Bir anlık refleksle çığlık attım ve elimi çektiğim anda beni sürüklemeye çalışanın yüzünü görmemle sinirlerim tepeme fırlaması bir oldu. Ya insan yaptığı şeylerden hiç mi ders almazdı onu polise şikayet edeceğimi söylememe rağmen bir türlü peşimi bırakmamıştı.
"SEN NE YAPTIĞINI ZANNEDİYORSUN GERİZEKALI
Ben sana kaç defa peşimi bırak dedim böyle olmayacak polise gidiyorum artık derdini karakolda anlatırsın." Tam arkamı döndüğüm anda tekrar koluma yapıştığı gibi kendine beni yaslamış bir eli elimde diğer eli belime sıkıca sarılmıştı. Onu itmek çabalarken gücüm yetmediğini anladığım anda sert bir tokat attım ona."NE YAPTIĞINI ZANNEDİYORSUN SEN" Tekrar koluma yapışıp daha önce sıktığının iki katı güçte sıkmaya başladı. Koluma kan akışının gitmediğine ve moraracağına emindim ağzımdan isteğim dışında bir inleme kaçmıştı.
"Ah bebeğim başka şartlar altında inlemeni beklerdim." Yüzünde iğrenç bir gülüş vardı şu an kolumu kıskaç gibi sıkıştırmış olmasa yüzünün ortasına okkalı bir tokat indirirdim.
"Sen ne dediğini kulakların duyuyor mu şerefsiz o ağzını topla yoksa ben toplamak zorunda kalırım." Var gücümle onu itip ondan kurtulmuştum.
"BAK SON KEZ SÖYLİYORUM DEFOL"
"Sen benimle tekrar sevgili olmadan hiç bir yere gitmiyorum bebeğim." Hala bana bebeğim diyip tekrar sevgili olmaktan bahsetiyordu. Artık son sabır tanelerinde tükenmiş nerde olduğumu önemsemeden ona bağırmaya başladım.
"Beni aldattın gerizekalı ne şansında sevgililiğinden bahsetiyorsun seni her gördüğümde midem ağzıma geliyor iğrenç insanlarsınız siz." Onu daha da ileri doğru ittim.
"Aldatma falan yok yanlış anladın bana komple kurdu , bir seferlik olan bir şey için bizi bitirecek misin? Bizi ayırmak istiyor bebeğim gelme böyle oyunlara." Bir kahkaha patlattım.
"Kendi gözlerimle görüp kulaklarımla duydum salak ne komplesinden bahsediyorsun çıldırtma beni,defol git şimdi bütün mahalle aşağıya inecek senin yüzünden."
"Tek bir şans daha bebeğim bunların yalan olduğunu sana kanıtlamam için tek bir şans ver bana." Beni tutuğu gibi arkamdaki duvara yaslamış ve benden izin istemeden ellerini belime dolamıştı tam beni öpmek için yaklaştığında konuşmaktan anlamayacağını gördüğümde var gücümle onu itmeye çalıştım.
O anda bir kişinin Can'ı üstümden aldığı gibi yere fırlattığını görmemle sırtım yaslı olduğu duvardan çökmüş bir şekilde yere oturmuş ve ağlamaya başlamıştım. Kimdi beni bu durumdan kurtaran gözlerim net görmüyordu artık. Sadece yumruk ve inleme sesleri duyuyordum.
Biri gelmiş adımla seslenmişti fakat kim olduğunu anlamam bir kaç saniye sürmüştü. Ertuğrul abi beni küçükçe sarsmış ve sürekli Açelya diye sesleniyordu. Artık sesler birbirine karışıyordu tek bir ses beynimden vurulmuşa dönmeme sebep oldu. "Alkın dur kardeşi adamı öldüreceksin bırak" Alkın burda mıydı? Neden ben göremiyordum?
Gözlerimde yaşları silmiş olmayan gücümle kendimi toparlayıp ayağa kalktığım gibi Alkın'a belinden sarılmıştım. Kavga anında onu üç kişi tutmazken bir anda ona sarılmamla kollarında derman kalmamış gibi geri çekilmişti. Sanki zaman kavramı kendini kaybetmiş uzay boşluğunda saatlerce savulmuş edasıyla o ana kendimizi hapsetmiştik.
Elim belinde ona sıkıca sarılmıştım. Belimi saran elimin üstünde elini hissedince burnumu sırtına yasladım. Allahım sanki uyuşturucuya bağlı olupta şimdiye kadar yoksunluk hissederken ona sarıldığımda bu yıllardır aradığım uyuşturucu gibi benim kendimden geçmeme neden olmuştu. Derin ve güçlü bir nefes çektim içime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREK YANGINIM
RomanceBazen insan bir kitap okur gibi kendi hayatını okur, bazense kendi hayatını bir kitaba döker ve okurları düşüncelerin içine itermiş. İşte o kitap benim, o kitabı yazan kalem benim. Burası benim hayatım, bu benim kitabım hatta kalemim... ---- İşte o...