Bazen çok zordur geri dönmek ya da her şeyi unutup gitmek ve anladım ki insanı en acıtan şeydir sevilmemek.
Kalbime ağrı saplandı canım acıyordu, sanki konuşacağım ama ağzımı biri tutuyormuş gibiydi ,sanki nefes alcam ama biri boğazımı sıkıyormuş gibiydi, o an ölmek istedim o an yok ol ak istedim, o an bir çok şey istedim. Burda kalamazdım. Hemen ayaklandım üstüm başımı toparladım kapıya doğru yöneldim tam çantamı alacaktım ki gözüm duvarda asılı duran aynaya çarptı.
Boynum kızarmıştı, dudağım patlamıştı, ve yüzümün bazı yerlerinde morluklar vardı çok abartılacak bişey değildi kafama takmadan motorun anahtarını aldım garaja doğru ilerledim.
Garaj kapısını açmaya çalıştım. Açılmadı zorladım zorladım ama yaşadığım tüm acı tüm sevgisizlik duygusunu kapıdan çıkartıyordum sanki karşı binalardaki bazı ışıklar açılmaya başladığını görünce zorlamayı bıraktım kenardan bir taş alıp kilide attım zaten zorlanmış olan kilit hemen kırıldı hızlıca motoru çıkartım ve anahtarı taktığım gibi çalıştırdım ve sokaktan çıktım .Acaba şuanda ne yapıyordu beni iliklerime kadar bu duyguyu yaşatan adam şuan ne yapıyordu kim bilir hala kalbim acıyordu ama sakin kalmalıydım.
Malikanenin olduğu yere hızlı bir giriş yaptım motor çok ses çıkarmıştı ama umursamadım çünkü çevrede çok fazla ev yoktu hatta hiç ev yoktu insanlarla konuşmayı sevmezdim aslımda insan sevmezdim ama çok fazla belli etmezdim. Evin garaj kapısına yanaştım kapı direkt açıldı hemen motoru koydum anahtarı ve çantamı alıp koşar adımlarla eve çıktım yüzümü görmelerini istemiyordum dediğim gibi çok bişey yoktu ama bişey sorarlar filan uğraşamazdım onlarla eve girdiğim gibi merdivenlere yöneldim hay şansıma tüküreyeyim. Christopher merdivenlerin korkuluklarına yaslanmış kollarını birbirine bağlamış kaşlarını çatmış bir şekilde beni izliyordu , yönümü değiştirerek hızlı adımlarla mutfağa yöneldim o da arkamdan geldi "Yüzünün hali ne öyle" dedi birden. Cevap vermedim bir bardak alıp su doldurdum. Suyu bir dikişte bitirdim, "Sana diyorum gerizekalı, kim yaptı bu yüzünü" dedi.
Ne dedi ,ne dedi o ,bir dakika bana gerizekalı dedi, geri zekalı, bana ne sanıyordu kendini.
Bardağı tezgaha bıraktım ve yüzümde gıram duygu olmadan "Ne" dedim "NE NE MAL YÜZÜNÜN HALİNE BAK GERİZEKALI NE OLDU SANA İKİ SAATTİR SORUYORUM!?" diye bağırdı.
Bak işte yine yaptı Allahın hakkı 3 tür sabret kızım sakin ol.
"Anan" dedim "YA DALGAMI GEÇİYORUS APTAL SON KEZ SORUYORUM YÜZÜNE NE OLDU VE NERDEYDİN"
Allahın hakkı 3 tü ve 3 de bitti
"BENDE SANA İLK VE SON KEZ SÖYLÜYORUM BİR DAHA" ona doğru bir adım attım "BİR DAHA BANA HAKARET EDERSEN BU EVİ SİKTİR ET DÜNYANI BAŞINA YIKARIM" dedim baş parmağımı sallayarak "ŞU SİKİK GÖREV İÇİN O MAL ADAMLARIN BİLGİLERİ LAĞZIMDI" dedim ve ona doğru bir adım daha attım "VE O ADAMLARIN BİLGİSİDE" dedim ve sırt çantamı bir hamlede açıp flaşı çıkarttım flaşı elime aldım ve ona göstererek "BU SİKİK FLAŞIN İÇİNDEYDİ VE BENDE BU FLAŞI ALMAK İÇİN EVİME GİTTİM ,GİTTİĞİMDEDE" duraksadım nefesim kesildi tek zayıf noktamdı kesik kesik nefes alıyordum bayılcak gibi oldum son anda tezgaha tutundum o an o kadar güçsüzdüm ki bir an önce ölmek istedim o an o kadar güçsüzdüm ki sanki hayat beni daha önce ezmediği kadar ezmişti. Christopher sanki bişey söyleyecekmiş gibi ağzını açtı ama ona ona konuşmaya bile fırsat vermeden kenarından geçip gittim.
Koşar adımlarla merdivene çıktım odama girdim odamın kapısınıda üzerime kitledim perdelerimi kapattım çökmüştüm yok olmuştum
Aslında hissiz bir insan olduğumu düşünürdüm ama bu gerçekten en zayıf halkamdı çocukluğum bana güçlü olmayı ve dik durmayı öğretmişti fakat hiç kimsenin beni sevmemesi gerçeği beni yiyip bitirmişti...
Yastığımdan kafamı kaldırdığımda perdenin kenarından yansıyan ışığı görmüştüm,dün Christopher yaptığımız tartışmadan sonra uyuya kalmış olmalıydım. Yavaşça ayağa kalktım ve odamdaki boy aynadına doğru yürüdüm üzerime baktım kıyafetlerim kan içindeydi, hemen dolabıma ilerledim içinde daha rahat ve daha temiz kıyafetler çıkarttım sonra banyoya girdim
Küvette neredeyse 30 dk oturuyordum ellerim kırışmıştı. Durulanıp havluyu alıp çıktım üzerime banyoya girmeden önce hazırladığım kıyafetleri giydim ve odadan çıkmak için kapının kilidini açtım , derin bir nefes alıp kapıyı açtım aşağıdan güzel yemek kokuları geliyordum ama iştahım hiç yoktu. Odadan çıkarken flaşı almayı unuttuğumu farkettim ve odaya geri dönüp flaşı aldım. Merdivenlerden aşağı inerken bizimkilerin yemek yediğini gördü. Fred "Ooooo prenses de teşrif etti sonunda" dedi, hafif bir tebessüm edip koltuklardan birine attım kendimi, Chloe "Yemek yemiyecek misin? Neredeyse 2 gündür doğru düzgün bişey yemiyorsun" dedi "Yok yemiyeceğim sağol" dedim ardından Scotta bakıp "Scott yemekten sonra yanıma gel seninle ufak bir işimiz var" dedim, ağzı tıka basa doluydu bu nedenle beni doğrular bir şekilde kafasını salladı...