Keyifli okumalar dilerim 🐣
Medya, Cennet... Yalnız gözler kahve ❣️ güzellerimm benim hayalimdeki kız bu ama siz dilediğiniz gibi hayal edebilirsiniz❣️❣️
☄️
Avucumun içindeki sıcak çay bardağına parmaklarımı sararak başımı, ardımdaki duvara yasladım... Öğle güneşi yerini kopkoyu bulutlara bırakmıştı, tıpkı içimizdeki hüzün gibi kocaman bir matem havası vardı dışarıda.. Sabahki havadan eser yoktu, gözlerim buradan bile belli olan, Hakan abinin yeni evinin önündeki kalabalığa çevrildi... Onlarca insan birikmişti, düğün gibi değildi ama küçük bir kutlama da değildi... Yemekler veriliyor, davullar zurnalar eşliğinde güle oynaya evleniyordu Hakan abi ve Leyla... İçeride, az önce bayılan Dilan'ın acısına zıt giden bu görüntülere, Dilan'ın odasının balkonundan bakıyordum... Evet, Hakan abinin yeni tuttuğu evi Dilan'ın evine o kadar çok yakındı ki.. Arada dört ev vardı, arkadaşım nefes almak için balkona çıktığında çapraz binasında onların evini görecekti, ne acı ama..
"Hakan abi sürüm sürüm sürünür inşallah!" Verda, elini dua eder gibi iki yana açarak yukarı doğru baktığında gözlerimi kuru kalabalıktan alarak ona doğru çevirdim.. Hepimiz sere serpe oturmuştuk balkonun farklı yerlerine, Müberra teyze ise tekli koltukta, yarım duvarın hemen bitişiğindeydi.. "Yaptığı şeyden çok pişman olur da geri dönmeye yüzü olmaz, umut verip bekleterek, bir kadının ahını alarak yuva kurmak hangi insana hayır getirebilir ki zaten?"
Sarı saçlarını tepeden bir topuz yapmış, renkli gözleri kızıllaşmıştı... Dilan bayıldıktan sonra onu hastaneye götürmek istesek de Müberra teyze izin vermemişti, zaten anne ve babasının yeterince dikkatini çekmiş Dilan, bir de hastaneye kaldırırsak daha çok işkillenirlermiş! Allah aşkına burada kızın canı önemliydi, anne babanın ne dediği neden umurumuzda olmak zorundaydı ki?! Neyse ki Dilan'ın baygınlığı çok sürmemişti, ben ve Zeynep mutfağı toplarken Verda ve Müberra teyze de Dilan'ı yatağına yatırmışlardı.. Sakinleştirici ve ağrı kesicilerin de yardımıyla, uyuyakalmıştı.
"Ah safım benim!" Müberra teyze, elini yakınır gibi dizlerinin üstüne vurduğunda irdeleyen gözlerle Verda'nın yüzüne baktı. "Kız polyannacılığı bırakın artık! Ne pişman olması? Hakan, aşık oldu aşık! Aşık olduğu kadınla da evlendi, niye pişman olsun? Çocuğun gözündeki mutluluk on beş metre öteden belli oluyor da! Dilan'a sadece bir kez çıkmış, beni bekle demiş? Eee," başındaki leopar desenli bandanın uçlarını daha da sıkıştırarak aksi bir sesle söylenmeye devam etti, "Bizim saf kız da beklemiş! Erkek milleti beklenir mi? Hele ki Hakan gibi bir adam, aklınız hayaliniz alıyor mu? Gerçi sizde ne akıl var ne de hayal gücü! Çürümüşsünüz kız siz!"
"Müberra teyze bize hakaret etmeyi bırakıp Dilan'a nasıl yardım edileceğimizi söylesen daha güzel olmaz mı ya?" davulun, zurnanın sesinden sıyrılan, kısık tonda çıkan sesimle kaşlarımı çattım, zihnim o kadar doluydu ki... Dört ev ötede Hakan abinin düğünü vardı, ardımda kalan odanın içinde ise Dilan... "Ağlamaya başladığı an inan tutulup kalıyorum, teselli de veremiyorum.. Ona nasıl destek olabiliriz?"
"Sizin Dilan'a hiçbir yardımınız dokunmaz, dediğim gibi ona yardım edebilecek tek kişi yine o!" balkon duvarının üstüne koyduğu çay bardağını parmaklarının arasına aldığında bana üstten bir bakış attı. "Nasıl tek başına Hakan'ı sevmeye yeltendiyse tek başına o adamı unutabilir de!"
"Böyle bir şey çok zor, Müberra teyze. Baksana evinin tam yanında Hakan abi ve Leyla'nın evi var.. Aynı mahalledeler, dip dibeler... Nasıl unutabilir? Gözünün önündeyken Hakan abinin acısını nasıl gömebilir? Çok zor." Zeyno, yeşil soda şişesini kızıllaşan yanağına yasladığında başını da kendine doğru çektiği dizilerinin üstüne koymuştu.. Kahverengi gözleri yerde, yanağını ıslatan yaşlar hepimizin kalbine damla damla dökülüyordu, katran misali boğazıma diziliyordu bir bir... Ne zor gündü Allah'ım, ne büyük acıydı. "Dilan unutamaz ki! Hakan abiyi nasıl unutabilir? Yıllarca bu evde onun hayalini kurup uyumadı mı? Dört ev ötesinde başka bir kadınla uyuduğu gerçeğini nasıl kabullenecek Müberra teyze? Hakan abi Leyla'yı sevecek, onu öpecek, belki bir bebekleri bile olacak... Cehennemden farksız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYDIN MAHALLESİ
Teen Fiction"Peki ya sen?!" diye sordum çatallaşan sesimle. Anın stresiyle dudaklarımı yaladığımda gözlerini dudaklarıma indirip bir müddet orada tuttu. Alnında beliren mavi damarı soluk ışığa rağmen fark edebiliyordum. "Sen de çıkacak mısın benim hayatımdan Di...