Bu bölümü yazmadan önce çok düşündüm aslında ama duramadım. Sus, sus, sus.. nereye kadar susacağız ki? İçimizi kemiren, kalbimizi acıtan şeyleri söylemeye hakkımız olduğu gibi, söylemezsek vicdanen suçlulardan da olacağız.
Ben ilk kez böyle bir şeyle karşılaşıyorum. İlk kez her kesimden okuyucu Zühre hikayemi okuyor. Normalde bizim kesim var ve genel dini romanların okuyucuları burada olurlar. Ama vurduğum etiketlerden olmalı ki, burada çok çeşit kitap okuyan okuyucuları gördüm.
Oy veren ve yorum yapan okuyucuların hesaplarına girip bakıyorum. Okuma listelerindeki tablo beni dehşete düşürüyor! Felaket! Eş cinselliğin bu kadar yaygınlaştığını ve bu tarz kitapları okumayı midelerinin kaldırdığını bilmiyordum hiç.
Onlara da hak tanıyıp, onların da bu pisliklerine göz yumup, onları savunanların sayılarının bu denli arttığını bilmiyordum, gerçekten..
Bu bir hastalık! Ama sonradan çıkan bir hastalıktır ve doğuştan olması mümkün değildir. Fıtratın bozulması sonucunda patlak veren dehşet verici, iğrenç, pis bir vebâdır bu eş cinsellik!
Tıpkı şizofreni gibi.
Bilinç altına verilen mesajlar, olaylar, yaşayışlar neticesinde meydana çıkar. En çok da mesajlar. İlluminati.
Şimdi anlıyorum büyüklerimizin televizyon için 'o bir şeytandır, onu evinize almayın ey müslümanlar' diye kürsülerden avaz avaz haykırma sebeplerini! Şimdi anlıyorum, neden televizyonu bu kadar tehlikeli gördüklerini. Mesele sadece kadın erkek zina görüntüleri ve bu görüntülere vicdanları, kalpleri alıştırma projesi değil! Mesele bozulmayı amaçlanan fıtrat, yani daha ötesi..
Allahım, korkunç, çok korkunç!
Nereye sürükleniyoruz bilmiyorum.
Nasıl bir helak getirecek bize bu hal bilmiyorum.
Bir boşlukta bocalayıp duruyor ve bu pis şeylerle avunmaya çalışıyorlar. Farkında değiller ne hale geldiklerinin.. ne derece bozulduklarının.. kalpler bitti, artık duygu, düşünce, his.. hiçbiri yok! Hiçbiri!
Robotlaştırılıyoruz. Köleleştiriliyoruz.
Vallahi, kurtulmanın tek yolu Allah'a dönmek. İslam'a sarılmak!
Başka çıkar yol yok.
Ne olur dönün, ne olursanız olun dönün, gelin, Allahın kapıları herkese açık, bütün günahları bağışlayacak kadar Kerem ve mağfiret sahibi bizim Rabbimiz.
Kapılar kapanmadan, yolun sonu gelmeden gelin.
Bizlere ulaşan bu çağrılara kulak verip gidelim, uyanalım uykumuzdan, yürüyelim. Kapılar kapanmadan..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zühre
SpiritualUzun uzun açıklamaları ilk etapta yapamayacağım sanırım, ama... okursan pişman olmaz mışsın; yani okuyanlar böyle söylüyorlar :))