15. Bölüm; ATALAY DEMİR İS BACK

1.4K 74 1
                                    


Ahmet Aslan- Seher Yeli Nazlı Yâre

Cem Adrian- Herkes Gider mi?


~15| ATALAY DEMİR İS BACK

🔱

Ölürsek cennet bizim,kalırsak devlet bizim.

🦅

Atalay Demir üstünde siyah gömlek ve pantolonuyla bara giriş yaptı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Atalay Demir üstünde siyah gömlek ve pantolonuyla bara giriş yaptı. Cebinden çıkardığı 1 doları kapıda bekleyen adamın göğsüne vurdu. Sonra işaret parmağını adama doğrultup "İyi bak ona. Dolar olmuş kaç para." Elini havada sallayıp yürümeye devam etti. "Zengin oldun lan! Hadi yine iyisin." Dediğinde yüksek sesli müzik olan odaya girmişti bile.

Müziğe kendini kaptırıp dans etmeye başladığında aynı zamanda gözü etrafı tarıyor buraya gelmesine sebep olan hatunu arıyordu. İşaret parmağı ve orta parmağını birleştirip havaya kaldırdı ve havada salladı. Etrafında bir tur dönüp yanına geçen garsondan bir bardak aldı. Bir yudum alıp karşıdaki masalara yürüdü.

Beş dakika sonra yanına bir kadın geldiğinde elindeki bardağı bırakıp kadını belinden tuttu ve kendine çekti. Kadın adamın göğsünde ellerini gezdirip aşağılara indi. Kadın Atalay'a sürtünerek dans etmeye başladığında Atalay'da kadına ayak uydurdu.

Atalay kafasını kapı tarafına çevirdiğinde Alparslan ve Vera'yı gördü. Gülümsedi.

Vera ve Atalay göz göze geldiğinde Atalay genç kadına göz kırptı. Vera gülümsedi. Alparslan'ın karnına dirseğiyle baskı yaptı. Alparslan yanındaki kadına baktığında ileriye baktığını gördü. Atalay'ı gören Alparslan burnundan nefes verdi.

"Büyümeyecek bu." Dedi kendi kendine. Vera ilerlemeye başladığında Alparslan kadının arkasından ilerlemeye başladı. Localara doğru giden kadın gözüne birini kestirmişti. Merdivene adım atacağı an Alparslan kolundan yakaladı. "ne yapıyorsun kızım beklesene!" Dedi sert sesiyle.

"Merak etmeyin komutanım buna benzer kaç görevim oldu. Hallederim." Alparslan onu takmayan kadınla kaşlarını kaldırdı. Asker olmasına hâlâ alışabilmiş değildi bir kere. Hele ki ona komutanım demesi...

"Ulan Alparslan! Ulan Alparslan, hakim ol kendine lan." Kadını yalnız bırakmamak için arkasından yürüdü. Vera ise çoktan gözüne kestirdiği adamın yan locasına oturmuştu bile. Alparslan'da hemen kadının yanına oturduğunda Vera göz ucuyla yanındaki adama baktı.

Arka cebinden telefonunu çıkarıp abisine geç kalacağına dair ufak bir mesaj attı. Telefonu kapatıp cebine geri koyacakken duyduğu mesaj sesiyle kaşları havaya kalktı. Bu kadar çabuk beklemiyordu.

Abim: Ne işiymiş bu bakayım?

Siz: İş işte abi.

Siz: Hadi öptüm görüşürüz aslanım.

Mesajı beklemeden cebine geri koydu ve karşı locada oturan adama baktı. Adam gözlerini karşıya dikmiş Atalay'la dans eden sarışın hatuna bakıyordu. Kaşları havaya kalktı kadının.

"Alparslan." Dedi adama bakmadan. Alparslan'dan bir kaç mırıltı çıktı. "Bu adamdan bok kokusu alıyorum." Adamın gözleri yan masaya kaydı. Elindeki bardağı öyle bir sıkıyordu ki elinde patlayacak hale gelmişti. Adam aniden ayağa kalktığında Vera' da kalktı. Alparslan'a bakmadan aşağı indiğinde adam kafasını yukarı kaldırıp Allah'tan sabır diledi.

Vera aşağı indiğinde Atalay'la bakışları kesişti. Kafasıyla hafifçe yukarıyı işaret etti. Atalay yukarı baktığında aşağı inen adamları gördü. Dişlerini göstererek güldü. Kadından ayrılıp "Başlıyoruz sarışın." Dediğinde kadın anlamadığını belirtir şekilde Atalay Demir'e baktı. Atalay ise göz kırpıp Vera'yla arkalarını dönüp yürüdüler.

Alparslan gözden kaybolan ikiliyle başını iki yana sallamakla yetindi.

"Nerde lan bu herif?" Dedi Baysal. Kulüp yavaş yavaş boşalmaya başlarken Baysal ve adamları Atalay'ı arıyordu. Alparslan ise nereye gittiklerini merak ediyordu. "Allah'ım bu iki deliyle nasıl uğraşıcam ben." Dedi hayıflanır gibi. Tam o sırada Baysal bağırırken araya iki ses daha girdi.

"Bize mi baktınız beyler!" İkili gülerek birbirine baktı. Yumruklarını birbirine vurdular. Adamlara doğru yürürken Vera yukarı doğru bağırdı.

"Muhsin ver oğlum bizim müziği!" dediğinde Atalay, "Adı Muhsin değil di sanki sis?" Dedi soru sorar gibi. Vera elini 'aman boş ver' der gibi salladı.
Çocuk müziği açtığında Vera gülümsedi. Elini havada salladı ilk önce. Daha sonra kollarını sıvadı. Yan gözle Atalay'a baktığında karşısında adamla bakıştığını gördü.

Atalay Vera'ya dönüp "Senin içinde bir kıroluk var." Dedi tespit yapar gibi. Kadın dişlerini göstererek güldü. "Tabi oğlum ne sandın."

Yukardan bir ses yükseldi.

Grubun içinde farklı insanlar var... Atalay bunu duyunca yukarı doğru bağırdı. "Abicim bunu açmayacaktın ama." Elini gelişi güzel salladı. "Coşkulu bir şeyler aç." Dediğinde kenarda duran iki demir sopayı eline aldı. Birini Vera'ya fırlattı. Vera havada yakaladığı sopayı elinde bir tur döndürdü.

Üstüne gelen adamın karnına sopayı geçirdi Vera. Alparslan hemen yanındaydı. Atalay diğer tarafında dövüşüyordu. Üstüne silahla gelen adamı fark ettiğinde sopayı kenara bırakıp adamın elindeki silahı aldı ve bacağına sıktı. Dudaklarında eğrelti bir gülümseme vardı. Silahın şarjörünü çıkartıp kotunun cebine koydu ve silahı arkaya doğru fırlattı.

Sırtına yediği tekmeyle sendeledi, aynı zamanda yarasını acımıştı. "Ulan!" Dedi dişleri arasında. Arkasını dönüp adamın karnına tekme attı. Adamın sendelemesinden faydalanarak arkasına geçip boynunu kolları arasında kıstırdı. Kolları arasındaki boynu yana çevirip kırdı.

Karşısında ona bakan Alparslan'a gülümseyip göz kırptı. Sırıttı Alparslan. Ama bu kısa sürdü. Çünkü Vera'nın arkasında biri vardı. Tam oraya doğru hareket edecekken bacağının arkasına biri vurdu. Sendeledi ama düşmedi. Dirseğiyle adamı geri püskürttü. O sırada Vera'nın boynuna sarılan bir çift kol nefesini kesti genç kadının. Ellerini boynundaki kola sardı. Gözlerini kapattı ve derin nefes aldı. Başını öne eğdi ve hızla arkaya, adamın yüzüne gömdü kafasını.

Haykırarak geriye düşerken o yerdeki sopayı alıp adama vurdu.

"İbne!"

Alparslan'ın gür sesi duyuldu barda. "Seni sikerim orospu çocuğu!" Kolunu doladığı adamın boynunu sıkmaya devam ederken. Hızla sağa çevirdi ve adamın boynunu kırdı.

DJ'in açtığı mehter marşı değişip yerine Karadeniz şarkısı çalmaya başlayınca Vera sırıttı. Başını yukarı kaldırıp "Allah'ım sesimi duydu." Derin nefes alıp karşısında ona koşarak gelen adama odaklandı.

Hayat devam edeyi...

Yüzüne doğru savrulan yumruktan eğilerek kurtuldu.

"Yüzüme çalışma, güzelliğim bozulur." Dedi ve adamın suratının ortasına yumruğunu gömdü.

"Atalay elim kırılırsa seni kovalarım." Atalay adamı boğazından tutup yanındaki cam masaya attı. Tuzla buz olan masaya bakıp sırıttı.

"Tamam hayatım, yaparsın." Gülerek Vera'ya baktığında Vera'nın ciddi yüz ifadesini görünce sırıtması bozuldu.

"Heeee. Sen ciddisin?" Vera kafasını sağa eğdi. Tek kaşı havaya kalkmıştı. Atalay Vera'nın arkasından gelen iti görünce yüzü bozguna uğradı.

Kimi doğayi,
Kimi öliyi,

Sırtından tekme yiyen kadının ağzından sıkı bir küfür çıktı.

Öne doğru düştü daha sonra sırtı üstü uzandı. "Gerzek herif." Tüm öfkesiyle. Üstüne eğildi ama Vera buna izin vermeyip kasıklarına tekme attı. Adam haykırarak geriye düştü. Nefes nefese kaldığı için yerinden kalkamadı bir iki saniye.

"Bunlar niye bitmiyor oğlum?" Alparslan'ın sesini duyan Vera ona döndü. Unutmuştu bir an onun da burada olduğunu.

"Amma konuştun hacı. İşine bak sen." Dedi Atalay. Alparslan'ın Atalay'a bakışı öyle korkutucuydu ki, Atalay yutkundu. "Sustum, tamam."

"Sabah içtiması gibi oldu bu. Ben bir daha yarın içtima yapmam bu arada Alpoo." Dediğinde Alparslan elinin altındaki adama vurup Atalay'a cevap verdi.

"Aynen kardeşim, bende öyle diyordum zaten." Dedi ve dudaklarında hiçte gerçekçi olmayan bir gülümse koydu.

Alparslan göz ucuyla Vera'yı kontrol ettiğinde masanın üstüne çıkmış ve ordaki bir kaç bardağı kafalarında patlatıyordu. Ki biri ayağını tutup çekti. Çektiğinde dengesini kaybeden Vera sırt üstü cam masaya düştü.

"Siktir!" Dedi dişleri arasında. "Ağzına sıçayım senin. Pezevenk herif!"

🍷

"Ya tamam abi abartma işte." Ömer kaşlarını çatıp kardeşine baktı. "Abartma mı? Sen kafayı mı yedin gerizekalı. Sen daha yeni kurtuldun farkında mısın?"

Sabaha karşı bardan sarışın hatunu alıp çıkmışlardı. Çıkmışlardı çıkmasına da polisler gelmişti. Bir kaç prosedürden sonra bırakmışlardı. Sarışın hatunu da Vera iki arkadaşını arayıp onlara emanet etmişti.

Ömer elindeki pamuğu kardeşinin dudağına bastırdığında Vera inledi.

"Yavaş be abim." Karşı koltukta Atalay ve Alparslan birbirlerine pansuman yapıyorlardı. Alparslan Atalay'ın kaşındaki kanı silerken isteyerek bastırdığında Atalay küfür etti. "Siktir! Yavaş olsana oğlum." Alparslan ilk önce kaşlarını çattı, sonra Atalay'ın gözlerine baktı.

"Sana burdan bir uçarım şirazen kayar." Dedi dişleri arasında. Çenesini öyle bir sıkmıştı ki kemikleri belli oluyordu.

O sırada Ömer Vera'ya hitaben, "Kadını nereye götürdünüz?" Vera sırıttı. Ömer gözlerini kısarak baktı kardeşine. "Vera, kime götürdün?" Diye tekrarladı.

"Çakır ve Mihrimah' a götürdüm." Ömer gözlerini kocaman açtı. "Sen kafayı mı yedin kızım!" sesi sertti. Ama Vera'ya etki etmedi tabi ki. "Kızım onlar deli deli." Vera göz devirdi.

"Ben çok mu normalim. 46'lık raporumu getireyim istersen." Dedi eliyle odasını işaret ederek. Ömer gözlerini kaçırdı. Vera ayağa kalktı koltuğun üstündeki ilk yardım çantasını topladı.

"Ali Asaf nerde?" Ömer iç çekti. "Göreve gitti." Vera'nın adımları durdu. "Seni aramış ama sen o sıra karakoldaymış." Nefesleri durdu. "Aramış mı?" Dedi kendi kendine. Gözlerini kapattı.

Alışamamıştı. Gökalp'ten sonra Ali Asaf'ın ve abisinin görevlere gidip uzun veya kısa fark etmeksizin...
İçi tuhaf oluyordu.

Korkuyordu.

Birine bir şey olmasından deli gibi korkuyordu.

Üstünden ne kadar zaman geçerse geçsin alışamamıştı işte. Hâlâ içinde taze olan acısı onu yakıp kavuruyordu. Kalbinde ki korku azalmıyor aksine artıyordu sanki. Nefesi boğazında tıkandı.

"Abi..." Sesi çaresizdi. "Abim.." Dedi Ömer. "Bir şey olmaz değil mi? O da gitmez." Ömer bundan sonra olacakları bildiği için Alparslan'a döndü. "Mutfakta ikinci çekmece, ilaç var." Dedi ve Vera'nın arkasından yaklaştı.

Kadının mavi gözlerinden bir damla yaş aktı, dudaklarında son buldu. Alparslan mutfağa gidip ilacı aldı ve salona geri döndü. Ömer Vera'nın arkasından yaklaşmış kollarını tutuyordu.

"Bebeğim," İç çekti. "Bak bana." Israr etti. "Hadi yavrum."

"Abi, ben kötü bir ablayım değil mi? Ben hiçbir şeyi hak etmiyorum abi." Sesi yakınır gibi çıkmıştı. "Hayır hayır, öyle şey olur mu hiç? Sen her şeyin en güzelini hak ediyorsun. Ayrıca çok iyi ve çok güzel bir ablasın." Çocuk avutur gibi konuşan Ömer'e baktı Alparslan çaresizce.

Vera'nın içinde iyileşemeyen bir taraf vardı. İçindeki o küçük kız çocuğunun bir tarafı hep kanıyordu. Ne yaparsa yapsın durmuyordu o kan. Hep akıtıyordu zehrini içine.

"Mey," Alparslan'ın sesini duyan Vera sustu. Ömer elini havada, ağzı açık kaldı. "Bana bakar mısın yavrum." Kadın yavaşça abisinin kollarından kurtuldu. Alparslan'ın uzattığı eline baktı. Daha sonra adamın gözlerine.
Alparslan gözlerine 'Hadi, hadi tut elimi' dermiş gibi bakıyordu. Eli havaya kalkıp adamın avuç içine düştü

"Seni yatağına yatırmamı ister misin yavrum?"

"Ali Asaf'ın odasına gidelim." Başını anlayışla salladı. "Tamam, sen nasıl istersen öyle olsun." Birlikte yukarı çıktılar. Ömer kardeşinin arkasından baktı uzun süre.

"İyi olucak merak etme." Dediğini duydu Atalay'ın. "Bazen nerde yanlış yaptığımı düşünüyorum Atalay. Kardeşimin, can içimin acısını dindirememek bana koyuyor oğlum." Ömer'in omzuna elini koyup hafifçe sıktı. "2. Senesini bitirecek ama hâlâ alışamadı." Derin bir nefes çekti içine. Çektiği nefesler yetmiyormuş gibi art arda nefes aldı, verdi.

"Ömer," ne diyeceğini bilemeyip sustu. "Destek..." Ömer bitirmesine izin vermedi. "Aldı, aldı ama tekrar gitmek istemez çünkü mesleğinden ayrı kalmak istemez o."

İkisinin de gözleri kapalı öylece dururken yukarıda Ali Asaf'ın dolabının önünde durmuş kendine tişört bakan Vera gülümsedi. Zorla gülümsüyordu sanki.
Eline geçen iki parça şeyi alıp odanın içindeki tuvalete yürüdü. "Çıktığımda," dedi ve sustu. Utandı çünkü.

"Bana türkü söyler misin?" gülümsedi adam.

"Tabi ki söylerim." Kadın gülümsedi. Tuvalete girip Ali Asaf'ın tişörtünü giydi. Altında diz kapağına gelen taytlardan vardı. Saçlarını sıkı sıkıya toplayıp çıktı tuvaletten. Alparslan yatağın kenarında oturuyordu. Yanına gitti, oturdu. Vera'nın sıkıca topladığı saçlarına baktı Alparslan. Çok sıkıydı, canı acırdı. Elini tuttu kadının.

"Gel otur önüme." Kendini yatakta yukarı doğru kaydırdı. Vera'yı bacaklarının arasına çağırdı. Genç kadın kısa bir an düşünüp Alparslan'ın önüne oturdu. Adam kadının canını acıtmaktan korkarcasına tokayı çıkardı.

İRTİBAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin