Back To You

1.9K 178 37
                                        

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Çiçek sulandığı kadar güzeldir, kuşlar ötebildiği kadar sevimli, bebek ağladığı kadar bebektir. Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, sevdiğin kadar sevilirsin.

Sevgi Duvarı / Can Yücel



Jungkook'un evi sıcacıktı, tıpkı onun gibi. Koltuğunun üzerine karşılıklı oturmuş bir süre sessizce birbirimizi izlemiştik. Onu özlemiştim, onu gerçekten çok özlemiştim ve şuan karşımda oturken bunun daha çok farkındaydım.

"Geri döndün değil mi?" Diye sordu bana, Güzel siyah gözleri benden ayrılmıyor, sanki başka tarafa baksa kaybolacakmışım gibi üzerimde tutuyordu.

"Evet," Diye mırıldandım. "Döndüm."

Derin bir nefes aldı. "Roseanne," Uzanıp tereddütle sağ elimi tuttu. "Hoşgeldin." Sonra gülümsedi.

"Aslına bakarsan," Dedim yüzüne bakarken, "Bana kızgın olduğunu düşünüyordum." Diye itiraf ettim. "Buraya gelene kadar beni kovacağını falan düşündüm."

Tuttuğu elimi hafifçe okşadı. "Sana kızmıştım doğru; ama senden vazgeçebileceğimi nasıl düşünürsün? Yağmur yağmadığı için, toprak buluttan vazgeçebilir mi?"*

"Sen ne kadar kalsan da geliyorsun benimle, ben ne kadar gitsem de kalıyorum seninle."* Ben de diğer elimi uzatıp iki elimizin birleşmesini sağladım. "Gitmem gerekiyordu biliyorsun değil mi? Daha önce de söylemiştim, gitmekten mutlu değildim hiçbir zaman."

"Peki şimdi? Şimdi ne düşünüyorsun?" Sesinde gerçek bir merak vardı. 

"Evet, bak ben-" Duraksayarak kelimelerimi toparlamaya çabaladım. "Beni iyi dinle şimdi." Dedim zaten pür dikkat beni dinlemiyormuş gibi. "Ben bu süre içinde çok düşündüm, çok savaştım ve çok yenildim. Ama en sonunda kendi içimdeki savaşa son verdim, kazanan veya kaybeden olmak umrumda değildi. Geri döndüm, çünkü seni ardımda bırakamazdım. Geri döndüm, çünkü affetmeyi ve unutmayı seçtim. Sonsuza kadar böyle yaşayamazdım biliyorum. Nihayetinde, gerçekten senin yanında olmam gerektiğini biliyordum."

Yutkundu. Uzandı, kollarını bana dolayarak kendine çekti. Bende rahatça sarılışına karşılık vererek göğsüne yaslandım. Büyük, sıcak göğsü ve hızla atan kalbinin ritmi o kadar güzeldi ki, huzurla yumdum gözlerimi. 

"Aklın bende değilken kalbimde senelerce seni taşımışım. Dünyanın en büyük yükünü taşıdığımı sensizlikten delirince anladım." Sağ eli yavaşça yukarı çıkarak saçlarıma dokundu ve okşamaya başladı. Babamın hiçbir zaman okşamadığı saçlarımı, kırmaktan korkarcasına.

"Ben bu yangından sıyrılıp, göğsünde uyuyacağım geceleri hayal ederek hayata tutunuyordum. İyi ki geldin. İyi ki geri döndün, Eğer dönmeseydin ne yapardım bilemiyorum." Diye devam etti.

Rhinestone | RosekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin