8.BÖLÜM "ARKADAŞ"

4.9K 836 652
                                    

Selam güneşlerim :)

Bir önceki bölüme yaptığınız yorumlar için çok teşekkür ederim :) bu bölüme de satır arası yorumlarınızı bekliyorum. Yorumlarınızı okumak çok keyif verici oluyor.

Başlamadan önce sol alt köşedeki yıldıza dokunarak bana destek olabilirsiniz. ❥

Ben de buraya sizin için bir yıldız bırakıyorum.⭐ Sizinkileri de bekliyorum :)

Medyadaki fotoğraf Tuana'ya ait :)

Keyifli okumalar.♡

.

.

.

8. BÖLÜM "ARKADAŞ"

Ders bitiminde sınıftan çıktım. Lavaboya kadar gitmem gerekiyordu ve bu en nefret ettiğim şeydi. Okulda lavaboya gitmek. Ortak kullanılan hiçbir şeyi sevmiyordum. Koridorda yürürken derste yaptığım şey aklıma geldi, bir kez daha kendime hayret ettim. İlk defa kendi sınırlarımı aşmıştım. Hem de kendim için değil, bir başkası için. Sadece bir haftadır tanıdığım bir kız için.

"Defne." İsmimin söylenmesiyle durdum. Arkamı döndüm ve bana seslenen Aras'a baktım. O an bana doğru gelen Tuana'yı gördüğümde bana onun için seslendiğini anladım.

Tuana yanıma gelirken Melih, Aras ve Doğu'ya baktım. Üçü de gülümseyerek bana bakıyorlardı. Gözlerimi onlardan çektim, Tuana'ya baktım. Karşımda durdu, onunla yalnız başımıza nasıl anlaşacağız diye düşünürken Tuana bir anda boynuma atıldı, sımsıkı sarıldı. Afalladım.

O bana sarıldı mı? Ellerim havada kaldı, ne yapacağımı bilemedim. Şu an annem ve babam dışında birisi bana sarılıyordu. Hem de okulumdan, sınıfımdan birisi. Bu, başıma ilk kez geliyordu.

"Tuana." Dedim şaşkınca, bana daha sıkı sarıldı. Bundan rahatsız olduğuma dair yanlış bir düşünceye kapılmasın diye ellerimi kaldırdım, ben de ona sarıldım.

Ona sarılırken gözlerim yine o üçlüyü buldu. Sıcacık gülümsüyorlardı. Üçü de yan yana durmuş ve bize bakıyor, fakat yanımıza gelmiyorlardı.

Sessiz bir sarılışın ardından geri çekildi ve gözlerimin içine baktı Tuana. O an bana söylemek istediği çok şeyi olduğunu anladım ama onunla anlaşmamız kolay değildi. Bu yüzden ne yapacağımı bilmez bir şekilde ona bakarken ellerini cebine attı, telefonunu çıkardı. Sonra da telefondan bir şeyler yaptı ve ekranı bana çevirdi. Not bölümünün açık olduğunu ve bir şeyler yazdığını gördüm.

"Çok teşekkür ederim Defne." Okuduğum şeyle gülümsedim, gözlerim onu buldu yeniden.

"Rica ederim." Dedim, sonra bunun yeterli olmayacağını düşünüp devam ettim. "Sen hep mutlu ol." Bunu neden dedim bilmiyorum, inşallah yadırgamazdı bunu. "Üzülme bir daha böyle bir şey için." Ona bunu söyledim ama aynı durumda olsaydım ben de aynı şekilde üzgün olurdum.

Tuana o güzel gülümsemesini bana bir kez daha gösterdi. O gülünce tepkisiz kalmak mümkün bile değildi. Bu yüzden ben de gülümsedim. Hem de kocaman. Tuana yine telefonuna döndü, bir şeyler yazdı. Merakla ona bakarken çok geçmeden telefonu bana çevirdi, yazdığı şeyi okudum.

"Sen de hep mutlu ol."

Okuyunca daha çok gülümsedim. Bu gülümsememle okuduğumu anlamış olacak ki telefonu kendisine çevirdi, yine bir şeyler yazdı. O sırada diğerleri de yanımıza geldi. Tuana telefonu bana çevirdi, okudum.

"Kantine gidiyoruz, gelmek ister misin?"

Okudum, cevap vermek için dudaklarımı araladım. Bunu yaptığımı fark etmeyen Doğu bir anda kolunu omzuma attı, konuşmaya girdi. "Son anda öyle bir yetiştin ki hepimiz donup kaldık." Dedi, omzuna attığı koluma baktım. Başımı kaldırıp ona baktığımda ise konuşmaya devam etti.

YAKAMOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin