Kuzeyle beraber yeni evimizin anahtarını almıştık. Yaklaşık 3 gün sürsede bence güzel bir bekleyişti.
Zifri ilk duyduğunda taşınacağımız için baya üzülmüştü ama bir süre sonra alıştı.
Ege ve Ilgın otelden hiç çıkmıyorlardı. Ilgın gayet iyiydi ama çıkmak istemiyordu. Ege de onu yalnız bırakmak istemediği için oradaydı her gün.Bu sırada Kaan ile hiç konuşmuyorduk. Onunla konuşacak konularım olduğunu düşünmüyorum artık.
Şu anda bir hafta sonu Zifri'nin evinde oturmuş sohbet ediyorduk.
Kaan'ın telefonu çaldı ve yanımızdan kalktı.
"Yalnız baya baya yaz geliyor he." dedi Çağrı gülümseyerek camdan dışarı bakarken.
"Evet." dedi Zifri de.
"İlkbaharı yaz olarak mı sayıyorsunuz?" Kuzey gülerek ikisine bakarken ikiside gayet ciddi bir şekilde birbirlerine bakıyorlardı. "İlkbahar yaz zaten. Bir tık daha soğuk versiyonu sadece." Aynı anda aynı kelimelerle aynı cümleyi kurmuşlardı.
"Kahkahalarınızı bölmek istemezdim ama bir sorunumuz var gibi duruyor." Kaan'ın endişeli sesini duyduğumda ona döndüm. Gözlerim vücuduna bakınırken herhangi bir sorun olup olmadığını kontrol ediyorlardı. Ama yoktu. Gayet sağlıklı ve fit vücudu sapasağlamdı."Ne gibi?" dedi Zifri ve ortadaki sehpada duran siyah üzümden bir adet ağzına attı.
"Kudret hastaneye birkaç iğne bırakmak için uğrayacakmış. Orada yakalamamızı istediler özel olarak."
Ne hastanesi?
"Ne zaman?"
"Bu gece."
Zifri ayaklandı. "Ege ve Ilgın'a haber verelim."
"Aslında Ilgın gelmese daha mı iyi olur?" dedim. Sonuçta omzu hâlâ kötü gibiydi.
"Bunu ona anlatmayı dene bir de istersen." dedi Zifri.***
Otele geldiğimizde Ege'yi arayıp oda numarasını teyit etmiştik. Ardından Ilgın'ın odasına gittik beraber. Ege de yanımızda gelmişti.
"Ilgın, omzun nasıl?" dedim.
"Gayet iyiyim. 1 hafta geçti üstünden hâlâ acıması saçma olurdu." Aslında olmazdı.
"Kudret hastaneye iğne bırakmaya gidecekmiş. Grup, hastanedeyken yakalamamızı istiyor Kudret'i. Bu yüzden bir göreve daha gideceğiz."
Son 3 aydır ne kadar da heyecan dolu bir hayatım olmaya başlamıştı.
"Tamam, gidelim. Ne zaman?" Gayet doğal karşıladı.
"Bu gece."
Ilgın üzerindeki yorganı bir anda kenara fırlattı ve ayağa kalktı. "İnsana hazırlanacak zaman bırakmıyorlar!" diyerek banyoya geçti ve kapıyı kilitledi."Ilgın sen gitmesen mi?" dedi Ege tuvaletin kapısına yaklaşarak.
"Neden?"
"Yaralısın falan ya."
"Yara mı? Siz buna yara mı diyorsunuz cidden?"
Ege'yle konuşuyorlardı. Şu an hepimiz bir mucize oluyormuş gibi ikisine bakıyorduk.
"Ilgın sen ne dersen de o bir yara."
"Bebeğim bana göre ufak bir sıyrıktan başka bir şey değil. Gören de sizi vicdanlı insanlar sanacak. Kaç kişiye işkence ettiniz acaba şu ana kadar?"
Hepsi sustu. Ege de konuşmadı.
Ve kapı açıldı, içeriden Ilgın çıktı. Altına siyah bir eşofman giyinmişti. Üstüne ise dar bir üst ve kemer tarzı şeyler giymişti.(Ilgın'ın kombini)
"Ben hazırım."
"Ilgıncığım çok moda girmişsin ama maalesef sen gelmiyorsun." dedi Kaan.
"Yapma ya. Tüh kötü oldu." Ilgın yatağının altına doğru ilerledi ve bazayı kaldırarak altından bir şey çıkarttı. Bir silah. Silahı beline koydu.
"Ilgın bu işin şakası yok." dedi Zifri de.
"Şimdi mi aklınıza geldi beni önemsemek? Hepinize soruyorum. Kaç yıldır sizden ayrıldığım o günden beri bir taneniz aramadı nasılsın diye. Şimdi de üstüme düşüyorsunuz. Karışmayın bana."
Ilgın yine hepsine cevabını vermişti. Hepsi Ilgın'a karşı çok kolay kaybediyorlardı. Tabii bu biraz Ilgın'ın laf sokabilme kabiliyetine de bağlı bir şeydi. Hepsini nereden vuracağını çok iyi biliyordu.
Odanın kapısına doğru ilerleyip kapıyı açtı ve bize döndü, "Hadi, gelmiyor musunuz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3. mahalle
Teen Fiction"Beni bırakıp gittiğin gün öldüm ben. Sen beni bıraktın ama kalbimi kendine aldın. Kalbim seninle beraber uzaklaştı benden ve o gün son kez aldım nefes, o gün son kez yaşadım, o gün son kez hissettim. Ama en acısı da ne oldu biliyor musun? O gün son...