0.6

2.3K 112 10
                                    

Beğenirseniz çok sevinirim,
keyifli okumalar...



Bugün bilinmeyenin bana yazışının yedinci günüydü. Bir hafta olmuştu ve biz bu bir haftadır neredeyse her gün konuşmuştuk. Onun hakkında çok bir şey öğrenememiştim çünkü kapalı bir kutu gibiydi. 12.sınıf olması dışında başka bir şey bilmiyordum. Bir de beni sevdiği vardı tabi. Her gece "Seni seviyorum gün ışığım" yazarak bunu unutmama engel oluyordu. Arada bundan şüphe duysam da eskisinden daha rahat konuşuyordum onunla ve kendisine de sevgisine de alışmıştım. O da bunun farkındaydı.

Koluma dokunulmasıyla yerimde sıçradım ve dokunan kişiye döndüm.

Korhan.

Onlara söylemediğim için pişmanlık duysam da söylersem bilinmeyenle konuşmama engel olacaklarını biliyordum. Şuan söyleyemezdim çünkü bilinmeyeni yeni yeni tanıyordum ve zararsız olduğunu düşünsem de onlar böyle düşünmezdi. İlerleyen zamanlarda onlara söylediğimde kızacaklarını bilsem de kendimden de emin olmam gerekiyordu. Ancak onlara öyle söyleyebilirdim.

"Zil çaldı Aden. Dalmış gitmişsin yine."

İmasını anlamamazlıktan gelsem de onların da bir şeylerin farkında olduğunu biliyordum. Bilinmeyenle konuşmaya başladığımdan beri onu düşünmeden duramıyordum. Kim olduğunu bulmaya çalışsam da bu çok zordu çünkü elimde onu bulabileceğim bir bilgi yoktu.

"Sıkıldım ondandır. Hadi Arel'in yanına gidelim."

Ayağa kalkıp onun da kalkmasını bekledim ama oturduğu yerden kaşları çatık bir şekilde bana bakmaya devam ediyordu. Onun bu halini görünce istemsizce benim de kaşlarım çatıldı.

"Hadisene Korhan. Tenefüs bitecek şimdi."

Cümlem biter bitmez hızla ayağa kalkmasıyla geriye sendeledim. Cam kenarıyla onun arasında sıkışmıştım. Kaşlarım daha da çatıldı. Üzerime bir adım daha atmasıyla ellerimi havaya kaldırdım ve aramıza koydum.

"Ne oluyor Korhan?"

Elini yanımızdaki sıraya vurup üzerime daha da eğildi ve sinirle yüzüme bakmaya başladı.

"Asıl sana ne oluyor Aden? Yemiyorum beni geçiştirmelerini haberin olsun."

Sıraya vurup bağırmasıyla yerimde sıçrarken araya başka bir ses daha girdi.

"Kavga mı ediyorsunuz siz?"

Arel'in sesiyle ona döndüğümde olduğumuz durumun yeni yeni farkına varıyordum. Tenefüse çıkmayıp sınıfta duran herkes merakla bize bakıyordu. Alin'in sırasının önündeki boş sırada oturan Kamer hariç. O her zamanki umursamazlığıyla telefonuyla ilgileniyordu.

Arel'e cevap verecekken Korhan daha önce davrandı ve bana bakmaya devam ederken hala yüksek olan sesiyle Arel'e cevap verdi.

"Aden'e ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Var bir haller ama anlatmıyor hanımefendi."

Arel bir bana bir Korhan'a bakarken oturduğumuz sıraya daha çok yaklaştı. Bu sırada üzerimdeki ceketin cebindeki telefonumun birkaç kez titrediğini hissettim.

"Tamam da bunun yeri burası mı abicim?"

Korhan da yeni fark etmiş olacak ki sinirli gözlerini benden ayırıp sınıfta göz gezdirdi. Tam ağzını açmış bir şey diyecekken Arel konuşarak buna engel oldu.

"Gel güzelim biz biraz bahçeye çıkıp hava alalım. Korhan da farkına varsın kiminle konuştuğunun."

Korhan'ın yüzüne bakmadan sırayı öne ittirip yanından geçtim ve Arel'den önce sınıftan çıktım. Koridorda yürürken sınıfta kalan Arel'in Korhan'a bağırırken ettiği küfrü bile umursayamadım.

Gölgemdeki Güneş || Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin