"Benim en sevdiğim söz,
senden duyduğum bendir."
-Özdemir AsafKaan birkaç saniye etrafı izledikten sonra tekrar bize döndü ve anlatmaya başladı, "Bir davete katılacağız, farklı isimlerimiz olacak ben onları size söyleyeceğim. Amacımız bu teşkilattan herhangi birini kaçırıp konuşturmak." duraksayıp telefon kılıfının arkasından bir fotoğraf çıkarttı ve bize uzattı. "Bu adam başları, Kudret." kirli sakallı, saçlarına ak düşmüş, ellili yaşlarında gibi duruyordu adam. Fotoğrafı ikimizde inceledikten sonra Kaan'a geri verdik ve eski yerine koydu.
"Davet onun daveti olduğu için geleceğini biliyoruz. Bizi daha önce görmemişti o yüzden tanımıyor." Kuzey, Kaan'ın lafını böldü ve "Neden istiyorsunuz bunu?" dedi.
"Uyuşturucu, kadın ticareti, gizli saklı mekanlar... Daha bir sürü var. Eskiden doktormuş bu yüzden çok fazla bağlantıları var."
Doktor olan bir adam bu kadar değişebilir miydi ya?
"İyice anladıysanız kimliklerinizi söyleyeceğim."
Zifri ve Çağrı da gelip yanımıza oturdular ve hepimiz Kaan'a döndük.
"Zifri ve Çağrı, siz kuzen olacaksınız. İsimleriniz Ayça ve Arda Türkler." Zifri ve Çağrı kafa salladıktan sonra Kaan bize döndü. "Kuzey, sen Çağrı'nın en yakınlarından biri olacaksın ve onları tanıyor gibi yapacaksın. Bir nevi sağ kolları rolündesin. İsmin, Veysel Ilgaz." Kuzey de başını salladı ve bana döndü. "Biz evli bir çift olacağız. Hiçbirimiz birbirimizi tanımayacak sadece siz üçünüz tanıyacaksınız birbirinizi." dedi ve çenesiyle Zifri, Çağrı ve Kuzey'i gösterdi. "İsimlerimiz, Beyza ve Bora Taş." Kafamı sallayacağım sırada Çağrı kahkaha atmaya başladı ve birden koltuktan götünün üstüne yere çakıldı. Zifri de düşmesine kahkahalarla gülmeye başlamıştı, Kuzey de Zifri'yi arkasından ittirerek Çağrı'nın düştüğü yere attı. Zifri de aynı şekilde düştüğünde ikisi de daha fazla kahkaha atmaya başlamıştı.
"Yemin ederim..." dedi ve kahkahalarının arasından zar zor nefes alarak konuştu Çağrı "Şu şerefsiz adam kendini o kadar çok seviyor ki soyadını Taş koymuş. Yalnız bu sefer seni de yanında sürüklemiş Rüzgarcığım. Kendini bu kadar sevmeseydi soyadınız kim bilir ne olurdu. Düşünsenize Beyza ve Bora Bok!" Çağrı tekrar kahkaha atmaya başlamıştı ki Zifri Çağrı'ya tokat atıp susmasını sağladı.
"Çağrı, soyadının Bok olmasını istemiyorsan sus bence." dedi Zifri ve düştüğü yerden poposunu tutarak kalkıp tekrar koltuğa oturdu. Çağrı da dudaklarını birbirine bastırıp sustu ve o da aynı şekilde kalkıp koltuğa oturdu.
"Planı anlatıyorum, Zifri, Çağrı ve Kuzey içeri girdiğinizde zengin gibi davranın." Zifri araya atlayıp Kaan'ı böldü, "Kaancım biz zaten zenginiz." Kaan kafasını iki yana sallayıp devam etti "Size ayırtılan bir masa olacak oraya oturacaksınız. Bir şeyler içmemeye çalışın, içecekseniz de çok içmeyin. Sarhoş olup planın içine sıçmayın kısacası. Yanınıza birileri gelirse kısa tutun konuşmayı. Biz de sizden sonra geleceğiz, masalarımız ayrı yerlerde olacak bu yüzden bize mümkün olduğunca bakmamaya çalışın. Biraz masada oturduktan sonra Zifri sen tuvalete diye ayrılacaksın masadan, biraz arka tarafları dolaş orada saklanıyor olabilirler. Zaten kameraları Ege halledecek." "Ege mi?" dedim hızlıca gözlerimi açarak. Ege ben dosya alırken karşılaştığım çocuk olan Ege mi? "Evet, Ege. O içeriye girmeyecek eğer ters bir durum olmazsa. Sonra Kudret'in sağ kolunu kaçırmaya çalışacağız -ki en zor bu olacak- büyük ihtimalle içerideki adamların hepsi silahlı olacak bu yüzden hepimizin yanında silahı olacak. Zifri içeri geri döndüğünde burnumu kaşırsam eğer bir şekilde Kudret'i oyalamanız lazım. Mesela Zifri, sağ kolu olan adamı ayartmaya çalışabilirsin böylelikle işimiz daha kolay olur. Sağ kolunu alamazsak da içeriden adam almamız şart. Adamı alırsak da arka kapılardan birinde araba olacak ve arabayla uzaklaşacağız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3. mahalle
Teen Fiction"Beni bırakıp gittiğin gün öldüm ben. Sen beni bıraktın ama kalbimi kendine aldın. Kalbim seninle beraber uzaklaştı benden ve o gün son kez aldım nefes, o gün son kez yaşadım, o gün son kez hissettim. Ama en acısı da ne oldu biliyor musun? O gün son...