2.6

2K 99 25
                                    

Beğenirseniz çok sevinirim,
keyifli okumalar...



Bakışlarımı halıdan kaldırıp salondaki herkese tek tek baktım. Herkes gergindi ve bu gerginlik neden vardı hiçbir fikrim yoktu. Bora bile sessizce telefonuna bakıyordu.

Yanımda oturan Korhan'a baktım. Kaşlarını çatmış karşısına bakıyordu. Baktığı yeri takip ettiğimde Kamer'le göz göze geldim. Göz göze gelir gelmez bakışlarını kaçırmıştı.

Korhan'ı dirseğimle dürtüp 'Ne oldu?' dercesine göz kırptım ve kafamla Kamer'i işaret ettim. Çatık kaşlarıyla bana bakmış sonra omuz silkmişti.

Zil çaldığında hemen ayağa kalktım.

"Ben bakarım."

Koşar adım kapıya ilerleyip kapıyı açtığımda Arel'e sarıldım.

"Ortam çok gergin civciv."

Kolları sırtımı bulduğunda konuşmuştu.

"Niye ki?"

Ayrıldıktan sonra cevap verdim.

"Bilmiyorum."

Silktiğim omuzlarımla bana gülümsemiş ayakkabılarını çıkarıp içeriye girmişti.

Arel'e antrenmanı bittiğinde Korhanlar'a gelmesi için mesaj atmıştım ve sonunda gelmişti.

Montunu girişteki  askılığa astıktan sonra beraber içeriye girdik. Bakışlar bize döndüğünde Arel herkese selam vermiş sonra Korhan'ın yanına oturmuştu. Odada göz gezdirip adımlarımı tek boş yer olan Kamer ve Bora'nın oturduğu koltuğa yönlendirdim.

Ortalarına oturduğumda karşımda oturan Korhan ve Arel bana ters ters bakmıştı. Ne olmuştu bunlara? Önce Korhan şimdi de Arel. Umursamadan bağırdım.

"Acıktım."

Benim bağırmamla herkes önce irkilmiş sonra bana şaşkınlıkla bakmaya başlamıştı.

"Ne var? Hiçbiriniz konuşmuyorsunuz zaten. Gerilmekten kopucam şimdi."

Son dediğimden sonra hepsi yüzlerini buruştururken ben kıkırdamıştım. Bence komikti.

Korhan'ın sesini duyduğumda ona döndüm. Diğerleri gibi.

"Aden haklı. Ben de açım. Dışarıdan sipariş edelim. Ne yersiniz?"

"Pizza."

"Pizza."

Alin'le aynı anda konuştuğumuzda birbirimize bakıp güldük. Diğerleri de bizi onayladığında Korhan da sipariş vermek için ortadaki sehpanın üzerinden telefonunu aldı.

Korhan telefonundan sipariş verirken Arel Cem'le konuşmaya başlamıştı. Alin de onları dinlerken Bora telefonuna bakıyordu. Yanımda oturan Kamer'e baktığımda dirseğini koltuğun koluna koyup avcunu da çenesine yasladığını gördüm. Bu görüntü karşısında kalbimin hızlanmasına engel olamamıştım. Çünkü şu an çok iyi görünüyordu. Gerçekten iyi. Ben onu izlerken aniden halıdaki bakışları beni bulduğunda bu sefer gözlerini kaçıran ben olmuştum. Ne yapıyordum ben? Bir üstüne atlamadığım kalmıştı çocuğun. Düşüncelerime hakim olamıyordum.

Oturduğum yerden sessizce kalkıp mutfağa gittim. Mutfağa girmeden salona baktığımda kalktığımı kimsenin fark etmediğini görmüştüm.

Dolaptan bardak alıp su doldurdum ve sandalyeye oturup içmeye başladım.

Bilinmeyenin Kamer olduğunu öğrendiğimden beri içimdeki hislere engel olamıyordum. Evet çok şaşırmıştım. Neden direkt gelip söylemediğini de daha iyi anlıyordum artık. Çünkü okulda Kamer hakkında konuşulan çok fazla şey duymuştum. Soğuk bir insan olduğunu biliyordum. Her ne kadar inanmasam da bunu dikkat çekmek için bilerek yaptığını söyleyenler vardı. Başkalarının düşünceleriyle hareket eden biri değildim ama. Ama işte. Her insanda olduğu kadar benim de ön yargım vardı.

Gölgemdeki Güneş || Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin