Flaşı oturma odasında güvenli bir yere koyup tekrardan odama çıktım. Odama girip kapıyı kitledim hala içimde buruk bir üzüntü vardı. Kendimi düşüncelerden biraz da olsa uzaklaştırmak için kitaplığıma yöneldim,kitap okumayı severdim kitaplar beni duygulardan ve karasızlıktan uzaklaştırırdı kitaplığımdan kitabımı aldıktan sonra yatağıma uzandım ve kitabı okumaya başladım.
👾
Ne kadar süredir kitap okuyordum, bilmiyordum.
Ama kapı çalma sesiyle kitabın kapağını kapattım. "Clara kapıyı açar mısın?" Dedi tanıdık bir ses. Christopher'ın sesiydi bu. "Hayır" dedim umursamaz bir şekilde "Clara ya açarsın yada" dedi cümlesini bitiremeden "O kapı kırılırsa çok fena şeyler olur. Kapıyı açmayacağım dediysem açmam" dedim tek nefeste. "Fena şeyler bana işlemez dina" dedi "Dina ne be" dedim kapının arkasından "Şimdi konumuz o mu, şu kapıyı aç çünkü daha önemli konular var" dedi ve dediği gibi kapıyı zorlamaya başladı. Kapı kolu nerdeyse kırılcaktı öyle zorluyordu ki sanki evdeki bütün kapılar kırılcaktı "AÇ ARTIK LAN KAPIYI" dedi ve kapıya bir tekme attı, hala kapı kolunu zorluyordu sanki açabilcekti,ayağa kalktığım gibi koşar adımlarla kapıya yürüdüm, ani bir şekilde kapının kilidini açtım ve boylu poslu adam yere serilmişti. O an aklımda ki bütün üzüntü bütün kaygı geçmiş gibi kahkaha attım, bi an nefes alamadım o kadar çok gülüyordum ki kendimi susturamıyordum.
Bir anda ayak bileyimde bir soğukluk hissettim ve evet yerdeyim ve evet şuanda onun nerdeyse üzerindeydim ve lanet olsun ki ben hâlâ gülüyordum "Sen uslanmazsın" dedi, yavaşça ayağa kalkım ve elimi ona uzattım, elimi tuttu ve ayağa kalktı. Odadan dışarı çıktım merdivenlere yöneldiğim zaman "Dün ne olduğunu hâlâ anlatmadın" dedi. Konuyu tekrardan açmak istemiyordum "Geçmiş geçmişte kalmıştır,boşver" dedim. Merdivenlerden aşağıya inip flaşın olduğu yerden flaşı aldım ve salona doğru ilerledim. Salona girdiğimde herkes biryere oturmuştu, elimdeki flaşı Scott'a doğru attım Scott flaşı havada yakaladı "Flaşın içinde işimize yarayabilecek bilgiler var" diye söze girdim, "Nerden çıktı bu" dedi, neden bu kadar sorgucuydular "Uzun hikaye Scott, ama emin ol ki bu flaşın içinde çok önemli insanlar ve bu insanların çok önemli bilgileri var"dedim net bir sesle "Chris gel bakalım bu çok önemli flaşta ne varmış" dedi ve oturduğu yerden kalktı. Christopher'la birlikte salondan çıktıklar.
Gece
Uyuyamamıştım. 00.00'ı bekliyordum. Doğum günümdü yarın. kutalayacağımdan değildi ama 19 yaşıma girecektim. kulaklığımı ve telefonumu alıp terasa çıktım, hava serindi buda beni rahatlatıyordu. Terasa çıktığımda,korkuluklardan bacaklarımı uzattım. Kulaklıklarımı takıp telefonumdan şarkıyı açtım
And all I am is a man
I want the world in my hands
I hate the beach
But I stand in California with my toes in the sand
Use the sleeves of my sweater
Let's have an adventure
Head in the clouds but my gravity centered
Touch my neck and I'll touch yours
You in those little high waisted shorts, ohChristopher geldi ve sigarasını yaktı. "Sigara içtiğini bilmiyordum" dedim. O da "Bende doğum günün olduğunu bilmiyordum"dedi. Oturduğum yerden ayağa kalktım ve ona döndüm,heyecanlanmıştım. "Nerden biliyorsun?"dedim, "Flaştan gördüm"dedi ve sigarasından bir nefes aldı, havaya üflerken " 19 yaşına gireceksin ne hissediyorsun?" Dedi. Derin bir nefes alıp saate baktım 23.59 "hiç...hiçbir şey."dedim. Sigarasını söndürdü ve "Doğum günün kutlu olsun"dedi, yanıma yaklaştı ve bana sarıldı. Şaşırmıştım. Bende ona karşılık verdim. Saate baktığımda 00.00'dı yüzümde bir tebessüm belirdi. "Teşekkür ederim Christopher."dedim benden ayrıldı ve "Chris diyebilirsin" Dedi. Omuz silktim ve "Bakarız." Dedim. Gülerek birbirimize baktık. Sonra "Kek yok, pasta yok, mum da yok nasıl yapalım" dedi. "Anlamadım nasıl yani" dedim. "Yani mum üfleyip dilek tutman falan lazım değil mi? yapmıyor musun sen?" Dedi. "Bilmem yapmalı mıyım?" Dedim sırıtarak. Elindeki çakmağı alıp yaktı ve bana doğru tuttu. "Dilek tut ve üfle, mum yerine geçer" dedi. Gülümseyerek başımı salladım ve gözlerimi kapattım. Dilek tutup çakmağa üfledim. Çakmağı cebine attı ve "Ne diledin?" Diye sordu. "Söylersem gerçekleşmez ki" Dedim. Bana yaklaştı ve omzumdan tuttu "Aramızda kalabilir. Belki gerçekleştirebilirim dileğini." Dedi. " Sanmıyorum ama, son zamanlarda fazla darbe aldım fazla acı çektim ama şuan bu acıların yaşattığı izleri yaşattığı travmaları bir ana önce geçirmeyi diledim"dedim "O yaşadığın şeylerin hepsini saracağım" Dedi ve serçe parmağını havaya kaldırdı bende parmağımı kaldırıp tuttum ve " tamam söz verdin umarım tutarsın Chris" dedim. Gülümsedi ve " izle ve gör" dedi. Birbirimize baktık ben onun gözlerine hayranlıkla bakarken onun gözleri boynuma doğru kaydı, bana "Boynun...kim yaptı saklama artık."dedi. Gözlerinden gözlerimi çekerek. " Öğrenene kadar bırakmayacaksın değil mi?" Dedim. Başını olumlu anlamda salladı. Derin bir nefes alıp "Yarın anlatırım. Şuan kendimi üzmek istemiyorum" dedim boynumu tutarak. Boynumdaki ellerimi tuttu ve ellerimi çekti boynumda biraz daha baktı. "Seni boğmaya çalışmış. Demek ki seni öldürecekti." Dedi, kafamı çevirdim.Çenemden tuttu ve kendine çevirdi. "Sana söz verdim ve arkasında ölüm olsa bile duracağım bunu biliyorsun dimi" dedi. Ve bana tekrardan sarıldı."Özür dilerim çok sormamalıydım" dedi. Anlamıştı benim içten içe parçalandığımı anlamıştı.Boğuk çıkan sesimle " özür dileme, bana her zarar geldiğinde özür dileyeceksen senle işimiz zor" dedim,buruk bir sesle."Dina... " Dedi. Anlamamıştım kafamı kaldırdım. Ona baktım. " Dina güzel ve en korunaklı yer anlamına gelir." Dedi. Yine anlamamıştım niye demişti ki."Niye dedin ki?" Dedim. Gözlerime bakarak " kokun...kokun öyle hissettiriyor...güzel...kendimi güvende hissediyorum sana bakarken" Dedi. Şaşırmış gözlerle ona bakarken utanmıştım. Garip...çok garip... "Sana artık Dina demek istiyorum clara" dedi. Suratına tip tip bakarken "Kafana göre takıl" dedim, hafif tebessüm edip kapıya yöneldim." İyi geceler." Dedim. " İyi geceler Dina,görüşürüz" dedi. Terastan çıktığımda o da arkamdan çıkmıştı.
Merdivenlerden hızlı bir şekilde inip odama geçtim, dolabımdan temiz kıyafetler çıkartıp duşa girdim.
Duştan çıktığım zaman temiz olan kıyafetlerimi giyip kendimi yatağa attım uzunca bir süre tavana baktım hemde çok uzun bir süre,uyuyamamayacağım anlayınca elime bir kitap aldım ve okumaya başladım ve evet yine kitap içimdeki bütün kararsızlığı bütün duyguları benden koparmıştı,
ne zaman düşsem bu yalnızlığa, kitaplar koştu hep yardımıma bu yüzden kitaplarla ayrı bir bağım vardı ve kopamıyordum. 1 saat kitap okuduktan sonra kitabın kapağını kapatıp komidinin üzerine bıraktım, kafamı yastığıma koyup uzunca bir süre gözlerim kapalı bir şekilde bekledim ama hiç bir şekilde uyuyamıyordum
Yorganı üzerimden atıp ayağa kalktım ve mutfağa gittim, bir bardak su içtim ve tezgaha oturdum. Bardaktaki suyu yek seferde içmiştim. Ardından ayak sesleri duymuştu ve kapı açıldı gelen Christopher'dı (evet biliyorum sal artık bizi diyeceksiniz ama ne yapıyım aşk laftan anlamıyor. Ay şaka şaka ne aşkı be neyse bırakın gezsin çocuk) "Uykunun geldiğini söylemiştin" dedi. "İnan o güzel zamanı bozacak bir bahane değildi, uyuyamadım." dedim, ki zaten uyuyamamıştım çünkü tedirgin hissediyordum ve bu hissin altından bişey çıkacağını da biliyordum. Çıktıda zaten....Gerçekten yazdığımiz en uzun ve karışık bölümdü
Ama buna deydi, güzel soluklu bir bölüm oldu
Umarım sizinde hoşunuza gitmiştir 👾
Birde küçük bir bot vereyim Clara bu eve geleli nerdeye 3 ay oluyor ona göre okuyun lütfen
Veee hem şurdan oy verirseniz seviniriz 💃🏻💃🏻💃🏻