Yazım hataları varsa affola 💜
Keyifli okumalar dilerim 🥂
◾
"Cennet?" çok uzaktan gelen bir sesle gözlerim acıyla yanarken yastığıma daha da gömüldüm. Ellerim ayrılmak istemiyormuş gibi pikenin üstündeydi, burnuma gelen saçlarımı elimle geriye doğru attım. O kadar yorgundum ki.. "Kızım kalk artık?!" kollarımdan başlayıp tüm vücuduma yayılan bir ağrı vardı, kemiklerim bile sızlıyor, hareket edince acıyordu.
Koala gibi sarıldığım yastığım başımın altından hızla çekildiğinde gözlerim kısıkça açıldı. "Ya ne istiyorsun benden kadın?!" diye çatlak bir sesle konuştum. Hava aydınlanmış, güneş ışığı camdan içeriye tüm parlaklığıyla girerken fazla aydınlık gözlerimi aldığı için tekrar sımsıkı kapattım. "Bir de bugün pazar, Allah aşkına odamı terk eder misin?!"
"Cennet, benim güzel kızım." elleri saçlarımı okşamaya başladığında ona çemkirmeme rağmen bana gösterdiği bu sevgiyle şaşırarak yatakta ona doğru döndüm. Genellikle böyle yaptığı zamanlar benden bir şey istiyordu. Taktığı mavi baş örtüsü ve acıklı bakışlarıyla bana bakan annem, yatağıma oturarak kederli bir sesle konuşmaya başladı. "Dün gece ne olmuş biliyor musun?"
Dün gece.... Birer birer zihnimden film şeridi gibi geçti, gitti.
Yatakta birden bire doğrulunca üstümdeki pike de yere düşmüş, annemle yüz yüze gelmiştik. "Ne oldu! Ne olmuş?!" dedim panikle. Yoksa öğrenmişler miydi, bahçede onu mu görmüşlerdi? Allah'ım, düşüncesini bile o kadar kötüydü ki kalbim önlenemez bir korkuyla çarpmaya başladı.
Annem ellerini dizlerine vurarak yüzünü daha da ağlak bir hale soktuğunda gözüme gelen kahküllerimi hırsla tepeme doğru attım. "Ya ne olmuş anne söylesene?!" Piraye abla gelip konuşmuş da olabilirdi, tüm mahalleye Cennet aramızı bozdu diye laf yaymış da olabilirdi... Tırnaklarımı sinirden dizlerime geçirip duyacağım şeyin ağırlığına dayanmak ister gibi sımsıkı gözlerimi yumdum...
"Gül teyzen kolunu incitmiş kızım!" ilk önce anlam veremedim, daha sonra zihnim kelimeleri birer birer süzgeçten geçirdi, o hala devam ediyordu. "Ay bugün de Ankara'dan Doğukan'ın nişanlanacağı kız ve onun ailesi gelecekmiş, kadıncağızın kızı da yok, kolundan da yemek yapamaz, e gelen misafire gelme de diyemez?! Ne yapacak bu Gül teyzen?"
Öylece durdum yatakta.. Büyük bir yük üstümden kalkarken dehşetle yumduğum gözlerimi sakince açtım. Annem hala acıklı acıklı bana bakıyordu."Ee anne?! Benimle be ilgisi var bunun? Sabah sabah odama gelip uyandırıyorsun beni ya?!"
"Kızım diyorum ki gitsen de bir yardım etsen-"
Elimi hızla kaldırarak onu susturduğumda "Hayır gitmeyeceğim anne. Çok istiyorsan sen gidebilirsin. Hem benim yapılacak ödevlerim var!" diye çıkıştım. Gül teyze, Dinçer'in annesiydi.. Ben uzun bir süre o adamın yüzünü görmek istemezken her seferinde burnumun dibine kadar girmesi..
Bacaklarımı kendime doğru çekip bağdaş kurduğumda bütün uykum kaçmıştı..
"Kızım kadın arayıp seni istedi ne yapsaydım ben mi geleyim deseydim?" gözlerini belerte belerte konuştuğunda ağzım kocaman açıldı.
"Kime istedi?" dedim şaşkınlıkla. Dinçer abi sözleri kulağımda çınladı, Allah'ım.. Evlenmek için çok küçük bir kızdım ben. "Anne vermediniz demi beni?"
Annem, bunalmış gibi ellerini yüzüne yelpaze yaparak derince ofladı. "Kızım sen aptal mısın?" bağırışıyla yatakta hoplayınca hala içimde bir acı vardı.. Evlenmek istemiyordum, "Niye o anlamda istesin kadın? Seninle yaşıt oğlu mu var?! İkisi de senin abin? Ay vallahi çıldırtacak bu kız beni!" ben hala alık alık bakarken yataktan kalkarak bana üstten bir bakış attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYDIN MAHALLESİ
Teen Fiction"Peki ya sen?!" diye sordum çatallaşan sesimle. Anın stresiyle dudaklarımı yaladığımda gözlerini dudaklarıma indirip bir müddet orada tuttu. Alnında beliren mavi damarı soluk ışığa rağmen fark edebiliyordum. "Sen de çıkacak mısın benim hayatımdan Di...