Merhaba sevgili okurlarım. :) Gününüz iyidir umarım. Ayrı Dünyalar 5 bin okunmaya ulaştı!! 🎉🎉
Çok mutluyum ve bunu sizinle paylaşmak istedim.
Destek olduğunuz için çoook teşekkür ederim. Iyiki varsınız. Iyiki okurlarımsınız...
Tekrar çok teşekkür ediyorum ve bölüme geçiyorum.
🔅
Hafta sonu, sonunda gelmişti. Perdemden içeri sızan güneşe ışınları gözlerimi kamaştırıyordu. Yatağımda gerindim, bir kedi edasıyla. Kalktım ve telefonumdan saate bakıp banyoya yöneldim. Banyoda işlerimi halledip hazır abim de evdeyken beraber kahvaltı edelim diye menemen yapmaya başladım.
Menemen hazır olunca masaya koyup abimin odasına yöneldim. Aslında yiğit ile kalıyordu ama bugünlük bende kalmıştı. Odasının kapısına geldigimde tıklatıp tıklatmamak arasında kaldım. Abim geldiğimi anlamış olacak ki yeni uyandığını belli eden sesiyle konuştu.
"Dikilip durma orda. Gel yanıma da uyuyalım güzelce." Hafifçe kikirdayip elimi gözlerime kapatarak odaya girdim. Abim hep belden yukarisinda birsey olmadan uyurdu ve ben bundan hoşlanmadığım için genellikle odasına gözlerimi kapatıp girerdim. Ama buna gerek kalmadığını araladigim parmaklarımın arasından bakınca gördüm. Abim bundan hoşlanmadığım biliyordu ve üstüne birseyler giyip uyumustu. Yatağa yanıma gel dercesine hafif hafif vuruyordu. Gidip yanına sokuldum ve anında kollarını bedenime sardı. Ben gülümseyerek abime sarılırken o kafasını saçlarıma gömüp, 'annem gibi kokuyorsun kahvelim' dedi. Hüzünlenmisti. O havayı dağıtmak için konuyu değiştirdim.
"Menemen soğuyacak." Beni takmadan boğuk sesiyle yanıtladı.
"Soğusun varsın." Kafamı kaldırıp abimin, babama benzeyen gözlerine baktım. Benim gözlerim ise anneme benziyordu. Babam anneme gözleri kahverengi olduğu için 'kahvelim' diyordu. Benim gözlerim de anneme benzediği için Abim de bana aynı şekilde hitap ediyordu. Bedenimi saran kolları gevşedi ve kalkmam için bana elini uzattı. Ben bir ona bir de uzattığı eline bakarak atik bir hareketle karnına- vurmami hiç sevemdigi yere- bir yumruk atıp odadan kaçtım. Arkamdan 'PELİN!' diyen hem sert hem acı dolu sesini umursamayıp mutfağa gittim ve çayın altını kapatıp masaya koydum. O sırada abim somurtkan bir yüz ifadesiyle mutfağa girdi. Ben, şuan, abimden, Poyraz Demir'den, trip mi yiyorum? Yoksa bana mı öyle geliyor. Kaşlarımı çalmış ona bakarken biden oturduğu sandalyeden kalkıp beni gidiklamaya başladı. Az önceki halinden eser kalmamıştı. Kıyamazdı ki bana... Gülmelerimin arasından 'abi dur, lütfen tamam' diyebildim. Ama beni tinladigi yoktu. Sonra durup arkamdan bana sarıldı. Naif sesini işittim.
"Canım kardeşim. Can pârem, kahvelim," dedi sondaki 'm'yi özlemle uzatarak. Aklına annem gelmişti belli ki. Annem de beni böyle gıdıklardı. Sonra sıkıca sarılırdı bana. Abimin Sesindeki özlemle gözlerim buğulandi ve hüzünlü havayı dağıtmak için konuyu değiştirdim.
"Tamam hadi efuli. Güzelim menemen soğuyacak. Ptur da beraber kahvaltımızı yapalım." Guldu ve kollarının arasından çıkmam için gevsetti sıkı kollarını. Birlikte masaya oturduk. Ben çayları doldururken konuştu.
"Bugün timin de izin günü. Dünden biseyler planlanmıştık. Güzel bir yere, bi akarsu kenarına gidip piknik yapalım dedik. Gelmek istermisin diye sormayacagim çünkü seni tanıyorum sevgili kardeşim. Hem senin de buna ihtiyacın var. Evden Adliyeye, adliyeden eve. Tamam mı?" İyiki varsın diye düşündüm içimden. Iyiki varsın, iyiki yanımdasın abi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYRI DÜNYALAR
Novela JuvenilO bir SAVCI. Alanında ün salmış ve herkesin dilinde övgüyle bahsedilen bir kadın olmuş. Geçmişine rağmen... ***** O bir YÜZBAŞI. Timinin komutanı ve komutanlarının gözdesi bir adam olmuş. Herşeye, herkese rağmen...