Naruto
Gözlerimi araladığımda gördüğüm ağaçların arasından yüzüme vuran güneş bana selam vermiş, ardından acıttığı gözlerimi ondan çekerek beni taşıyan Obitoya bakmıştım.
İfadesiz suratı sadece yürüdüğü toprak yolun ufkuna bakıyor, düşünceleri saklanmak ister gibi gözünden okunmuyordu.
Hafifçe kıpırdanarak uyandığımı belli ettiğimde bana bakarak gülümsedi. Durarak beni yere indirdi ve ilerlemeye devam etti.
Ağaçları geçtikten sonra karşımıza çıkan köye baktım. İçimi ürpertecek derecede tanıdık gelen köy...
İnsanlar heryerde geziyor, düzensiz kurulmuş pazardan alışveriş yapıyordu. İç ısıtan görüntüye bakarken Obito bileğimden tutarak beni çekmeye başladı.
Yanından geçtiğimiz tek katlı evlere bakarak be sürüklemesine izin verdim. Her ev aynıydı neredeyse, tek katlı ve renksiz tuğlalardan yapılmış ama altı tahta minik evler.
Birinin önünde durduk, kafamı yana yatırarak nerede durmuduğumuzu iyice anlamaya çalıştım.
Bu evde diğerleri gibiydi, hatta hiçbir farkı da yoktu.
"Neden durduk?"
Obito derin bir nefes alarak ilerlemeye başladı, bendd yalnız kalamayacağımdan onunla ilerledim.
Yavaşça yaklaştığı kapıyı sertçe ittirerek açtı, duvara vuran kapı eve yüksek bir ses yaymıştı.
Önce beni arkasına aldı ve evin gözüken kısımlarına göz gezdirdi, ardından biraz daha ilerleyerek evin açık alanında yanan şömineye ilerledi.
Etrafa bakmak için ondan ayrıldım.
"Naruto!"
Duyduğum başırışla irkilirken arkamı dönmek için hamle yaptığımda hiçbir şeyi anlayamadan olmuştu her şey.
Beni ittirenin ne ya da kim olduğunu bilmiyordum ama kitaplığa çarparak yere düştüğüm an sert bir acıyla bilincimi yitirmiştim.
Yazardan
Sertçe kitaplığa çarpıp bayılan çocuğa baktı önce vampir, ardından ona yaklaşan adama.
Refleks ile ona uzanan yumruğu kavrayarak kıvırdı ve adamın bel kısma yaslayarak dizinin arkasına sert bir tekme geçirerek onu düşürdü. Adam biraz kıpırdasa kafası şömineye girecek bir pozisyonda kaldığı için kıpırdayamıyordu, beline sabitlenmiş eline ayağı ile basan vampir gülerek eline daha da sert bastırdı.
"Akıllı olduğunu sanıyorsun ama değilsin. Ne zamandan beri büyüklerine en kaldırır oldun...Minato?"
Adının onun ağzından çıkmasına iğrenmişti adam, kıpırdanıyor ama kurtulamıyordu. En son pes ederek teslim oldu.
Gözü hafifçe yan taraftaki kitaplığa kaydı. Yerde yatan çocuğun üzerine bir kaç kitap düşmüştü ve çocuk hiç kıpırdamadan yatıyordu.
"Ne...ne istiyorsun?"
Ara ara nefesi kesildiği için kesik kesik konuşabiliyordu ancak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sharp theets [✓]
Vampire-sasunaru- ölmek, her zaman acı verici olmaz. bazen ruhunuz uçar gider, anlayamazsınız.