Bölüm 58: Keşke rüya olsa...

888 64 25
                                    

Titreyen ellerime bakarak yere çöktüm. Az önce annemi görmüştüm. yani öyle sanmıştım...Ağzımda lanet bir tat vardı. Dudaklarımı yaladım. Dudaklarım gerilmiş ve alabildiğine kurumuşlardı. Başım zonkluyor. Başımı yerden kaldırmak istemiyordum. Her an başka bir zorlukla karşılaşacağımı düşünüyordum. Bu bir bakıma karşınıza çıkan zorluklar karşısında hayattan ve savaşmaktan kaçmak gibi bir şey oluyordu. Ve kaçmak,pes etmek benim yapacağım şeyler arasında en sonda yer alırdı. Kraliyet sarayını bile havaya uçurmuştum ama kaçmak bir seçenek değildi. Çoğu zaman...

...

KEVIN'IN AĞZINDAN 

Lanet olsun. Tüm çabalarım boşa gidiyor. Hatta olan Alex' e oluyor. Zaman aleyhine işliyor. Kahretsin. Alex'i yeni kazanmışken kaybetmek istemiyorum. Ve ben Alex'i kaybetmesem bile Alex Leo'yu kaybederse kendini de başka bir yerde kaybeder ve onu bir daha eski Alex yapacak tek kuvvet de ölmüş olur. Leo...

Tanrım... 

Kimbilir ne zamandır bu labirentin içinde yürüyorum. Lanet olsun. Kafamı kullanmalıyım. Düşün Kevın düşün... 

Tam bu sırada bir ses duydum ve hızla gardımı aldım. Her an he şey olabilirdi.Arkamı hızla döndüm ve buçağımı fırlattım. Ve gördğklerim karşısında ikinci buçağımı fırlatamadan öylece kaldım. Buçak fırlattığım kişi Alex'ti. Alex kendisine özel riskli ama bir o kadar estetik görünen savuşturmsını kolayca gerçekleştirdi ve sanki havada süzülüyormuş gibi hafif adımlarla yanıma geldi. O anda içinde bulunduğum dünya ayaklarımın altından kayıp gitmişti. Sadece Alex ve ben vardım. Bakışlarımız kenetlenmişti. Saçları  rüzgarda dalgalanıyordu. Gözlerinde yağmur hüznü vardı. İçim parçalandı. Bu rüya olmazdı.

Alex- Kevın... neredesin... Sana ihtiyacım var...?

Rüyalar beni bu kadar etkilemezken şimdi neden hüzne boğulduğumu bir türlü anlamıyordum.

Bna ihtiyacı vardı...Alex yardım istiyordu... Benden... Bir dakika... Benim tanıdığım Alex kimseden yardım istemezdi. Ölse istemezdi...

Tanrım neler oluyordu. Ama karşımdaki o kadar Alex'ti ki...O kadar gerçekti ki... Burnumda tüten o bebeksi kokusu bile aynıydı... Bir rüya ancak bu kadar gerçek olabilirdi. Bilinçaltım bana bunları yaşatıyrdu. Tanrım kendimden korkmaya başlamıştım.Kendi bokumuzda kavrulacak gibi görünüyoduk !

Alex- Kevın bu bir rüya değil... Sana telepati yoluyla ulaştım...

Şimdi kafam karışmıştı işte. Bu gerçekten mantıklıydı. Fakat bu bir rüyaydı. Bundan nasıl bu kadar emin olailiyordum bende bilmiyordum ama bu bir rüyaydı. Belkide bu bana bir fikir vermişti.

Alex'e yaklaştım ve elimi belirgin elmacık kemiğine yerleştirdim. Ona dokunmak beni rahatlatmıştı. Ona dokunmak anneme dokunmak gibi geliyordu. Belkide Alex'i bu yüzden çok seviyordum. Anneme o kadar çok benziyordu ki...

Kevın- bunun bir rüya olmamasını o kadar çok isterdim ki ...

Alex- sen inanırsan herkes inanır...buna inan...

O anda mantığımla kalbim arasındaki ince bağ da kopuvermişti. Ürkek hareketlerle Alex'in dudaklarına yaklaştım. İnce parlak kırmızı dudakları o kadar güeldi ki... Alex benim gözümde kusursuzdu...Belkide bir farkı yoktu ben farklı bakıyordum...

Alex'in pürüzsüz nemli dudaklrıyla dudaklarımın buluşacağı sırada. boğazımdabir soğukluk hissettim. Metalik bir soğukluk. Bir cismin kuvveti beni Alex'in dudaklarından uzaklaştırdı.

Leo elindeki buçağı boğazıma dayamış ve beni her an öldürecekmiş gibi bakan mavi gözlerini bana dikmişti. Elimle temkin amaçlı onun buçağı boğazıma tutuğu bileğini tutuyordum.Leo söz konusu Alex olunca gerçekten çok hassaslaşabiliyordu. Ve Alex'i bu denli sevmesi onu bazen bir canavara dönüştürüyordu. Fakat Alex'e dokunduğumda hissettiğim duuygunun gerçek olmadığını Leo'ya dokunduğumda naladım. Alex bir hologramdı. Gerçek gibiydi ama değildi. Fakat Leo... o tamamen gerçekti. ve onun elinde kararlı bir şekilde sımsıkı tuttuğu buçağı da bir o kadar gerçekti. Gerçek ve keskin...Tanrım !

Hızlı davranıp Leo'nun Alex'in yok olmakta olan hologramına bakışından faydalanarak bileğinden tuttum ve sırt ve kalçam yardığıyla onu sırtımdan kaldırıp önüme fırlattım. O düşmedi ve ayaklarıyla kendini çevik bir hareketle toparladı.

Kevın-  Beni gerçekten öldürmeyi mi düşündün ?

Leo- daha fazlasını....

Keşke bu rüya olsa ....

Ateş PerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin