ArafTelefonumun sesiyle gözlerimi açarken elimi gece yere bıraktığımı hatırladığım telefonuma uzatıp ekrana baktım. Annem arıyordu. Telefonu açıp kulağıma yasladım ve uyku mahmuru sesimle konuştum. "Efendim anne?"
"Oğlum, yeni mi uyandın?"
"Evet," dedikten sonra uykulu bir şekilde iç geçirdim. "Ne oldu?"
"Ne demek ne oldu? Oğlumu sebepsiz yere arayamaz mıyım ben?" Annemin atarıyla gülerken "Arayabilirsin tabii," demiştim. Bu arada boştaki elimle gözlerimi ovuşturuyordum. "Annem nasıl, ne yapıyor?" diye sorduğunda içerideki seslere kulak kesildim. Televizyon sesinden başka bir şey duymuyordum.
"Bilmem, kankasıyla oturuyordur. Yani bu saate kadar uyumama izin verdiğine göre öyle yapıyor olmalı."
"Cennet mi?" diye sordu annem. Bu kızı bir tek ben tanımıyordum herhalde. Ankara'dayken babaannemle haftada en az bir kere konuşurduk ve arkadaşı Cennet'ten bahsederdi ama babaannemin arkadaşının liseli bir kız olacağını haliyle düşünememiştim.
"Evet, o," dedim bir süre sonra. Annem, hafifçe kıkırdadı. "Niye bu kadar uzun düşündün?"
"Anlamadım?" diye mırıldandım. Bu esnada yatağımdan doğrulmuştum. Annem, imalı bir şekilde konuşmaya başladı. "Cennet diyorum, ne düşünüyorsun onun hakkında? Çok tatlı bir kız, değil mi?"
"Tatlı olduğunu düşünmüyorum. Babaanneme örgüsünü bıraktıran bir kız tatlıdan ziyade korkutucudur."
Annem, söylediklerimle kahkaha atarken ben telefonu hoparlöre alıp komodine bırakmış, yatağımı yapmaya başlamıştım. Havadan sudan konuşurken annemin birden moralinin düşmesiyle bir şeyler olduğunu anlamıştım. Telefonumu yeniden elime alıp hoparlörden çıkardım ve kulağıma yasladım.
"Bir sorun mu var?"
"Oğlum, sen neden babaannenin evinde kalıyorsun?"
"Özledim onu, o yüzden-..."
"Baban bir şey dedi, değil mi?" diyerek sözlerimi kesti annem. Sesindeki sinir görülmeyecek gibi değildi. "Hayır," dedim anında. "Babam bir şey söylemedi."
"Beni kandırabileceğini mi düşünüyorsun?"
"Kandırmak değil, annem. Gerçekten de babaannemi özlediğim için. Evde yalnız kalmasını da istemiyorum. Tamam, kendine genç bir kanka bulmuş olabilir ama sonuçta geceleri evde yalnız oluyor. Endişeleniyorum."
"Gerçekten bu yüzden mi?" Annemin sesindeki şüpheci ton yalanımı yutmadığının kanıtıydı. Ancak şu an için üzerime gelmeyeceğini anlamıştım. Ki bu da istediğim tek şeydi.
"Evet, bu yüzden. Babamla hiçbir alakası yok."
"İyi madem, öyle olsun. Şuna bak, oğlum gurbetten geliyor ama yine de göremiyorum onu."
"Kaynananın kapısı sana her zaman açık, biliyorsun."
"Akşam oraya geleceğim kalmak için. Koyun koyuna yatarız artık." Annemin sözleriyle kahkaha atarken annemin de güldüğünü duymuştum. "Yatağımı paylaşmayı sevmem, biliyorsun."
"Sevmezmiş," diye homurdandı annem. "Sen nasıl evleneceksin acaba?"
"Çok basit, evlenmeyeceğim." Annemin bir şeyler söylemesine izin vermeden kahvaltı yapacağımı söyleyip konuyu geçiştirdim ve telefonu kapattım. Odamdan çıkıp banyoya girdiğimde elimi yüzümü yıkamış, uykumdan iyice ayılmıştım. Oturma odasına ilerlemeden önce yol üzerindeki mutfağa girip ağzıma yeşil bir zeytin attım ve yürümeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
0 RH (-) | Texting
Short StoryHerkesin kendine partner seçerken birtakım kriterleri vardır. Bu kriterlerin kimi fiziksel özellikleri içerirken kimi de karakter özelliklerinden oluşur. Ancak benim kriterlerim ne fiziksel ne de karakter özelliklerine dayanıyordu. Yalnızca bir krit...