6.BÖLÜM:ÖLMEK İÇİN YAŞAMAK LAZIM

26 4 2
                                    


~🎼BEN YOLA GELMEM🎼~

"Ağır yaralıyım ama ölmem
Medet ummam, boyun eğmem
Ve tedaviyi kabul etmem
Ben yola gelmem, yol bana gelsin..."



🖤🖤🖤

Küçük bir kasaba, çiçekler ve ben...
Hayatım boyunca böyle bir yer görmemiştim. Hayatım boyunca böylesine harika bir yer görmemişim. Gözlerim hayranlıkla büyürken dudağımın kenarı da mutluluktan dolayı kıvrılıyordu. Ellerim, fevkalade görüntüsü olan çiçeklerin üzerinde dolanmaya başlamıştı.
Gülümsüyordum. Bütün içtenliğim ile gülüyordum. Kalbim, huzur ve mutluluk ile çarpıyordu. Ağır adımlarımı hızlandırıp içimden gelen cesaret duygusu ile koşmaya başladım. Bütün bedenim özgürlüğe koşarken engel olmadım. Özgürdüm... Mutluydum...
Uzun zamandır tatmadığım duygulardı. Özlem duyduğum duygularıma kavuşmuştum.
Bedenim hem mutluluk ile hem de özgürlük ile tanışmıştı.

"Ben özgürüm," gökyüzüne doğru bakıp derin bir nefes aldım. "Ben mutluyum."

Çiçek bahçelerinin arasından geçerken çiçeklere zarar vermemek için büyük bir çaba sarf ediyordum. Bakışlarım yan tarafımda ki Karanfil çiçeğine uğlaştığında adımlarım durdu. Bir şey yapamadım ama susmadım da. Konuştum. Bu sefer susmak yoktu. Bu sefer içe atmak yoktu. Bu sefer konuşmak vardı.

"Benim için en önemli çiçektiniz. Bana ilk armağan edilen çiçek sizdiniz," Dudaklarımı ıslatıp başımı iki yana salladım. "Ama artık öyle değilsiniz. En önemlisi değilsiniz!"

Ve...
Benim mutluluğum bu kadardı, bir kaç saniyelikti...
Daha fazlası hiç olmamıştı...

Arkamdan gelen ayak sesleri ile olduğum yere adeta çivilendim. Hareket edemedim. Özgürlüğüm ve mutluluğum bir duman gibi yavaşça ortadan giderken onların yerine korku geldi.

Konuşamıyordum. 'Her kimsen bana yaklaşma' diye ikaz edemiyordum. Sadece susuyordum... O da susuyordu. Cevap vermiyordu. Belki de benim konuşmamı bekliyordu.

Boğazımda oluşan yumru beni daha da fazla huzursuz ederken başımı çevirip de bakamadım. Korkaktım. Ben gerçek bir korkaktım. Korkuyordum. Herşeyden korkuyordum.

Ama bir tarafımda 'konuş' diyordu. At korkunu, diyordu. Karanfiller gibi konuş onunla, diyordu. İçindekileri söyle ve kurtul, diyordu...

Tırnaklarım ile avucumun içine baskı uygularken kendimi toparlamaya çalıştım. "B-benden ne istiyorsun?"

"Benden ne istiyorsunuz? Bırakın artık beni. Bıktım... Anlıyor musun? Yoruldum. Usandım. Mutlu olamıyorum. Özgür olamıyorum. Neden böyle bir hayatta yaşayayım ki? Derdin canımla ?" Yanaklarımdan usulca akan yaşa aldırmadan cümleme devam ettim. "Al canımı! Öldür beni. Böyle yaşamaktansa, yaşamayayım." Beni dinlediğini hissediyordum ama önceden duyduğum nefes alış verişini şimdi duymuyordum.

SİYAH KARANFİL[Askıya Alındı/Devam Edecek]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin