Keyifli okumalar dilerim🧚🏼♀️
📍
Bilin bakalım, neredeydik?
Karakolun soğuk, gürültülerle dolu ve hiç rahat hissettirmeyen deri koltuğunda dört kız yan yana oturmuş, bileklerimize neden takıldığını hala çözemediğimiz kelepçelerle melül melül etrafa bakıyorduk.. Başkomiserin odası yerine bu sefer bir sorgu odasındaydık. Burası daha büyük ve ferahtı.. Yan yana dizilmiş bir sürü dolap, dolabın içinde mavi renkte dosyalar, bilgisayarlar, sandalyeler, masalar.... Aynı odada iki tane daha polis bulunuyor, bakışları sanki kaçma ihtimalimiz varmış gibi bir an olsun üstümüzden ayrılmıyordu.. Hayır bileğimdeki kelepçe ile nereye kaçabilirdim kardeşim?
Hepimiz mini mini, cıvıl cıvıl elbiselerle ve yüzümüzde bir ton makyajla sorgulanmaya gelmiştik. Başka derdimiz yokmuş gibi... Verda elindeki kelepçeye iğrenircesine bakıyor, Zeyno başını koltuğa yaslamış neden her seferinde burada olduğumuzu düşünüyor, Dilan iste kelepçenin el verdiği kadarıyla şakaklarına masaj yapıyordu.. Boş insanlar mıydık biz Allah'ım? Neden başımız beladan kurtulmuyordu? Bu soruyu karakola geldiğim ilk andan beri on beş kez sormuştum..
"Bugün kelepçe yemek için dua ederken," dedi Verda, iki elini hafifçe yukarı kaldırıp hepimize gösterirken.. Gözleri sinirden kızıllaşmış, bacak bacak üstüne attığı için elbisesi biraz yukarı sıyrılmıştı.. "Bunu kast etmiyordum.. Demek ki neymiş? Dualarda ayrıntıya inmek lazımmış!"
"Neyi kast ediyordun?" açılan kapının sesiyle birlikte başımı sola doğru döndürdüğümde yerimde rahatsızca dikleştim.. Çenem gerildi, omuzlarım titremeye başladı... Bu adamdan korkuyordum, hatta içten içe sorguya bu gelmesin diye dua ettiğim bile olmuştu ama karşımızda, sert adımlarla bize doğru gelen adam, Barbaros Kaplan'dı. Duvarla yan yana gelse ve hangisi daha çok duvara benziyor diye bir soru sorulsa cevabımı bu adamdan yana kullanırdım. Geniş göğsüne geçirdiği koyu yeşili gömleği, kol kaslarını sarıp yırtılacak raddeye getirmişti.. Bukle bukle, kıvırcık saçları kaşlarının üstüne dağılmış ve bu haliyle bile korkutucu olmayı başarmıştı. Açık renkli mavi gözleri, her zaman olduğu gibi her birimizin üstünde deli bir kuvvetle gezindi, gezindi, gezindi... Sıra Verda'ya gelince biraz daha uzun tuttu bu süreyi.. Çünkü canım arkadaşım bu adamı birazdan bıçaklayacakmış gibi bakıyordu!
"Sen ne anlarsın?" küçümsercesine adamı baştan aşağı süzerken başkomiser de masaya doğru attığı ağır adımlarını bir an durduracak gibi oldu. Belindeki tabancası, bu havaya rağmen ayağındaki kocaman postalları ve siyah kotun sardığı uzun bacaklarıyla.. Karakolda değil de podyumda gibiydi.. "Hayatında tutuklamak dışında başka bir amaçla kelepçe taktığın mı var?"
Dilan sertçe Verda'nın ayağına topuklu ayakkabısıyla tekme atarken yerimden hiç kımıldamadım, ikisinin tam arasında oturduğum için ara dayağı yemek istemiyordum. Ama Dilan'ın uyarması da haklıydı, Allah aşkına şu ortamda tartışılacak konu muydu bu?
"Canın, tutuklanmak dışında başka bir amaçla bileklerine kelepçe takılmasını mı istiyor?" bir an bile teklemeden düzgün kurduğu cümleyi mükemmel bir telaffuzla sıraladığında nefesimi tuttum.. Kim kime takacaktı acaba? Dinçer bana takacaktı orası kesin de diğer eşleşmeler henüz belli değildi...
Adam, önündeki masanın siyah renkli sandalyesini çekip koca bedeniyle otururken Verda bir anlığına sustu.. Aslında susmazdı ama bu adama şu an muhtaçtık.. El mecbur ne derse alttan alacaktık..
"Bizi ne zaman salacaksınız?" Dilan, topuklu ayakkabısını zemine belirli aralıklarla vururken gerginliği yüzünden bile belli oluyordu.. Abisinin bugün düğün günüydü ve o hala ortalarda yoktu, e eğer annesi buraya düştüğünü öğrenirse onu çiğ çiğ yerdi. E tabi onun annesi öğrenirse kesinlikle benim annem de bir şekilde duyardı. Bunu bir domino taşı gibi düşünün, aramızda bir kişi yıkılsa hepimiz yıkılmış oluyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYDIN MAHALLESİ
Teen Fiction"Peki ya sen?!" diye sordum çatallaşan sesimle. Anın stresiyle dudaklarımı yaladığımda gözlerini dudaklarıma indirip bir müddet orada tuttu. Alnında beliren mavi damarı soluk ışığa rağmen fark edebiliyordum. "Sen de çıkacak mısın benim hayatımdan Di...