Bölüm 37: Kardeş Rakip ....

2.3K 82 37
                                    

Gözlerimin tekrardan alev rengine döndüğüne bahse girebilirdim. Saçlarım alevlerin içinde havaya kalkmış dalgalanıyordu. Ve sanırım bende bir bakıma uçuyordum. Ayaklarım yerden yaklaşık 30 cm havalanmıştı. Damarlarıma dolan ve benliğimi ele geçiren gücün etkisiyle gülümsedim. Leo ve Ebba biraz gerilemiş havada süzüldüğüme bir türlü inanamayarak bana bakıyorlardı. 

Umursamdım. Ve tam ayaklarım yere değmişken hızla kahganın olduğu tarafa yöneldim. Leo bileğimden yakalamıştı ki alevler içinde olduğumu unuttuğundan ikinciye kavrulunca inleyerek hızla elini geri çekti. Sadece bakmakla yetindim. Zaten böyle alevler içinde olduğumda enerjimi çok hızlı tüketiyordum ve zaman kaybetmek istemiyordum.

Kavganın en şiddetlenmiş olan tarafına gittim ve bir perinin omuzlarına atlayarak boynunda derin bir kesik açtım. Peri çığlıklar içinde yere yığılırken zaman kaybetmeden diğerlerine doğru koştum. Bir tanesi beni fark etmiş olacak ki kısacık olmalarına rağmen oldukça keskin olan birsürü buçak çıkarttı. Hava elementiyle onları havada asılı tuttuktan sonra sinsice gülümseyip buçakları üzerime sürdü.Aynı gülümsemeyi takındım. Fakat tek fark bende fazlasıyla bulunan özgüven onda yoktu. Kollarımı çapraz bir şekilde birleştirip yüzüme siper ettim. Kaltak ! Hepsini yüzüme hedef almıştı. Ne istiyordunuz benim yüzümden... Çok mu güzeldim yani... Anlayamıyorum...?

Buçaklar kollarıma saplanınca dişlerimi sıkmakla yetindim. ardında yıldızı andıran buçakların kollarıma batmış olmasını umursamadan adamın üzerine saldırdım. Ve zorlanmadan boynunu kırıverdim.

Yerde yuvarlandım ve diz çöktüm. Ormanlık alandaydık ve lanet olsun ki ateş elemntini mümkün olduğunca az kullanmalıydım. Zaten bastığım yerlerdeki otlar ateşten kuruyor siyahlaşıyordu.Kahretsin...

... 

Nihayet Eartha'nın bulunduğu yere varabilmiştim. Leo ve Ebba'da mecburen bu küçük çaplı savaşa karışmak zorunda kalmışları. Leo'ya en son baktığımda iki periye karşı havayla oluşturduğu kalkanla dayanmaya çalışıyordu bir tanesi de arkasından ağaçların üstünden Leo'nun üzerine atlıyordu. O an sanki kalbim durdu. Leo'ya birşey olacak olsaydı bu savaştaki tüm inancımı kaybederdim. Çünkü Leo her pes etmeye kalktığımda, her yorulduğumda, her isyan ettiğimde bana destek olmuş ve beni her defasında ayağa kaldırmayı başarmıştı. Ormanda olmamızı umursayacak değildim heralde. Elimde istemdışı genişlettiğim alev toğunu havadaki perinin tam midesine fırlatmamla peri havada son süret uçarak iri bir ağacın gövdesine korkunç bir çatırtı eşliğinde çarpıp yere düştü. Ve böylece herkesin dikkatini dağıtıp bana bakmalarını sağlamıştım. Hadi ama bir alkış yok muydu... ? büyük rezalet...

Bir an öylece bakakaldım. Hiç o kadar uzun mesafeli bir atış yapmamıştım. Son zamanlardada element bükmüyordum. Buna çalışsam iyi olcaktı aslında. Çünkü ıskalasaydım çok kötü şeyler olabilirdi...

...

Eartha'yla sırt sırta verdiğimizde ter içinde kalmıştık. Üstelik Eartha'nın sabırsızlanıp bayılttığı iki peri yavaş yavaş uyanıyordu. Her başlarını yerden kaldırdıklarında ayağımızla sertçe toprağa gömüyorduk başlarını... Bir onlar eksikti doğrusu...

Arkamdan gelen bir ses duyunca hzıla arkamı döndüğümde öyle boş gözlerle bana bakakalan bir periyle karşılaştım. Gözlerine bakmaktan vazgeçince  Dacian bir buz parçasını perinin sırtına splamış ve resmen hayatımı kurtarmıştı. Dacian yere yığılan perinin arkasında gergin ama gülümseyen bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu. Ardından zaman kaybetmede mücadeleye katıldı. Dacian buradaysa Gwen'de buradaydı. Galiba onları yenebilirdik. Peki sonra ne olacaktı. Şansımızı kaybetmiştik. Lanet olsun !!!

Ateş PerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin