Kaç gündür okula gitmiyor, dışarı çıkmıyor hatta odasında bile dolaşmayı reddedip yataktan çıkmıyordu.
Ferahta hemen hemen her gün yanına gelip baş ucunda oturmuştu. İnci ise tek bir kelime bile etmemişti. Yine böyle bir günde Fahriye hanım evden çıkarken, mutfağa geçen Ferah kahve hazırlayıp arkadaşını onun sevdiği bu güzel kokuyla uyandırmak istedi.
Sessizce odaya doğru yaklaşırken, Aralık olan kapıdan İnci'yi fark etti.
İlk defa yataktan çıkmış aynada kendi kendiyle konuşuyordu. Delilik emarasi olsada İnci'yi böyle görmek bile bir umuttu.İnci karşısında durduğu aynada dudaklarını inceliyordu.
Dudağının kenarında ki hafif renk değişimini fark eden İnci panikle;
" Kahretsin çürümeye başladı, işteee..." diye ellerini yüzüne kapattı.Elindeki fincanların varlığını bile unutarak odaya dalan Ferah; "İnanmıyorum... Senn Seyitle.."
"Aptal ne saçmalıyorsun, halının haline bak. Ne demeyi düşünüyorsun anneme?" diye çıkıştı İnci.
Ferhan "Ya bırak şimdi halıyı, anlatsana nasıl oldu? Nasıldı?"
Öfkeden gözleri büyüyen İnci;
"Çürüdü diyorum çürüdü. Sen hala nasıldı diyorsun. Ne nasıldı?"Ferah kahkahalara boğularak arkadaşına yaklaşıp, uzun tırnaklarıyla İnci'nin dudağının kenarındaki siyah toz parçasını alıp;
" Bak işte bu kadar. Şu çocukça yalanlara inanmayı ne zaman bırakacaksın?" diyor ama gülmekte zor konuşuyordu.O sırada telefonundan bildirim sesi gelen İnci, Ferah'ı sorularından kaçmak için telefonu eline almıştı ki.
Gözleri kocaman oldu;
"Ne saçmalıyor bu?" diye haykırdı. Sonra bir bildirim sesi daha, bu sefer bir video gelmişti. Elinden telefonu düşüren İnci olduğu yerde kıpırdamadan duruyordu.Ciddi bir sorun olduğunu anlayan Ferah hemen yerdeki telefona baktı ve
"Nasıl ya... Sen ve Sarp mı?" diyerek şaşırdı. Video nun üzerinde ki mesajda da "İLK AŞKINI KAYBETMEYE HAZIR MISIN?" yazıyordu.
"Kaç gündür bir tuhaftın zaten. Sen böyle birşey yapmış olamazsın? Lütfen neler oluyor anlatır mısın?"
Arkadaşı hala yaşadığı olayın şokundaydı.
"İnci bu numarada kim?" mesajları yukarı doğru kaydırdıkça, aslında bu numaranın aylardır İnci'yi nasıl rahatsız ettiğini fark etti." Bunca zaman bunlarla tek başına mı uğraştın? Neden benimle paylaşmadın.? "
" Ben şimdi ne yapacağım?" deyip Ferah'a sarıldı İnci. Kendisini sarılıp tirtir titreyen arkadaşının sakinleşmesini bekledi. Kendine biraz olsa da gelen İnci en başından herşeyi tek tek anlattı.
Herşey aslında o kadar karışıktı ki, tek bir ayrıntıyı bile kaçırmadan arkadaşını dinledi, Ferah.
Akşama kadar o odadan hiç çıkmadan kimi zaman ağladılar, kimi zamanda sinirden ağlanacak hallerine güldüler. Bir çözüm yolu bulmaya çalıştılar, en doğrusu herşeyi anlatmaktı Seyit'e. O İnci'sini tanır, bilir böyle birşey yapmayacağını. Bilirdi bilmesine ama aklı başında olursa.
Hemen telefona sarılıp Seyit'i aradı akşam buluşmak için sözleştiler. Ferah'ta Sarp'ı aradı. O anda cafede olmamalıydı.
Akşam olunca cafeye gidip her zamanki yerlerinden oturup Seyit'i bekleyen İnci stresten parmaklarını kanatmayı başarmıştı sonunda ama tam yedi saat geçmesine rağmen hala gelmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAHVE KOKUSU
Romansaİnci; Adının anlamı gibi ; İstiridyenin için de hapis olmuş bir güzellik. Hayat denen bu orta oyununda, düşe kalka yürümeyi öğreniyor. Kimi zaman fırsatlar altın tepside sunulsada, bazende pençeleriyle söküp almayıda biliyor. İnci'nin bu hayat yolc...