Daha bahçeye adım atar atmaz görmüştü onu, kimdi o Taylan...
Uzun zamandır siyah ve griden başka renk göremiyordu kimse bu kızın üzerinde...
Şuan ise sarı elbisesi, kısa saçlarının açıkta bıraktığı sırtındaki beniyle herkesi büyüsü etkisine alarak yürüyordu.
Gayet farkında olarak yanından geçerken, Taylan'ın elindeki kitaplara çarpıp düşürmüştü...Kitapları almak için yere eğilen Taylan gözlerini ayırmadan ona bakıyordu.
"Bak işte şuan senin elinde kitaplar var." dedi İnci hınzırca gülümseyerek.
"Hatırladın demek beni... " demişti Taylan ama İnci artık karşısında değildi. Çoktan gitmişti.
Arkadaşlarının yanına gittiğinde herkes ondaki değişikliğin farkındaydı. Sadece elbisesi renklenmemiş, bir yıl önce onu terk eden ruhu da geri gelmişti sanki.
Derin;
"Sahilin ordaki büyük alana lunapark gelmiş gitsek ne güzel olur. Gitmeyeli yıllar oldu. " derken herkes büyük bir neşeyle onaylamıştı.İnci;
"Yoo yine mi park? Ben doydum zamanında çok gittim size iyi eğlenceler... " desede Enes yalvarmaktan daha öte bir ısrarla canından bezdirdi."Ayrıca şuan orada parlayacak çocuk neşesi bir sende var. " dedi. Bu çocuktan bunları duymak,
"Haha benim cinim espri mi yaptı? İltifat mı etti? Pek anlamadım... " diyerek güldü.
Ama gerçekten gidemezdi çünkü akşam canlı müziğe gitmeliydi. Bunu anlatmaya çalışırken Taylan'da kulak misafiri olmuştu. Bu kızın ne işi olur barda diye düşünmeden edememişti.
Derin;
"Daha çok var hem bizde geliriz senle,hadi mızıkçılık yapma... " oflasada el mahkum gittiler, lunaparka.Başta istemeyen İnci, parka girer girmez ilk işi gondola koştu. Anılarda onunla birlikte koştu. İnci her zamanki gibi en uca oturdu. İnci'nin oturduğu koltukta iki kız vardı. İnci de oturunca tek kişilik yer kalmış, Enes büyük bir hevesle merdivene adım atamadan Taylan çoktan İnci'nin yanına oturmuştu.
Taylan~ "Merhaba İnci"
İnci~ "Merhaba Taylan"
Taylan~ "Bir senedir farkıma varmayan bu kız, adımı mı öğrenmiş?"
İnci~ "Özel bir çabam olmadı." derken gülümsedi.
Gondol hızlandıkça arada İnci'ye laf atan Taylan'ın sözleri, müzik ve anılar birleşmişti. İnci'nin o tarifsiz gülüşü saklandığı yerden çıkmayı başarmıştı.
Arada kollarını açıp rüzgarın etkisiyle uçuyormuş gibi hisseden İnci'nin yaydığı enerji herkesi etkisi altına alıyordu.Taylan;
"İnci böyle güzel kahkaha atmayı nerden öğrendi?"İnci;
"Eyvah Taylan kendini tekrar ediyor. Pano önündeki muhabbetin farklı versiyonu mu bu?"Taylan bağırarak;
"Hayırrr... Gayet açık ve net bir soruydu."İnci;
"Acısı şahane olan insanın, gülüşü güzel olurmuş."Taylan
"Vay bence sen edebiyat okumalıydın."Onlar böyle eğlenip dururken aşağıda kalan Enes, Derin'e dönüp ;
" Keşke benide görse ve benimleyken en az bu kadar mutlu olsaydı." dedi.Derin çok büyük bir şaşkınlıkla;
"Nasıl yaa? Nasıl fark etmedik?" diye kendine kızarken, Enes ağzından kaçırdığı bu sözün etkisiyle çoktan çıkıp gitmişti bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAHVE KOKUSU
Romanceİnci; Adının anlamı gibi ; İstiridyenin için de hapis olmuş bir güzellik. Hayat denen bu orta oyununda, düşe kalka yürümeyi öğreniyor. Kimi zaman fırsatlar altın tepside sunulsada, bazende pençeleriyle söküp almayıda biliyor. İnci'nin bu hayat yolc...