27.GÜN YÜZÜNE ÇIKANLAR

587 28 31
                                    

Geçen bölüm kaostan dert yanınca biraz daha romantik bir bölüm olsun istedim.

Ama gelecek bölüm hiç okumadığınız birinin ağzından olacak. Bakalım beğenecek misiniz?

Normalde koyduğum sınırı dolmamasına daha vardı ama bir çocuğunuz bölüm gelsin istediğiniz için bu bölümü atıyorum.

15 Vote, 25 yorum ve takip eden sayım 15 olmasan yeni bir bölüm kesinlikle gelmeyecek.

Gelecek kaoslu bölümde görüşürüz.

Bir de sizden bir ricam var. Kimsesiz çocuklara yardım amacıyla yapılan grup yirmi7' nin Adım Yok şarkısını dinlerseniz çok sevinirim.

İyi okumalar🌸

🌸

Yer yüzünden düşen kar tanesinin beklenilmediği kadar şu an karşımızda gördüğümüz kişiyi de beklemiyorduk. Alkın kapıyı araladığında içeri giren soğuk havayla irkildim. Ama üşümek şu an takacağım son şey bile değildi, rüyamın gerçekleşme ihtimaliyle gelene odaklanmıştım.

Karşımda ellili yaşlarında başında şapkası boynumda atkısı olan kalın bir mont giymiş bir amca vardı. Alkınla birbirimize bakarken, "Çocuklar ben Salih, Oğuz bey bahsetmiştir." İkimizde aynı anda rahatlamış bir şekilde derin bir nefes verdik. Alkın elini uzatıp tokalaştı, "Merhaba, bende Alkın." Başını küçük eğerek bana da selam verdi. Bende aynı şekilde karşılık vermiştim. "Gençler evin ısıtmasıyla ben ilgileniyorum, sabah akşam yakmak içim gelirim. Şömineyi yakmak isterseniz eğer, kırılmış odun var balkonun altında. Eğer dışardan bir ihtiyacınız olursa bana söylemeniz yeterli." Alkın teşekkür ederken, "Bunu da hanım yolladı, börek yaptı kahvaltı da yersiniz diye." Elimdeki poşet şu an dikkatimi çekmişti. İtiraz etsekte zorla Alkın'ın eline tutuşturup evden uzaklaştı.

İçeri geçmeden önce kapıyı kapattık, hava o kadar soğuktuki nerden baksanız beş dakika açık olan kapıdan içeri soğuk hava hücum etmişti. Düşündüğümün gerçekmediğine dua ede ede mutfağa girerken Alkın sıcak elliyle bileğimi sardı.

"Dur bakalım orda," anlamıştı benim kapıyı açmadan önceki halimin nedenini öğrenmek isteyecekti. Yavaş ve çekinerek ona doğru döndüm. Göz taması kurmaya korkuyordum bu sebepten başımı yere eğmiştim. Çeneme elini koyup yüzümü kaldırdı, "Bir bak bakıyım bana, neydi o kapıyı açmayayım diye gösterdiğin tepki," hala göz teması kuramıyordum.

"Ömrüm o ormanları kıskandıran yeşillerinle bak bakıyım bana," sesi o kadar şefkat doluyduki buna itaat etmemek gibi bir ihtimalin yoktu. Ona itaat ettim gözlerimizin buluştuğu anda sesinden sezilen şefkat kömürden kara gözlerine kurulmuş ev sahibi edasındaydı. "İşte böyle Ömrüm, yeşillerin benden hiç kaçmayacak, ben içinde kaybolmaya razıyım ama benden kaybolmalarına asla izin vermem." Eliyle yanağımı okşuyordu, başımı hızla aşağı yukarı salladığımda yaklaşıp anlıma bir öpücük kondurdu.

"Şimdi söyle bana Ömrüm, daha demin ne oldu sana?" Bazen kötü bir an yaşadığınız onu konuşmak istemezseniz işte ben böyle biriydim. Kötü düşünceleri veya ihtimalleri bile dillendirmek istemezdim. Ama ben dillendirmesemde Alkın'ın sorgulayacağını çok iyi biliydim. Bu sebepten söylemekten başka bir çarem kalmamıştı.

"Kötü bir rüya gördüm," sesim titremişti, yutkunarak konuşmaya devam ettim. "Kalktığımda seni yanımda göremeyince çok korktum." Cümlemi bitirmeden kollarını bedenime dolayıp kendine çekti. Sıkıca sarılırken dudaklarını saçlarına değdirmekten de geri kalmıyordu. "Ne gördün de bu kadar etkiledi seni Ömrüm, titriyorsun. Ben nasıl farketmem, kalktığından beri böylesinde." Kendini kasmıştı, geri çekilip yüzünü iki elimin arasına aldım.

YÜREK YANGINIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin