O gün okulda büyük bir telaş vardı. Yeni rektör atanmıştı ve okuldaki herkes rektörün ne kadar karizmatik bir adam olduğunu konuşuyordu. Henüz 38 yaşında olan bu adam en genç rektör sayılabilirdi.
İnci okula adım attığı an Sarp'ın hızla yanında geçtiğini gördü. Ne kadar seslenip durdurmak istesede bunu başaramamıştı. Mecburen peşinden gitmek zorunda kalınca sanki ikisi bir, dekanın odasına baskına gider gibi görünüyorlardı.
İnci Sarp'ın yapacaklarını düşündükçe okuldan atılma korkusu ağır basıyor, elleri terleyip duruyordu.
Ne kadar dil döksede, kıskançlıktan gözü dönen sevgilisine kendini duyuramıyordu.
Sanat dersi alıp, sonunda O'da bir sanatçı olacak olsada bunu bedeni ile yapmayı hiç istememişti. Ama Sarp'ın seçtiği yöntem mezun olmasına engel olabilirdi.
Sarp sertçe kapıyı açtığında, İncide peşinde girerek hemen;
"Özür dilerim, efendim." diyerek Sarp'ın kolundan tutup onu çıkarmaya çalıştı.Fakat Sarp'ın hiç böyle bir niyeti yoktu. Önce sakince konuşup, durumu anlattı. İnci'nin modellik yapmak istemediğini fakat buna rağmen bir şans hakkettiğini anlatsada...
İstediği tepkiyi dekandan alamayan Sarp kendini tutamayıp, adamın yakasına yapışıp bağırmaya başladı. O sırada İnci araya girip, onları sakinleştirmek isterken daha çok sesler yükseldi. Ve artık bütün okul bu tartışmaya şahit oluyordu.
Kalabalığın toplanmaya başladığı odanın kapısına doğru bir ses yükseldi;
"Bu rezaleti derhal durdurun!"
Sesi duyunca herkes irkilerek arkaya doğru döndü.
Bu yeni genel rektördü...
Öğrencilerin hepsi dağılırken, Sarp hala Erkan Bey'in yakasına yapışmış haldeydi. İnci ise öylece kalakalmış, yıkılmak üzere olan hayallerine ağlamamak için direniyordu.Odaya girip kapıyı kapatan Rektör Fazlı Bey ;
"Erkan bey bir açıklama yapacak mı?" demişti soğuk bir sesle.Sarp'a dönüp ;
"Lütfen ellerinizi indirin ve sorunu anlatın."Sarp kendini sakinleştirmeye çalışarak derin nefesler aldı. Sınav tekrarı için İnci'nin istemediği birşey yapmaya zorlanışını anlatırken, Erkan Bey kendini kurtarmak adına lafa girmeye çalışsada kimse ona kulak asımıyordu.
Sarp'ın sözleri bitince, Fazlı Bey İnci'nin gözlerine baktı. Ağlamamak için kendini tutmaya çalışan İnci onaylar gibi başını sallayınca, Fazlı Bey ayağa kalkıp;
"Siz ikiniz çıkabilirsiniz. İnci Hanım bir hafta sonra sınavınız olacak bizzat bende orda olacağım. Şimdi müsade ederseniz Erkan Beyle konuşmam gereken şeyler var." diyerek kapıyı açtı.İnci kapıdan çıkar çıkmaz Sarp'a sarıldı ve kulağına;
"Bir gün seni öldürebilirim İnan buna.. " desede şuan hiç birşey onu bu kadar mutlu edemezdi.Bir hafta sonra sahneye çıkıp okuldaki herkese adından bahsettirecek bir performansla, son sınavı da vermiş oldu İnci.
Artık okulda pekte sorumluluğu kalmayan İnci'yi Sarp zorda olsa ikna edip Annesiyle barıştırmaya götürdü.
Onlar bu dünyada birlikte savaşarak ayakta kalmayı başarabilen, ayrılmaz iki savaşçıydı. Aralarında asla kopmayacak bir bağ vardı ve birbirlerini görmek herşeyi unutmak için yemişti. Bütün geceyi annesinin dizlerinde geçiren İnci, dünyanın en büyük huzurunu yaşıyordu.
"Sevgilim hazır gelmişken tüm ilçeye mini bir konser mi versek? " dedi Sarp.
Bu fikir İnci'nin çok hoşuna gitmişti. Daha şimdiden bir sürü teklif almaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAHVE KOKUSU
Romanceİnci; Adının anlamı gibi ; İstiridyenin için de hapis olmuş bir güzellik. Hayat denen bu orta oyununda, düşe kalka yürümeyi öğreniyor. Kimi zaman fırsatlar altın tepside sunulsada, bazende pençeleriyle söküp almayıda biliyor. İnci'nin bu hayat yolc...