Selam yıldızlarım :)
Bir önceki bölüme gelen yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Bu bölüme gelecek olan yorumlarınız bekliyorum.♡
Bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldıza dokunarak bana destek olabilirsiniz.
Buraya ben de sizin için bir yıldız bırakıyorum.⭐ Sizinkileri de bekliyorum.❥
Keyifli okumalar.♡
gizzemasllan Instagram: gizzemasllan
.
.
.
37. BÖLÜM "HAYALLERE KARIŞAN GERÇEKLER"
Yalnızlık...
Hissettiğim şey şu an için tam olarak buydu. Kalabalığın içinden sıyrılmış ve yine bir başıma kalmıştım. Oysa bunu hiç de istememiştim. Zaten kim ister ki yalnız kalmayı? Kim mutlu olur yalnız olmaktan? Ben değildim, olamıyordum. Sanırım hiçbir zaman da olmayacaktım. Yalnız kaldığım her an mutsuz olmaya da mahkûmdum.
Sırt üstü uzanmış odanın tavanını izlerken bu hisler beni ele geçiriyordu ve bundan kurtulmak için elimden hiçbir şey gelmiyordu. Hislerime engel olamıyordum ve bundan nefret ediyorum. Gözlerimi sımsıkı kapattım, hiçbir şey düşünmek istemedim. Fakat yalnızlığın en büyük sorunu da buydu işte. Düşünmek istemesen de düşünmek zorunda kalıyordun.
"Zaman geçecek ve hepsi yine gelecek," diye mırıldandım kendi kendime. O sırada odanın kapısı açıldı, gözlerimi o tarafa çevirdim. Selma Hanım ve babam girmişti. Babam hâlâ burada olmasına rağmen bunları hissediyordum. En acısı da buydu zaten.
"Defneciğim," diyerek yanıma geldi Selma Hanım. "Nasıl hissediyorsun?" Doğruldum, arkama yaslandım.
"Bilmem," dedim, bu soruya net bir cevap vermem mümkün değildi. Fiziksel olarak çok iyiydim, bunu sormuş olsaydı hiç düşünmeden cevap verebilirdim ama ruhsal olarak nasıl olduğumu bilmiyorum, kendimi anlamaya çalışıyorum ama o da olmuyor.
"Peki, sen biraz dinlen o zaman konuşuruz," dedi Selma Hanım, sessiz kalmayı tercih ettim.
"Ben de gidiyorum artık," dedi babam, başımı salladım.
"Peki," demekle yetindim, elimden başka bir şey gelmezdi zaten. O da mutsuz olduğumun farkındaydı ama onun da elinden bir şey gelmiyordu. Bu yüzden yaptığı tek şey bana doğru eğilmek, yanağımdan öpmek oldu.
"Yarın yine geleceğim," diye fısıldadı kulağıma ve geri çekildi.
"Bekliyorum," deyip hiç içimden gelmediği hâlde tebessüm ettim. Selma Hanım'la birlikte kapıya doğru yürürken de aniden aklıma gelen şeyle konuştum.
"İşaret dili öğrenmek istiyorum ben," dememle ikisi de durdu ve bana döndüler. "Burada çok canım sıkılıyor zaten, bir şeyler öğrenmenin de iyi geleceğini düşünüyorum. Hem Tuana'yla da kimse olmadan anlaşmak istiyorum." İkisi birbirilerine baktılar, sessiz kaldılar.
"Öğrenemez miyim?" diye sorduğumda babam gözünün ucuyla bana baktı ve sessiz kaldı. Sanırım Selma Hanım'ın bir şeyler söylemesini bekliyordu. Ne de olsa burada kararları o veriyordu.
"Ne yapabileceğimizi düşüneceğim, sonrasında babanla konuşurum," dedi bir tek, bunu olumsuz olarak kabul ettim bile. Kabul edecek olsaydı hemen eder gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
Teen FictionYakamoz nasıl oluşur bilir misiniz? Denizde yolunu kaybetmiş, yalnız kalmış ve ışık saçan canlıların bir araya gelmesiyle, onların birbirlerine dokunmasıyla oluşur. Bu da bizim bir araya gelme, birbirimizin hayatına dokunma hikâyemizdi. Bu, beş kişi...