-şimdi ki zaman-
Korkuyordum ne kadar dayanırım bilmiyordum. Bacağımın acısı gittikçe artıyordu. Durucak vaktim yoktu. Hiç böyle hissetmemiştim hiç bu kadar ölmekten korkmamıştım oysaki her gece ölmek için yalvarırdım. Meğer insanlar bedenen değil ruhen ölmek istiyormuş.
Eve gitmem gerekiyordu. Yürüyemiyordum. Araba görsem yola atlayıp yardım isteyecektim ama ne bir araba ne de bir ses vardı. Yere oturdum,bacağıma bakmam gerekiyordu. Yavaşça pantolonumu sıyırdım, hava soğuktu içime bir titreme vurmuştu. Yaramın olduğu yere baktım keskin ve büyük bir cam parçası bacağımı derin bir şekilde kesmişti küfürler savurmaya başladım. Nasıl kesmişti ya da ben nasıl fark edememiştim. Bir şey canımı acıtmıştı ama bunun cam parçası olduğunu düşünmezdim. Cam parçasını çıkarmam gerekiyordu. Çantamdan hazırlanırken koyduğum bir t-shirt'ü çıkartıp dişlerimin arasına aldım canım yanacaktı bağırmak istemiyordum sesim duyulabilirdi. Gözlerimi kapatıp camı hızlıca çektim. Ağzımdakini alıp yırttım ve bacağıma parçayı sardım düğüm atarken sıktığım için bağırmıştım. Bir araba sesi duydum yaklaşan bir araba sesi. Korkmuştum acaba onlar mı geldiler beni mi buldular diye, arkamı döndüm far ışığı gözüme geldiği için gözlerimi kolumla kapatıp plaka ya bakmaya çalıştım. Ve araba durdu içinden bir kız indi. Rahatlamıştım onlar değildi. Yanıma eğilip "burda ne işin var?" Diye sordu. Yalan söylemek zorundaydım ne diyecektim ki "ben, beni öldürmeye çalışan bir takım adamdan kaçıyordum kaçarken pencereden atladım ve düştüm şimdide bacağıma saplanan cam parçasını çıkardım." Mı diyecektim? Hayır diyemezdim. Bu yüzden de " kayboldum" dedim. " nereye gideceksin seni götüreyim istersen?" dedi. " los Angeles'a gitmem lazım." Dedim. "Tamam götüreyim seni pek iyi durmuyor bacağın tut kolumdan kaldırayım seni." Evet iyi değildim bu yüzeden kolundan tutup kalktım beni arabaya getirip arka koltuğa oturttu bacağımı tutup koltuğa uzattı. " pansuman yapalım mı?" " hayır gerek yok hallettim ben" dedim. Bacağıma bakmasını istemiyordum. Sonuçta bir yabancıydı. Ardından arabayı çalıştırdı ve ilerlemeye başladık. Bana meraklı gözlerle " nasıl kayboldun" dedi. Kısacası hapı yuttum ne diyecektim kıza kayboldum dedim ama neden bunu bende bilmiyorum. Ağzımın açılmasıyla " piknik yapmak için, sabah gelmiştim ama yolumu kaybettim bu kadar saattir yolu arıyorum." Diye cevap verdim. "Bacağın nasıl oldu?" delircem galiba bir şeyide sorma be konuşacak gücüm yok zaten! Sakinleşip " Dala takılıp düştüm" diye cevap verebildim. Uzun bir sessizlik oldu.
"Ha şey bu arada ben Emma senin ismin ne?" Al işte yine soru sordu beni net tanıyacak ya. " Clara." Dedim soyadımı söylersem tanırdı. " Bir dakika şu Clara Andwerson olan mı?" Dedi. Çok güzellllll iyi bok yedim. " Evet." Dedim. "Ah ben seninle tanışmak çok istiyordum küçük yaşta büyük başarıların olmuştu bir çok kez duydum seni ama hiç yüz olarak bilmiyordum seninle tanıştığımıza çok memnun oldum." " Bende tanıştığımıza memnun oldum. Umm yolculuk ne kadar sürer?" " 1 buçuk saatte orda oluruz evin ne tarafta?" " XXXX caddesinde." " Tamam ben bırakırım seni oraya." "Çok sağol." " Rica ederim ne demek." Cama kafamı yaslayıp kendimi uykunun kollarına bıraktım yorulmuştum.Bir sesle uyandım " Clara uyan artık evinin caddesindeyiz hangi ev senin?" Etrafıma baktım krem renkli bir evdi benim evim. Diğer evlere göre çok renksiz duruyordu. İşaretle " Şu ev benim." Dedim. Arabayı evin önünde durdurdu ve kapımı açtı. Yine kolundan tutarak arabadan indim. Çantamdan anahtarlığımı çıkartıp anahtar deliğine soktum ve kapı açıldı. İçeriye girdik. Beni salona götürüp koltuğa yatırdı. Ve ardından " Seni beklememi ister misin? İyi olana kadar en azından." " hayır gerek yok gerisini ben hallederim çok teşekkür ederim tekrardan." " Önemli değil güzel bir tanışmamız olmasada seninle tanışmak çok onur duyucu." Gülümseyebildim sadece " Sen kalkma ben çıkarım." Dedi ve kapıyı kapatıp çıktı. Gözlerimi kapattım ağlayacaktım çok zor tutuyordum kendimi. Derin bir nefes alıp banyoya gittim. Pansuman yapacaktım. Yere oturdum ve bacağıma pansuman yaptım.
3 dakika sonra işim bitmişti odama çıkıp çantamı hazırlamaya başladım beni bulurlardı burda daha fazla duramazdım. Para, kredi kartı ve bir kaç fotoğraf aldım. Ve zilin sesini duydum. Camdan baktım. Evet gelmişlerdi arka kapıya koştum. Ve kapıyı açıp koşmaya başladım. Arkamdan sesler geliyordu " Bizden kaçamazsın!" " Seni eninde sonunda öldüreceğiz!" "Ölüceksin Clara!" Bu sesleri duyunca daha çok koşmaya başladım. Nefes nefese kaldım ayak sesleri kesilince durdum. Çok yorulmuştum aklım başımda değildi başım dönüyor ve hala nefesimi kontrol etmeye çalışıyordum. Yürüyordum ama nereye gidiyorum bilmiyordum. Önüme bakmıyordum. Birden birine birisine çarptım. Refleks olarak koluna tutundum. Kafamı kaldırınca 180 boylarında kahve renkli gözlü bir adamla karşılaştım. İtiraf ediyorum çok yakışıklıydı ama bunu düşünemezdim. Bakıştıktan sonra kendimi toparlayıp "pardon." Dedim. Soğuk bir sesle " önemli değil." Dedi. Yaram da bir gariplik hissettim açılıyordu galiba. Sardığım sargı bezi kan olmaya başladı. Yarama bakıp "iyi misin?" Dedi. Zar zor "hayır." Dedim. Bir anda irkildi ve sesler duyduk "Clara!" Beni kucağına alıp arabaya bindirdi. Şaşıracak bile gücüm yoktu. Arabayı çalıştırdığı, arkadan gelen silah seslerini duyduk. Yine soğuk bir sesle " o herifleri tanıyor musun?" Dedi. " Evet." Dedim. Kaşlarını çatarak " Nerden tanıyorsun?" Dedi. Yine yalan söylemek istemiyordum bu yüzden cevap vermemekle yetindim. Bana bağırarak " O HERİFLERİ NERDEN TANIYORSUN?" Dedi. "EVET" diye bağırarak devam ettim "Arkadaşımı ÖLDÜRDÜLER lanet olsun ki kaçtım şimdi benim peşimdeler öldürecekler BENİ" derin bir nefes aldı "Adın ne?" Dedi. Yine başlıyoruz... "Clara, EVET Clara ANDWERSON sakın bana ne işin vardı onlara diye sorma!" Güldü ve " En iyi Hacker a bak sen büyümüşte kaçıyormuş adamlardan." Sinirle soluyarak " Senin yapamadığını yapmışım desene" dedim. Nerden geldiğini bilmediğim bir cesaretle, adamı bile tanımıyordum. "Senin adın ne?" Dedim. " Christopher" dedi. " Memnun oldum." Diyebildim. Bu sefer yumuşak bir sesle " Bende" dedi. Camdan dışarıya baktım nereye gittiğimizi bilmiyordum. Bacağımın acısı kafama vurmuştu gözlerimi yumdum. Kısa bir süre sonra araba durdu. Kocaman bir malikanenin önünde durmuştuk. Neresiydi burası evinde miydim? Beni evine mi getirmişti?!Ve yine bir bölüm sonu Fadikle birlikte yazdık. Kendisi bana çok yardımcı oluyor. 🖤 Admin yapacağım onu galiba. Umarım hoşunuza gitmiştir. :)