~Sabah
Başımın ağrısı ile uyanmıştım, ne zaman ağlasam başım çok ağrırıdı. Chris'in göğsündeydim yavaşça kollarını çekip kalktım. Odama geçip ilaç aldım. Bütün gün bu baş ağırsına dayanamazdım. Aynanın karşısına geçtim, gözlerim kanlanmıştı en azndan şişmemişdi. "Daha iyi misin?" Dedi Chris, uyanmıştı. Kafamı salladım ve ona sarıldım. Chris'de bana sarıldı kafamı kaldırınca o sevdiğim gözlerine baktım gözleri sıradan kahverengiydi, ama herkesin gözünden daha güzeldi.Kapı tıklatıldı Chris'ten ayrıldım ve gidip kapıyı açtım gelen Emma'ydı. "Clara günaydın Chris'i odasında bulama- ha Chris sen burda mıyıdın? Bende göremeyince seni Buraya geldim. Çok önemli bir şey oldu. Biz evden çıkınca oraya baskın düzenlenmiş. Geride kalan adamlarımızı öldürmüşler. Sanırım bunu düzenleyen kişi Jack'in kardeşiymiş ismide Davidmiş galiba Mia aşağıda seni bekliyor gel bi konuşalım." Dedi tek nefesle. David, bu isim çok tanıdık geliyordu, tabi isim benzerliğini saymazsak. Chris sinirlenmişti yumruklarını sıkıyordu. Hemen kapıdan çıktı ve aşağı inmeye başladı. Bizde peşinden gittik.
Salona geçtik, diğer herkes içerdeyidi. Koltuklardan birine oturdum o sırada Mia denilen kız Chris'e sarıldı ve "Naber Chris özledimm be seni." Dedi. Chris'de " İyiyim Mia, başımız bi boktan kurtulamıyor." Dedi sinirle. Mia kıkırdadı ve " Merak etme halledicem ben o işi. Buldum sayılır yerini." Dedi. Mia bana döndü ve "Sen Clara olmalısın ben Mia tanıştığımıza memnun oldum." Dedi. Gülümsedim ve "Bende tanıştığımıza memnun oldum." Dedim.
Sonrasında Mia bize olanları detaylıca anlatmaya başladı...David denen kişi Jack'in kardeşiymiş, kardeşinin öldürüldüğünü duyunca kaldığımız yeri tespit edip, adamlarıyla evi kurşuna dizmiş. O bunları yaparken biz çoktan yola çıkmışız. Mia David'in kaldığı yeri bulmak için heryere haber salmış, bir kaç güne yeri tespit edilirmiş.
"Mia, bu David denilen kişinin soy ismi ne?" Diye sordum merakla. "Bakers, David Bakers, neden sordun?" Dedi. O an ismi duymamla donup kalmıştım olamaz dı dimi? O kişi benim sınıf arkadaşım olamazdı. Ahh David sen ne işlere bulaştın...
"Clara?" Dedi Fred elini önümde sallayarak " iyi misin?" Dediğinde başımı salladım "İyiyim, merak etmiştim de o yüzden sordum. Herneyse ben acıktım, gidip bir şeyler yemeliyim sizde ister misiniz?" Dedim sakin bir sesle. "Ben isterim, gel beraber bir şeyler hazırlayalım." Dedi Mia, başımı salladım ve mutfağa geçtik.Sandiviç yapmaya karar vermiştik. Ben malzemeleri dilimliyordum, Mia'da ekmeklere dilimlediğim malzemeleri yerleştiriyordu. Öne atılarak "Clara biliyor musun bende FBI okukundan mezun oldum hatta sen 1. Sınıftayken ben 4. Sınıftaydım." Dedi. "İyiymiş." Dedim, niye söylemişti ki şimdi bunu. "Chris'le nasıl tanıştın?" Dedi. Sorduğu soruyla elimdeki bıçağı bıraktım ve ona döndüm, "Hiç, yolda karşılaştık beni malikaneye götürdü sonra." Dedim lafımı bitirmeden . "Tesadüf yani? Hmmmm Chirs sana da soğuk davranıyor mu?" Dedi, elimdekileri dilimlemeye devam ederken " Hayır." Dedim net bir şekilde. "O bana soğuk davranıyor, Clara o gerçekten çok yakışıklı ve çok iyi birisi ondan hoşlanıyorum ama bana soğuk davranması beni üzüyor." Dedi, duyduğum şeyle ona döndüm, sesli bir şekilde yutkundum, ondan mı hoşlanıyordu gerçekten? Asıl önemli olan Chris'in bundan haberi var mıydı? Hızla elimdekileri bıraktıktım ve "Sen devam et vazgeçtim yemeyeceğim ben." Dedim ve odama çıktım arkamdan "Hey! noldu Clara hani açtın?" Dedi duymamazlıktan geldim.
Kendimi odaya attım hızlıca. Garip hissediyordum bizim sevgili olduğumuz bilmiyor muydu? Demek ki bilmiyordu, gelip bana Chris'i seviyorum dediğine göre. Evet olabilirdi sevebilirdi yani insan kime aşık olacağını seçemezdi, ama yine de kendimi kötü hissetmişti. Balkona çıktım ve kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım.Maybe it's the way you say my name
Maybe it's the way you play your game
But it's so good, I've never known anybody like you
But it's so good, I've never dreamed of nobody like you
And I've heard of a love that comes once in a lifetime
And I'm pretty sure that you are that love of mine
'Cause I'm in a field of dandelions
Wishing on every one that you'll be mine, mine
And I see forever in your eyes
I feel okay when I see you smile, smile
Wishing on dandelions all of the time
Praying to God that one day you'll be mine
Wishing on dandelions all of the time, all of the time
(şarkıyı mutlaka dinleyin ismi DANDELİONS)