Bu bölüm çok sevgili okurlarımın kitabıma katkıda bulunup, ailemizi 25 bin yapması ile özel olarak geliyooooooorrr...
.............🎉✨️🧨🎊🎆.............
YİĞİT'TEN
Birkaç gündür gorevdeydik ve ben artık dakikaları, saatleri ve günleri saymayı bırakmıştım. Biliyordum bu görev uzun sürmeyecekti ama kaç gün geçtiğinden haberim yoktu. İki veya üç olması gerekiyordu sanırım. Tim olarak alışverişin yapılacağı alanı gören ve çok da uzak olmayan bir tepede konuşlanmış, adamımızın teşrif etmesini bekliyorduk. Poyraz binbaşı birşeyler yemem için ısrar etse de, alanı taramak için giden Emraha vermiştim yemeğimi. Son, sayamadığım günlerde tek düşündüğüm şey bir kadının çiçek kokabilme ihtimaliydi. Çünkü o kokuyordu. Kollarını boynuma sardığı anda burnuma kokusu gelmişti ve hafif de olsa orkide kokuyordu. Ama bu koku sanki bana cenneti vermişti ve içimde o kokuyu tekrar soluyabilme isteği uyanıyordu. Ben de bu isteği yatıştırmak isterken zaman görevini yapıp, akıyordu.
"Komutanım daldınız gittiniz. Bir sorun mu var?" Mehmetin sorusuyla kendime gelince, bana bakan beş meraklı göz gördüm. Elimi saçıma, oradan da enseme götürüp kendimi toplayabilmek adına derin bir nefes aldım. Bu yaptığım çok tehlikeliydi. Buradaki altı adamın canı bana, benimki de onlara emanetti. Daha öncesinde hiçbir görevimde böyle dikkat bozukluğu yaşamamıştım ama bunu o yapıyordu. Kalbim haykırıyordu sanki. Bana bunu o yapıyor, biliyorsun diye. Ama görevlerde kalbimizi susturmamız, bize en başında öğretilmişti.
"Yok birşey, kardeşim. Dalmışım öyle," dedim kontrol altına aldığım sesim ile.
"Operasyonu mu düşünüyorsunuz? Valla haklısınız komutanım. Bu büyük operasyonun gelişme bölümü olsa da sizin için başlangıç sayılır," dedi Ali. Onaylarcasına başımı salladım ve ayağa kalktım.
"Biraz hava alıyım gelirim. Gelişme olursa haber verin," dedim ve arkamdaki emredersiniz seslerini eş geçerek ağaçların arasından çıkıp, yüksekteki bir açıklığa geldim. Ciğerlerimi temiz oksijen ile doldururken, Alinin söyledikleri beynimde belirtmeye başladı.
Başlangıç.
Evet, hersey benim için daha yeni başlıyordu sanırım.
::::::::::::::::
"Ali, altı," dedim silahımın şarjörünü degistrimek için kayanın arkasına tekrar saklanırken.
"Hallettim komutanım, temiz," dedi Ali kulaklığa doğru. Derin bir nefes alıp tekrar çıktım ve iki el ateş ettim. Tırlarının yanındaki adamı vurduğumda tırın önünde iki adam kalmıştı. Tekrar saklandım ve kulaklığa doğru konuştum.
"Komutanım, tırın yanındaki adamı indirdim, izin verirseniz kapakları kapatayım ve tırı uzaklaştırayım," dedim. Poyraz binbaşıdan olumlu yanıt gelince silahımı doğrultarak ayağa kalktım ve etrafa göz gezdirip hızlıca karşımdaki tırın yanına koştum. Olduğum yerden tırın önünde bekleyen iki adam gördüğüm için ilk önce onları halletmem gerekiyordu. Yakında ve susturucularımızla ilk hamleyi biz yaptığımız için, kimsenin kimseden haberi yoktu. Tırın nerdeyse yüz metre uzağındaki evde hedefimiz olan adam vardı ve bizim ilk işimiz bu pamuk şekerleri buradan uzaklaştırmak olacaktı. Silahımı sağ bacağımdaki yerine koydum ve belimden kasaturamı çıkardım. Yere yatıp tırın altından ayaklarına baktım ve tam bir yer tespiti yapıp sessizce yürümeye başladım. Sağ taraftan gidip bilerek bir dala bastım ve tam da istediğim gibi biri bu tarafa doğru gelmeye başladı. Sırtım ile tırın yan tarafını birleştirdim ve bir avcı gibi avımı beklemeye başladım. Elinde keleş ile beni gördüğünde aramızda iki adım vardı. O yolu kat eden ben olunca kaçmasına ve ses çıkarmasına fırsat vermeden kasaturam ile boynuna derin bir çizik attım. Onu yavaşça yere bırakınca diğerinin ön tarafta olmadığını fark ettim. Arkamı döndüğümde bana bakan bir adet şerefsiz ve bana doğrultulmuş bir silah seçtim karanlıkta. Yüzümde belli belirsiz bir gülümseme oluştu istemsiz.
![](https://img.wattpad.com/cover/286930770-288-k84013.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYRI DÜNYALAR
Genç KurguO bir SAVCI. Alanında ün salmış ve herkesin dilinde övgüyle bahsedilen bir kadın olmuş. Geçmişine rağmen... ***** O bir YÜZBAŞI. Timinin komutanı ve komutanlarının gözdesi bir adam olmuş. Herşeye, herkese rağmen...