Selaaam!!Nasılsınız?
İyi okumalarr 😏🖤
Mezarlığa gidebilirim. Gitmem lazım zaten. Annemi orada yalnız bırakamam. Her ne yaşanırsa yaşansın orada annem var ve o orada olduğu sürece ben mezarlığa geri döneceğim.
"Gidebilirim." dedim kendimden emin bir şekilde.
Farkında olmadan duruşumu dikleştirmiştim."O zaman kaybolduğun gecedeki gibi bir gece oraya gideceğiz ve bir şeyler hatırlamanı sağlamaya çalışacağız."
Kafamı vurmamıştım ama yine de hatırladığım çok şey yoktu. Mesela Kaan'ın da dediği gibi spesifik hiçbir şey hatırlamıyordum.
Çağrı ve Zifri sessiz kalarak kararımı onayladı.
"Bu gece mi gideceğiz?" sesim bir anda tiz çıkmıştı. Beklemediğim bir tizlikte.
"İstersen yarın gidelim?" Vurulmamın üstünden birkaç hafta geçmişti ama hâlâ sırtım az da olsa ağrıyordu. Vücudum normal insan vücudlarına göre çok daha hızlı iyileşiyordu. Kolay kolay hasta olmuyordum ve olduğumda bu çok uzun sürmüyordu.
"Yarın gidelim bence." dedim aklımdaki düşünceleri bir kenara bırakıp. Eğer mezarlığa geri döneceksek bunun olabildiğince kısa bir sürede gerçekleşmesini istiyorum. Eğer beklersek kararım değişebilir.
"Tamam o zaman. Yarın buraya gelmeyin biraz evde dinlenelim. Salih Atamacı'ya ben haber veririm. Akşam 21.00 gibi karakolun önünde buluşalım. Rahat bir şeyler giyinin, ayrıca sıcak da tutsun ne kadar duracağımız kesin değil." Hepimiz kafamızı salladık ve Kaan ayağa kalkarak odadan çıktı.
"Ee gidiyor muyuz şimdi?" Çağrı gözlerini Zifri'den ayırıp bana döndü. Ne dediğini çok anlayamamıştım, aklım odadan çıkan ve hızlı adımlarla Salih Atamacı'nın odasına giden Kaandaydı.
"Bilmiyorum. Ben bir gidip Kaan'a bakayım." Ayağa kalktım ve kapıyı açıp dışarı çıktım.
Kaan büyük ihtimalle Salih Atamacı'nın odasına varmıştır.Oraya doğru ilerlemeye başladım.
"Kaan, bu hiçbir şekilde etkili olmaz. Kıza zarar vereceksiniz." Kapıdan gelen sesler onları dinlemem için bir işaret mi?
Biliyorum bu çok yanlış, hatta şu an bir karakoldayım ve gören olursa baya şüphelenir ama yapacak bir şeyimiz yok.
"Başkomiserim bu kimseye zarar vermeyecek, Rüzgâr benim gözetimim altında olacak ona hiçbir şey olmayacak söz veriyorum."
"Kaan bu senin ya da dışarıdan herhangi birinin yapacağı, koruyacağı bir şey değil bu, Rüzgâr ve onun bilinçaltıyla alakalı bir durum."
Evet o yüzden benim alabileceğim bir karar ve şu an buna izin vermeyerek kararıma saygın olmadığını gösteriyorsun?
"Bir deneyelim. Kötü olursa yapmayız." Denek tahtası olarak mı görüyorsun beni Kaan Ateş?"Rüzgâr'a her şeyi anlatıp iznini almamız gerekiyor." Zaten bunu yaptılar.
"Ben anlatabilirim ona."
Kapıdan içeri girmemin zamanı şimdi mi? Kapı kolunu tuttum ve kapıyı açtım.
Ee açtım kapıyı şimdi ne diyeceğim?
"Kaan," dedim ve durdum.
"Rüzgâr ne güzel buradasın. Sanırım Kaan sana bir soru sormuş. Mezarlığa tekrar gitmek isteyip istememenle alakalı bir soru."
"Evet, sordu." Başımı salladım.
"Neler olabileceğinin farkında mısın?"
"Hiçbir şey olmayacak." diyerek Salih Atamacı'nın sözünü kesti Kaan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3. mahalle
Ficção Adolescente"Beni bırakıp gittiğin gün öldüm ben. Sen beni bıraktın ama kalbimi kendine aldın. Kalbim seninle beraber uzaklaştı benden ve o gün son kez aldım nefes, o gün son kez yaşadım, o gün son kez hissettim. Ama en acısı da ne oldu biliyor musun? O gün son...