşünebilir hale gelmişti.

Artık bedenen düzelmişti ve ruhen de düzelmeye başlamıştı sonunda. Artık her türlü marifetini güzelce gösterebilir ve önceden yaptığı gibi hırs yapıp kendini geliştirirse sınırı aşabilirdi.

Bilinci yavaş yavaş kaybolan bilinci duyduğu sesle yeniden açılmış ama beden henüz uyanmamıştı daha.

Beyin gardını almış, en ufak bir harekette vücudu uyandırmak için hazırlanmıştı.

Önce cam tarafından olduğunu tahmin ettiği ayak sesleri yatağın yanına gelince durdu ve yavaşça yatağı çıktı, daha da ilerleyerek hafifçe uzandı iri olduğu kolayca anlaşılabilen beden.

Surata değen soğukluklarla neler olduğunu anlayan vücud daha da mayışmış ve bedene yaklaşmıştı. Onu kolları arasına alan iri ve güçlü beden hafif hafif saçlarını öpmeye okşamaya başlamıştı.

Göğsüne sokulan minik bedeni iyice saran vampir derin soluğunu yavaşça bıraktı. Onu bıraz daha kendine çekerek dudakları boynuna iyice yaklaşınca durdu.

Boynunu yavaşça yalayan sıcak nefesi onu sakinleştirirken gözlerini kapattı. O uyurken gelmek ve onu izlemek hiç vazgeçmeyeceği bir şey gibiydi şuan, çünkü en mükemmel göründüğü zamandı hiç bir şeyden haberi olmayarak masumca gözlerini kapadığı an.

Fark etmeden dudakları boynuna değdiğinde irkildi vampir.

Böyle küçük bir şeyden bile bu kadar arzu dolmasına utanırken, elini suratına koyarak  kafasını iki yana salladı ve yeniden sarıldı minik bedene.

"Ha~ En ufak hareketinle seni deli gibi arzulamam ne kadar doğru? Kendimi ergen gibi hissediyorum."

Gülerek saçlarını koklayıp öptü.

Arzulanmayacak bir insan değildi ki...

~Toma

Helüüü!!

Sonunda tamamladım yaa!

İyi okumalar okuduğunuz için teşekkürler <3

Sizi seviyorum

Cya~ 

sharp theets [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin