...
Ve bağırarak uyandım. Kevin yanıdaydı. Endişeli görünüyordu.
Kevin- Alex iyi misin sen ?
Alex- ... lanet olası bir kabus işte...
Kevin- sen biraz su iç rengin soldu.
Kevin bana suyu verdi ve alırken ellerimin titremesini engelleyemedim. Berbat bir rüyaydı.
Kevin ellerimin titrediğini görmüş olacaktı ki bardağı tutan ellerimin üzerine ellerini koydu. Ve ellerimi tutup güven veren bir şekilde elimi sıktı.
Gözlerimi ellerimizden alamamıştım.Kevin yanağımdan süzülen sıccacık yaşları eliyle sildi. Ben o zamana kadar ağladığımı fark edememiştim bile. Sonra omuzlarımdaki ağır yükün altında ezilirken hızçkırarak ağlamaya başladım.
Kevin yavaşça beni göğsüne şekti. Kalp atışları o kadar hızlıydı ki. Dikkatimi bavaşça inip kalkan kalkan göğsüne verdim. Beni sakinleştiriyordu.
Kevin- şşş ... çok büyük bir yük var omuzlarında... bu çok doğal...
hıçkııklarım arasında konuşmayı denedim fakat Kevin anlayabildiyse ne mutlu...
Alex- ben... ben... bunlar benim hatam...
Kevin- Lütfen böyle söyleme.
Alex- benim... hatam
Gözlerimi kuyunun tabanına diktim ve boş bış baktım. Hepsi benim hatamdı. Kendimi öldrmek istiyordum.
Alex- ben... Brayde .. ve seni... bu işe bulaştırdım.
Bunu söyler söylemez kendimden tiksinerek hızla ayağa kalktım. Gözyaşlarım görüşümü bulanıklaştırıyordu.
Kevin- Alex hayır... ben...
Alex- seni ne !!!
Kevin sesini yükseltmişti. Bana ilk defa bağırıyordu.
Kevin- Ben seni sevidim çünkü !!! seni sevdim anladın mı ? seni sevdim !!!
Şaşkınlıktan dilim tutulmuştu. Ağzımı açtım fakat sesi çıkmayınca başımı hayır anlamında salladım.Beni ikna etmek için yalan söylüyordu.
...
Alex- senden birşey istiyeceğim. Bu son olacak.
Kevin- ne istersen...
Alex- sen bu işe bulaşmamalıydın. o yüzden Beni hiç görmemiş gibi yap ve ... çek.. git...
Kevin- Bu işte birlikteyiz seni asla tek başına bu yükün altında ezilmen için bırakmayacağım.
Alex- ... yapa
acı dolu gözlerle ona baktım.
Kevin hançerden kurtuldu ve ani bir hareketle beni kendine çekip dudaklarıma yapıştı. Öylece kalakalmıştım. Sanırım ona aşık olmakla hayatımın hatalarına yeni bir madde ekliyordum.
Ayrıldığımıda Kevin gözlerimin içine bakıyrdu. Yeşil gözlerinin rengi açılmış gri bir tona dönmüştü. Sanki ruhumu görüyordu. Kalbim son hızla çarpıyordu. Sanki göğüs kafesimi parçalayacaktı. Ellerimi göğsüne koydum ve o parıldayan gözlere baktım. Kevin gülümsüyordu.Bu gülümseme küçük boğuk bir kahkahaya döndü ve beni kaldırıp ona sarılmamı sağladı. Ağır ağır etrafında döndü. Bu sırada gök gürlemişti. İkimizde kuyudan gökyüzüne baktık. Yağmur yağmaya başlamıştı.Buralarda yağmur yağdığında herkez sırılsıklam olurdu. Yani bardaktan boşalırcasına yağan yağmur kara bile çevirebilirdi. Ve ben her ikisinide çok seviyordum.
Kevin elimi tutup
Kevin- yarın büyük gün. seni avcıların arasına karıştıracağız. yorucu bir gün olacak. o yüzden uyumalıız.
Sadece başımı sallamakla yetinmiştim. Böyle bir sevgiye o kadar ihtiyacım varmış ki... Bunu yeni fark ediyordum. Başımı göğsüne yasladım ve gözlerimin kapanmasına izin verdim. Onun yanında kendimi güvende hissediyordum. Ona güveniyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Perisi
FantasyBir peri ne kadar normal olabilir ? Peki ya perilerin arasında onu diğer perilerden de ayıran özellikler taşıyan Alex , kendini nasıl normal hissedebilir ? Normal kelimesinin söz konusu bile olmadığı bir dünya sizi bekliyor.Alex ilk ve tek Ateş peri...