8.KAÇISIN SONU

2.2K 48 8
                                    

Mahalle her zamankinden daha sessizdi ancak saati de göz önünde bulundurmam lazım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mahalle her zamankinden daha sessizdi ancak saati de göz önünde bulundurmam lazım. Saati öğrenmek için telefona baktığımda saat bire çeyrek vardı. Annem yatmıştır kesin.

Ertuğrul abi kolumu tutup beni durdurdu "Açelya iki dakika konuşalım mı?" dedi. Ertuğrul'a kafamı sallayıp karşı karşıya durduk. Bir el sağ omzuma koyulmuş.

"Görmezden gelmeyi seçtin dimi mi?" tam cevap vermek için ağzımı açacakken  benden önce davranıp konuşmaya başladı."Tahmin etmesi zor değil germe gözlerini" benimle fısıldar gibi konuşuyordu.

"Açelya sen bu adını koymaktan çekindiğiniz şeyi ne zaman farkettin bilmiyorum  ama Alkın uzun zamandır bu durumda içinde bunu bil istiyorum.Şu an yanından ayrıldıktan sonra bir sorguya çekileceğimi bilerek seninle bu konuşmayı yapıyorum. Benim kardeşimsiniz ama Alkın bu konuda tahmininden çok yara aldı seni sıkmamak için hala susuyor.Onun için tahmin etmesi zor değil diyorum.

"Doğrusu da bu evet ama çok bekletme onu  tamam mı? Bu hayatta en nefret ettiği şey beklemek olduğunu çok iyi biliyoruz." Elini kendi kalbinin üzerine koydu,derin bir nefes çekti. "Şurada bir şey varsa ona ait korkma abim.Sen şimdi abim ve çevremizdekiler neler der düşününüp durursun , savaşır abim sizin için herkesle savaşır inandırır sevgisine. Sadece senden bir adım görüyorsun yeter anladın mı?" Kafamın için bin türlü soru varken dudaklarımdan dökülen tek kelimeydi "düşünecem".

Kafasını sallayıp kolumu tutup eve doğru çekiştirmeye başladı beni." Şimdi gelelim asıl mevzumuza yalan söyleyeceğiz yakalanmamak için ağız birliği yapalım" deyip bana planı anlattı. Yavaşça merdivenleri çıkıp kapıyı çalmak için kolunu kaldırdığında ah be deyip bana döndü.  "Yalanı uydurduk da seni yüzünden yakalanacağız şimdi." Alkın'ın montunun hala üstümde olduğunu farkedince çıkarmak için harekete geçtim. Çıkarırken bir şey farkettim doğru olup olmadığını anlayabilmek için montu burnuma götürdüğümde ikimizin kokusununda sindiğini anladım. Yüzünde beklentim dışında bir gülümseme yerleşti. Bir süre duraksadıktan sonra Ertuğrul abi bir kahkaha patlattı.

"Boşuna  bende kaç saat dil döktüm şurada sana ,ateş çoktan bacayı sarmış be sista."

"Abi öyle deme lütfen."

Kafasını sallayıp montu elimden aldı ve kapının tokmağını elini koyup bana göz kırptı. Kapıyı çalmaya başladı. Büyük olasılıkla uyanık olan tek kişi abimdi , kapıyı o açacaktı. İçeriden ayak sesleri  geldi ve kapı açıldı. Yanılmamıştım. Konuştuğumuz gibi abim kapıyı açar açmaz Ertuğrul abinin koluma vurmasıyla gözlerimi kıstım yalancıktan esnemeye başladım.

"Kardeşim al şu cadıyı, iki dert yanayım dedim yarısına gelmeden arabada uyumuş.Git şunu yatır yatağına ." Ben hala esnemeye devam ediyordum.Esneyerek kapıya yaslandım.

"Konuşacağız bunu Ertuğrul, ben şu cadıyı yatırayayım ayakta uyukluyor baksana" deyip bir elini bacakların altına birini sırtıma koyduğu gibi beni kucakladı. Arkasını döner dönmez Ertuğrul abinin yüzüne kapıyı kapattı. Merdivenleri ağır ağır çıkıp odamın kapısını açtı. Beni yatağa yatıracakken böyle uyuyamayacağımı farketmiş olacak ki beni uyandırdı.

YÜREK YANGINIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin