Beğenirseniz çok sevinirim,
keyifli okumalar..."Aden?"
"Aden?"
"Aden?"
Birinin bana seslendiğini duyduğumda bakışlarımı pencereden ayırdım. Sınıfa dönüp kimin seslendiğine baktığımda Alin'in sıramın yanında bana baktığını gördüm. Teneffüse girmiş olmalıydık.
"Efendim Alin."
"Kantine inelim mi?"
Kabul edecekken sınıfa giren Bora, Cem ve Kamer'le ikimiz de onlara baktık. Bora konuştu.
"Hadi Alin gelsene."
"Siz gidin Alin benim pek inesim yok."
Konuştuğumda hepsinin bakışları bana döndü. Cem yanımdaki boşluğa bakıp kaşlarını kaldırarak sordu.
"Korhan nerede?"
"Gelmedi o. Hastaymış."
Korhan sabah mesaj atmış ve hasta olduğunu söylemişti. Grip olmuştu başkanım. Arel de antrenmandaydı. Selim Hoca artık ders saatlerinde de antrenman yapmaya başlamıştı.
"Yaa. Sen de gel işte Aden hadi. Erkek muhabbetlerinden sıkıldım artık."
Alin'in konuşmasıyla gülmemek için kendimi sıkmaya başladım çünkü diğerlerinin yüz ifadesi çok komikti.
"Biz seni sıkıyoruz öyle mi Alin?"
Bora küskünce konuştuğunda Cem ve Kamer de başlarını sallayarak Bora'ya katıldıklarını belirtmişlerdi.
"Onu demek istemediğimi biliyorsunuz. Sadece bir süreden sonra erkek sohbeti sıkıyor beni. Normal değil mi ya? Allah Allah. Hadi Aden kalk."
Onları rahatsız etmek istemiyordum ama aynı zamanda yalnız kalmak da istemiyordum. Ben tereddütle onlara bakarken Bora konuştu.
"Hadi sen de gel prenses Aden. Baksana Alin sıkılıyormuş bizden."
Konuşması biter bitmez tripli bir şekilde arkasını döndü ve sınıftan çıktı. Cem ve Kamer de onun arkasından giderken çok kısa bir an Kamer'le göz göze gelmiştik ama hemen arkasını dönüp yürümeye devam etmişti.
Alin hevesle bana bakmaya başladığında ayağa kalktım.
"Gidelim bakalım."
Sevinçle yerinde zıpladığında güldüm. Gerçekten sıkılmış olmalıydı. Aslında onu anlıyordum çünkü Korhan ve Arel'i ne kadar çok sevsem de bir süreden sonra onların sohbetlerinden ben de sıkılıyordum.
Beraber kantine indik. Bizimkiler yine duvar kenarında bir masada oturuyorlardı.
Bizimkiler mi demiştim ben? Onları çok hızlı bir şekilde benimsemiştim.
Masaya geldiğimizde Alin beni kolumdan tutarak Kamer'in yanındaki boş sandalyeye oturttu. Kendisi de yan masadan sandalye çekip oturdu. Her şey çok hızlı gerçekleşmişti. Şaşkınlıkla Alin'e bakarken o sadece gülümsemiş ve diğerlerine dönmüştü.
Yanımda oturan Kamer'in nefesini tuttuğunu fark ettiğimde merakla ona döndüm. Gözleri saçlarımdaydı ve gerçekten nefes almıyordu. Diğerlerine baktığımda kendi hallerinde konuştuklarını gördüm.
"Kamer?"
Seslenmemle saçlarımdaki bakışları bana dönse de nefes almamaya devam ediyordu.
"Kamer nefes al."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgemdeki Güneş || Yarı Texting
Teen Fiction•Tamamlandı• ❝Bu güneşe hasret bir adamın, Güneş'e tutulmasının hikayesi❞ ☀️ 05*********: Şarkılar eskiden anlamsız gelirdi bana 05*********: O kelimeleri anlamlı kılmak için bir insana ihtiyaç varmış 05*********: Senden sonra öğrendim 05*********:...