"Yak Gemileri..."

143 11 4
                                    






Bomba 💣 bir bölüm yazdım size! Bu heyecan dolu bölümler için tek yapmanız gereken ⭐️ vote ve yorum 🌹💐🌺🌷💣✨


San Diego

İhtiyarın karıştırdığı dolaplar artık canımı sıkmaya başlamıştı. San Diego'da kartellerimin yönetim değiştirmesini isteyen bazı adamlarla bir araya geleceğini casuslarım söylemişti. Kurşun geçirmez Rolly Royce arabamla gelmek doğru bir karar olmuştu. Sahilde yer alan bir şehrin seçilmesinin özel bir nedeni olmalıydı. Doğruyu söylemek gerekirse en başından beri kendimden başka hiç kimseye güvenmiyordum. İkinci bir iç karışıklığı göze alamazdım. Bölünen bir gücün hiç kimseye faydası olamazdı. Bütün adamlarım benden önce partiye teşrif etmişlerdi. Ağır makineli silahlar kale gibi korunan bir malikane için doğru seçim olmuştu. Alfonso arabanın arka kapısını açtı. Arabadan hızlıca indim.

"Açın şu kapıları hemen."

Alfonso adamlara işaret verdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Alfonso adamlara işaret verdi. Bütün kapıyı taramaya başladılar. Malikane çok ıssız bir yerdeydi. Çok gürültülü bir gün olucaktı. Kimseyi rahatsız etmek istemezdim. Çevreye duyarlı olmaya çalışıyordum sonuçta! Kapılar açıldığında kapının arkasındaki adamlar berbat haldeydiler. Kan manzarasını gerçekten özlemiştim. Adamların devamı geldiğinde belimden silahımı çıkardım. İyi bir nişancı olduğumu göstermeye karar vermiştim. Adamların yarısını şarjörüm boşalana kadar hepsini indirdim. Yakasında amcamın sembolü olan adamı getirmeleri için işaret verdim. Alfonso adamı yakaladı. Dizlerinin üzerine çöktürdü.

"Amcam nerede söyle?"

Adamın gözlerindeki korku keyfimi yerine getirmeye başlamıştı. Bazı konularda pek ölçülü olamıyordum. Alfonso silahını çıkardı. Onun gözlerinin içine baktım. Adamın kafasına sıktı. Şarjörüme yeni mermileri yerleştirdim. Malikanenin bahçesinden geçip kapıya ilerledim. Kapıya sert bir tekme attım. Tahta kapı gürültüyle açıldı. İçeriye girdiğimde hiç kimse yoktu. Büyük bir salona geçtiğimde arkasını dönük tanıdık biriyle karşı karşıya geldim. Onu uzun kahverengi saçlarından tanımıştım. Bu nasıl mümkün olabilirdi? Elinde bir kadeh şarap ile bana doğru döndü. Bu nasıl bir andı? Sanki zaman durmuştu? Kadehini masanın üzerine bıraktı. Topuklu ayakkabılarıyla bana doğru yaklaştı. Gözleri bir zaman sevdiğim kadın gibi bakıyordu? Üzerinde siyah deri bir elbise vardı. Gözleri dolmuştu. En zor savaşı kafamda bildiklerimle değil, kalbimden yaralayanlara karşı veriyordum.

"Çok uzun bir zaman oldu."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Marsilya; Canavarın KalbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin