46.BÖLÜM "ENDİŞE"

1K 232 11
                                    

Selam yıldızlarım :)

Bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldıza dokunarak bana destek olabilirsiniz.

Buraya ben de sizin için bir yıldız bırakıyorum.⭐ Sizinkileri de bekliyorum.❥

Lütfen satır arası yorumlarınızı eksik etmeyin <3

Keyifli okumalar.♡

gizzemasllan Instagram: gizzemasllan

.

.

.

46. BÖLÜM "ENDİŞE"

MELİH GÖKTUNA

Nefes nefese kalmış bir şekilde zemin katın koridorunda durdum. Nefesimi düzene sokmak için derin derin nefes aldım. Bir yandan da öne doğru eğildim, ellerimi dizlerime koydum. Göğsüm hızla inip kalkarken duyduğum ayak sesleriyle gözümün ucuyla sağa doğru baktım ve bizimkilerin geldiğini gördüm. Yorgunluğu falan bırakıp doğrulurken koşarak yanıma ulaştılar.

"Buldunuz mu?" Endişeyle sordum, Tuana başını olumsuz anlamda sallarken Aras konuştu.

"Hiçbir yerde yok." Gözlerimi kapattım, sıkıntıya ofladım. Nereye gitmişti bu kız? Nereye kaybolmuştu?

"Spor salonuna baktınız mı?" Doğu'nun bunu söylemesiyle diğerlerine baktım, baktık demelerini bekledim ama sessiz kaldılar ve bu sessizlik koşarak spor salonuna gitmeme neden oldu.

Spor salonuna ulaştığımda tüm ışıklar açıldı.

"Defne!" Bağırdım ama ses gelmedi, görünürlerde de yoktu. "Defne!" Bir kez daha bağırdım ve soyunma odalarına doğru koştum. Hem kızlara hem de erkeklere ait yerlere baktım ama hiçbir yerde yoktu. Öfkeyle yanında durduğum duvara vurdum.

"Sikeyim böyle işi!"

Bağırdım, kapıyı çarptım. O sırada yanıma geldiler.

"Nereye kayboldu oğlum bu kız iki dakikada?" diye sordu Doğu, öfkelendim.

"Siz niye kızı yalnız bırakıyorsunuz?" diye kızdım. "Ben siz yanındasınız diye gittim, siz niye yalnız bırakıp peşimden geliyorsunuz?" Bu kez bağırdım ve Tuana ellerini kaldırdı, ona odaklandım.

"Onların bir suçu yok, hepsi benim suçum. Onlar da ben varım diye bıraktılar." Bunları elleriyle anlatırken gözleri dolu dolu olmuştu.

"Giderken çağırdım onu, geleceğim birazdan dedi. Böyle olacağını tahmin edemedim, özür dilerim." Ellerinden okuduğum şeylerin ardından gözlerinden bir damla yaş aktı.

"Senin bir suçun yok Tuana, ağlama," dedi Aras Tuana'nın yanına giderken. "Hepimiz suçluyuz." Bunu bana bakarak söylediğinde onlara kızmaya hakkımın olmadığını anladım.

Haklıydılar, kızamam ki onlara. Ben de yalnız bıraktım onu. En çok yanında olması gereken kişi bendim ama buna rağmen yalnız bırakmıştım onu.

"Ne yapacağız şimdi?" diye sordu Doğu, aklıma tek bir şey geldi.

"Sen Faruk amcayı ara, olanları anlat. Eğer okuldan çıktıysa haberinin olması gerekiyor. Ben de İlhan amcanın yanına gidip anlatacağım. Kameralara bakmamız lazım," dedim, başını salladı.

"Tamam," dedi, Tuana ve Aras'a baktım. Tuana hâlâ ağlıyor Aras da onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Ağlama," deyip yanına gittim ve omzuna dokundum. "Senin değil, hepimizin suçu." Bu söylediğime rağmen ağlamaya devam etti. Yanında kalmak için vaktim olmadığından onunla ilgilenmeyi Aras'a bıraktım, koşarak spor salonundan ayrıldım. İki kat merdiven çıktıktan sonra müdür odasına ulaştım ve kapıyı çalmak bile aklıma gelmeden içeriye daldım. Eşzamanlı olarak masasında oturan İlhan amcanın gözleri beni buldu ve öfkelendi.

YAKAMOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin