BÖLÜM 26

141K 5.8K 4.8K
                                    

Bu bölümü, sevgili banshee_iremm 'e ithaf ediyorum.. ❣️ Aydın Mahallesinin ilk okuyucularından olup beni hala yalnız bırakmayanlardan bir tanesi ❣️❣️

Multimedia' da Dinçer var... İlk başlarda benim Dinçer olarak hayal ettiğim kişi başkaydı fakat yazdıkça aklımda bu adamın hayali yer almaya başladı.. Sean Opry🍒 tabi ki siz istediğiniz gibi hayal edebilirsiniz...

Keyifli okumalar dilerim ☄️🐣

☄️

Verda, yanımda donakalmış vaziyetteydi... Hatta Zeynep de Dilan da ben de turuncu sokak lambasının altında, mahallenin son yokuşunun ortasında öylece bize doğru hızlı adımlarla gelen çifte bakıyorduk... Verda'nın yanımda saniye saniye gerginleşen vücudu, elinde sıkmaktan bir hal olan poşetin sapı ve ifadesiz gözleriyle bir Ozan'a bir de Beste'ye çeviriyordu bakışlarını... Üstünde, evden çıkmadan önce değiştirmiş olduğu, Dilan'ın yeşil, çiçekli elbisesi vardı, yüz ifadesi ise çıkmaza girmiş gibi karmakarışıktı.. Bu geceden hayırlısıyla bir çıkabilseydik Allah'ım.. Lütfen. Nolur..

"Ne alaka ya?" Zeynep'in ağzından çıkan kısık, sorgu dolu cümleyle önüne gelen kahküllerimi cansızlaşan parmaklarımla şakaklarıma doğru ittim... Kahverenginin koyu tonunu taşıyan gözlerim, Ozan'daydı.. Giydiği mavi tişört, bizle yaşıt olmasına rağmen bizden kat kat büyük duran bedenini sarmış, kumral saçları dağanıkça kaşlarına dökülmüştü... Üniversitenin futbol takımının kaptanıydı, kendi çapında bir popülerliğe sahipti, popülerliği batasıca...

Beste'nin giydiği lila rengi elbisesi, dizlerinin bir karış üstünde bitiyor, saldığı kızıl saçları sahile yakın olduğumuzdan dolayı sürekli esen rüzgardan nasibini alıyor, beline doğru salınıyordu... Öfkeden kuduran kara gözleri, ne olduğunu anlayamadığı için ifadesizliğini koruyan Verda'nın üstündeydi.. Beste, bir şeyleri anlatmak için çıldırır vaziyetteydi, Ozan ise anlatılan şeyi önlemek ister gibi arkasından sert adımlarla geliyodu, telaşlı gözleri sürekli Verda'nın üstündeydi...

"Beste!" Ozan'ın sert çıkan sesini umursamadan üstümüze doğru adımlayan kızın kolunu, öyle bir tuttu ki... Aydınlık bir ortam olmamasına rağmen Ozan'ın parmaklarının resmen Beste'nin etine geçirdiğini hissetmiştim, bize iki üç adım kala, kaldırımın ortasında durdular.. Biz de aval aval onlara bakıyorduk.. "Kes şu saçmalığı artık?! Çocuk musun ne bu hareketler?!"

Ateş saçan gözler, Ozan'a hırsla döndü... Boyu Ozan'ın çenesine falan geliyordu, "Ben çocuk değilim ama sen çocuksun! Orospu çocuğusun Ozan! Bırak kolumu, aksi takdirde elini yerinde bulamayacaksın!" kolunu öyle bir hırsla geriye doğru çekti ki! Aynı anda boşta kalan elini de Ozan'ın göğsüne koyup ittirmişti.. Duyduğu sözlerden afallayan çocuğun elinden kurtulan Beste, yönünü hırsla bize çevirdi... Odağını sürekli kaybeden gözleri, Verda'nın üstüne kilitlendi...

"Verda! Siz Ozan'la ayrılalı bir ay bile olmadı öyle değil mi?" öne doğru atılarak yüksek sesle hesap sorar gibi konuştuğunda kızıl saçları çıplak kollarına döküldü... Yüzü, şakakları kıpkırmızıydı.. Arkasındam gelip çatık kaşlarıyla Beste'nin yanında dikilen Ozan, bir kez bile Verda'ya bakmadan sevgilisinin omuzlarından tuttu, onu zapdetmek ister gibi... "Bunu sana ödetirim Beste, şakam yok! Ağzından tek bir kelime daha çıkarsa senin için kötü olur!"

Can havliyle dudaklarından çıkan sorular Verda'nın suratına çarptığında gelecek olan yıkımı hissettimiş gibi yanımda derin bir nefes aldı, kendimi duruşmada olan bir sanık gibi hissetmem normal miydi? "İkili ilişkinizdeki sorunlar beni zerre ilgilendirmiyor." ifadesiz, gram duygunun olmadığı sesiyle cevapladı Beste'yi.. Aslında Verda cadı biriydi, dili çok uzundu ve kavgacıydı.. Eğer bu iş uzarsa hem Ozan'ı hem de Beste'yi yolardı. Net. "Yolumdan çekilmezseniz ben sizi kenara itmesini bilirim."

AYDIN MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin