Redamancy

1.9K 161 108
                                    

Çünkü aşk gerçek anlamını yalnızca onu yaşayan kişinin kalbinde bulan sarsıcı bir varoluş biçimidir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çünkü aşk gerçek anlamını yalnızca onu yaşayan kişinin kalbinde bulan sarsıcı bir varoluş biçimidir.

Suç ve Ceza / Dostoyevski





"Chaeyoung, hoş geldin." Bay Lee'nin eşi, önüme fincandaki kahveyi barakırken gülümsedim.

"Teşekkürler Bayan Lee, nasılsınız?" Karşıma oturarak kahve fincanını masanın üzerine bıraktı. "Çok iyiyim tatlım, sergiden beri görüşemiyoruz. Bizi daha sık ziyaret et lütfen seni özlüyoruz."

Gülümseyerek elime aldığım kahve fincanını dudaklarıma götürüp bir yudum aldım. "Şirket işleri falan derken çok fazla boş vaktim olmuyor, ama bundan sonra sizi daha sık ziyaret etmeye çalışırım."

"Yılbaşı tatilin nasıldı canım? Eğlenebildin mi?" Annemin sorması gereken soruları bir yabancıdan duymak, boğazıma bir yumrunun oturmasına sebep oldu. Çok fazla takılmadan, aklıma gelen yüzle yutkundum.

"Güzeldi, çok eğlendim aslında." Dağ evinden döneli bir kaç gün oluyordu. Hızlı bir şekilde yeniden şirket işleriyle ilgilenmeye başlamıştım. Jungkook bir keç kere arasa da itinayla meşgul olduğumu söyleyerek kaçmıştım. Çünkü kaçmak, şuan için bulduğum en etkili çözüm yoluydu. O da meşgul olmalıydı ki, pek fazla üstelememişti.

Ayrıca yüksek lisans sınavım açıklanmıştı ve ben geçer bir not alabilmiştim. Yüksek lisans yapmak için hak kazanmış olmak rahat bir nefes almamı sağlamıştı. Sonuçlar açıklandıktan sonra da Bay Lee konuşmak için beni atölyesine davet etmişti ve güzel haberler vereceğini söylemişti.

"Aslında," Bayan Lee gözlerime bakarak fincanını masaya bıraktı. "Seni sürekli üzgünmüşsün gibi görüyorum. Yanlış anlama lütfen, sadece Jong Ki ve ben biraz endişeleniyoruz, artık seni küçük ailemizin bir parçası olarak görüyoruz."

Bayan Lee, minyon tipli, hoş bir kadındı. Bildiğime göre evli bir oğulları vardı ve Kanada'da yaşıyordu. Gülümsedim, beni ailelerinin bir parçası olarak gören bu insanlar beni nerden baksan dört aydır falan tanıyordu. 

"Ben iyiyim Bayan Lee, endişe etmeyin lütfen." Bana inanmamış gibi bakarken bir süre daha öyle sohbet ettik. 

"Chaeoyung, hoş geldin." Bay Lee ellerindeki poşetleri kenara bırakarak yaklaştı ve sandalyelerden birine oturdu. "Kusura bakma geciktim."

"Önemli değil, Bayan Lee ile sohbet ettik biz de." 

"Ah bu kız." Bayan Lee ayağa kalkarak masadaki boş bardakları ve tepsiyi aldı. "Bana kaç kez ismimle seslenmesi gerektiğini söyledim." 

Kafamı olumsuzca sallayarak gülümsedim. "Bunu yapamam biliyorsunuz." Bayan Lee akşam yemeğine kalmamda ısrarcı olarak içeri gittiğinde, Bay Lee ile biraz konuştuk. Yüksek lisansım için beni tebrik ederek ellerini masanın üzerinde birleştirdi.

Rhinestone | RosekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin