Canlarım biraz kısa bir bölümde olsa koyduğum sınırı geçtiğiniz için hızla yazıp yayınlamaya çalıştım.
Siz yorum yapıp beğendikçe benim daha şevkle yazmamı sağlıyorsunuz.
15 Vote, 20 Yorum geldiği anda yeni bölüm gelmiş olacak.
Gelecek bölümlerle ilgili küçük bir spoiler vermem gerekirse, kemerlerini bağlayın bol kaoslu bölümler geliyor.
🌸
Çocukluk anılarınızda tozlu sayfalar altında karanlığa gömülmüş anılarınız vardır. Bazen unutma isteyeceğiniz bazen de hatırlamak isteseniz de hatırlayamadığınız. Beyin dediğimiz organ bir günü veya bir anıyı unutsa bile o gün veya anla ilgili simgeleri unutmazmış.
Karşımdaki yaşlı kadının anlının üstündeki dövme beni karanlığa çekti. Kocaman bir tahta kapının önünde pembe çiçekli elbisesiyle ağlayan bir kız çocuğuna. Geçmişi hatırlamak bugünün dengesini bozar diye bir şey okumuştum bir makalede.
Şu an başımda bu sebepten ötürü mü dönüyordu? Kadının yanında esmer uzun boylu takım elbise giymiş, hattinden yakışıklı bir çocuk vardı ve elinde koca bir gül buketi. Karanlıktan çıkıp bana doğru yürümeye başladığında baş dönmem arttı. Düşmemek için yanımda kim olduğunun farkına varmadan koluna yapıştım. Esmer adam bana doğru yürüyüp ışığa çıktığında mavi gözlerinde tanıdık bir anı yakalar gibi oldum.
"Siktir Rozat sakın kardeşime yaklaşayım deme!" Yumruğunu sıkmış saldırmak için atağa geçtiği anda Bora abi tarafında sıkıca tutuldu.
Rozat, beynimin içinde bu isim tekrar etmeye etmeye başlamıştı. Ne oluyordu bana, şu an anneme ve babama ihtiyacım vardı. Gözlerim anneme kaydığında odaklanmış bir şekilde yaşlı kadına baktığını gördüm. Sonra aklımda yaşlı kadının kurduğu cümle yankılanmaya başladı.
"Emanetimi geri almaya geldim." Emanet diye neyden bahsediyordu? Rozat denilen adam bana yaklaştıkça abimin ses desibeli yükseldi. "Bırak beni Bora, o kız kardeşimi yaklaşmayacak." Bora abi tam tersini yapmış daha da sıkı bir şekilde abimi kollarından sarmış sabit tutmaya çalışıyordu. Ama zorlandığı her halinden belliydi, hayatımda ilk kez abimin birini parçalayacak gibi bakıyordu.
Rozat denilen adamla aramda iki adım kaldığında Murat kolundan asılıp onu geri itti. "Senin burda ne işin var it herif!" Murat onu geriye doğru çekmesiyle dengesini kaybetti tam düşecekken kendini toparlamıştı.
"Ne oldu abi, bu kadar erken beklemiyor muydun? Eninde sonunda bu an yaşanacaktı di mi? Güvende şu an boşuna çırpınıyor bu gece girdiğim bu evden emanetimi almadan çıkmayacağımı ikinizde çok iyi biliyorsunuz?" Ne Rozat denen çocuk Murat'ın kardeşimiydi. Yani bizimde kuzenimiz, kafamda bir anda bir ağrı sapladı. İki elimle başımı sıkmaya başlamıştım. Murat var gücüyle geri çekilip kardeşine bir yumruk attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREK YANGINIM
RomanceBazen insan bir kitap okur gibi kendi hayatını okur, bazense kendi hayatını bir kitaba döker ve okurları düşüncelerin içine itermiş. İşte o kitap benim, o kitabı yazan kalem benim. Burası benim hayatım, bu benim kitabım hatta kalemim... ---- İşte o...